Öncelikle yazımın başlığının, “Herkes, her şeyin kendi
çevresinde önem taşır” anlamına geldiğini belirteyim. Başka deyişle, “Kişinin
değerini en iyi bilenler, kendi çevresinde bulunanlardır. Onun için hatırı,
daha çok kendi çevresinde sayılır” anlamına gelmesi.
Çünkü kişi bulunduğu yerde tanınmış, kendisine bir çevre
edinmiş, hatırı sayılır bir yere gelmiştir. Yabancısı olduğu bir yerde
yeterince tanınmadığı gibi kıymeti de bilinmez.
Hafta sonunda CHP’nin Olağanüstü Kurultayı vardı. Niye
yapıldığına falan değinmeyeceğim. Benim ele almak istediğim olay Muratpaşa
Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın adaylık mevzusu!
Uysal, özellikle son dönemde her türlü konuda BAŞKAN ADAYI olmakla ün yapmış biri. Aylar önce CHP’nin 38. Kurultayı’ndan beri Genel Başkan Adaylığını açıklamamış mıydı?
Sonrasında Cumhurbaşkanlığı Adaylığı gündeme geldiğinde de
ortaya çıkıp “BEN DE ADAYIM” diyen CHP’li bir siyasi. Sonrasında ise bir adaymış
gibi bir değilmiş gibi açıklamalara imza atan biri.
Olağanüstü Kurultay kararı alınalı kaç gün olmuştu Cuma
gününe kadar bileniniz var mı? Yanılmıyorsam 15 gün. Peki, bizim müzmin HER
ŞEYE ADAY olan başkanımız Uysal niye o gün değil de SON DAKİKAYI niye bekledi
ki? İnsan soramadan edemiyor.
Sonra seçim günü, “Oynayamamam yerim dar” misali ADAYLIKTAN
ÇEKİLİYOR. Bir de “Partimi yıpratmamak
için adaylığımı sürdürmeyeceğim” diye açıklama yapıyor.
Yahu adama sormazlar mı aday olurken partini yıpratmış
olmadın mı? O zaman ortaya çıkan sonuç, PR İÇİN HER YOL MÜBAH öyle mi? Sabah
aday öğleden sonra değil!
Bu yaşananlardan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin
Böcek’in oğlu Gökhan Böcek’in, “Hadi işine!...” tepkisinin doğru olduğu ortaya
çıkıyor.
Vallahi ben onu bunu bilmem. Muratpaşa’ya hayrı olmayanın
bırakın ülkeye CHP’ye hiç hayrı olmaz. Evet, “Taş yerinde ağırdır” demiş
atalarımız. Olmuyorsa çok zorlamamak lazım. Zaten olmayacak bir hayaldi.
Ben bu konuyu İbrahim Taşdemir isimli şairin, “Otur, olduğun
yerde /Taş yerinde ağırıdır/ Başını
salma derde/ Taş yerinde ağırıdır /Olsan, elin safınında / Kimse olmaz farkında
/Kal kendi toprağında /Taş yerinde ağırıdır” dizeleri ile bitiriyorum.
Ne diyeyim bir insanın kendi tabutuna son çiviyi çakması ile
Ümit Uysal’ın adaylık açıklamaları bence birbirinin benzeri.
TAŞ YERİNDE AĞIRDIR usta. Velhasıl velkelam Ümit Uysal için
siyasetin sonu geldi de geçiyor gibi.
İĞNE VE ÇUVALDIZ
MESELESİ
Evet, biz gazeteciler (KASTECİLER!) hep birilerini yazıp
eleştiriyoruz. Memlekette neler olup bittiğini anlatmaya çalışıyoruz. Ama
kendimize TOZ kondurmuyoruz!
Artık bir şeyler değişmeli. İğneyi batırmanın zamanı gelip
geçmiş. Çünkü GAZETECİLİĞİN ÇİVİSİ ÇIKMIŞ! Daha doğrusu çıkartılmış. Bakın ne
ben ne de başkası DOKUNULAMAZ değil!
Aslında bizim kendi iç meselelerimizi buralardan yazmak ve
kamuoyu önünde tartışmak hiç de hoş olmuyor. Lakin ÇUVALDIZ’dan önce İĞNEYİ bir
batıralım istedim. Belki canı yananlar GERİ VİTES yapar!
Bizim meslekten bazıları durup durup KAŞINIYOR. Herkes haddini bilmeli, bilmeyen olursa
birileri çuvaldızdan önce iğneyi batırıverir haddini bildirir. Tıpkı benim
gibi.
Mesele şu; kendini şirin bir ilçemizde KASTECİ gösteren bir
zat-ı muhterem son dönemlerde her yerde karşıma çıkar oldu. Örneğin Kaş
ilçesinde ŞANTAJ yapılıp tehdit edilen hemşire olayında.
Şimdi olayın mağduru hemşire Ş.A., sözde bu zat-ı muhtereme
ulaşıp (2025 YILI MAYIS!) haber yapılması için evrakları vermiş. Bu arkadaşta
evrakları inceleyip olayda adı geçen M.V.A. ile alakası olmadığını söyleyip
haber yapmayı reddetmiş.
Sonra sözde gazetecinin iddiasına göre Ş.A., 100 bin lira
teklif edip 3 bin gazete bastırıp dağıtılmasını istemiş. Bu olayda adı geçen
kişi şikâyetçi olunca onun lehine ifade vermiş.
Birincisi iddia edilen kadın Kaş ilçesinde yaşıyor. İkincisi
niye Kumluca ilçesinden bir gazeteci ile irtibat kursun? Üçüncüsü HTS
kayıtlarına bakılınca kimin kimi aradığı ortaya çıkmayacak mı? Dördüncüsü
Ş.A.’nın elindeki evraklara kim bakarsa baksın M.V.A.’nın olayla ilgili direkt
bağlantısını anlar!
Evet ben ve benim gibi gerçek gazeteciler evraka bakınca
olayın M.V.A., ile alakalı olduğunu anlar. Ama Kumlucalı gazeteci müsveddesi
niye anlayamadı?
Bak ben senin o belgelere bakıp da anlayamadığın alaka ve
ilişkiyi bir fotoğraf karesi ile anlatayım. Belki görür de M.V.A.’nın olayla ve
o hemşire ile bağlantısını ANLARSIN!
Yahu madem senden para karşılığı haber yapılması istendi,
iddia ettiğin gibi hakaretler yapıldı da niye zamanında Cumhuriyet Savcılığı’na
başvurmadın diye adama sormazlar mı?
ULÜFESİNİ alıp keyfini süremeyince tamamen acemice
hazırlanmış bir senaryo. Sonra çıkıp bunun adına da GAZETECİ (KASTECİLİK)
diyeceksiniz öyle mi?
Sevgili dostlar; bir yazarın elinde kalem yaratıcıdır.
Karakterler oluşturur sayfa sayfa yaşamlar yazarçizer. Ama bir de silahşörün
eline geçmişse bu kalem, vay halimize…
O zaman hedeftekileri Allah korusun. Sivri ucundan İRİN akıtır
ve bizim muhterem gibi birilerinin senaryosunda FİGÜRAN olur.
Bu mekânın sahibi diyor ki; “GAZETECİLİĞİN ÇİVİSİ ÇIKTIĞI
İÇİN çuvaldızı başkasına batırmadan, iğneyi kendimize batırmasını bildiğimiz
zaman KASTECİ değil GAZETECİ oluruz.”
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz