Çocukluğumdan beri duyarım, “Su akar Türkler bakar” sözünü. Suyun ne kadar önemli olduğunu 50 yıl önce ilkokulda öğrenmiştik. 2000’li yılların başında TBMM Su Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı rapor, 21. yüzyılın en büyük silahı olarak kabul edilen su konusunda Türkiye'nin 'Su akar, Türk bakar' anlayışından kurtulamadığını ortaya koymuştu.
Meclis Su Araştırma Komisyonu, doğal su kaynakları açısından oldukça zengin bir ülke olan Türkiye'nin bu zenginliğin farkında bile olmadığını saptamış, hatta suyunu denize döken bir ülke olduğumu ortaya koymuştu.
Sonraları bu olgu değişti. ‘Su akar Türkler yapar’ oldu. Amma velakin bu iş öyle bir hal aldı ki şehirlerde kullanma suyu damacana su fiyatı ile yarışır hale geldi. Dünya Su günü nedeniyle hazırlanan su raporu önceki gün yayınlandı.
Türkiye’de suyu ucuza da halka ulaştıran belediye var, suyu damacana fiyatına halka satan da var! Listeye şöyle bir baktım. Bir metreküp suyu Diyarbakır 3.80’e, Van 4.05’e, Mardin 4.75’e, Ankara 8.69’a, İstanbul 8.076’ya, İzmir ise 9.83’e halkına içiriyor.
Hemen Antalya’nın yanı başındaki Muğla’da suyun metreküpü 5.72, Konya’da 5.76 ve Mersin’de de 6.55 TL. Kiminde su fazlasıyla var kiminde zar zor çıkartılıyor.
Amma velakin, dört bir yanından su fışkıran, Düden ile Manavgat Irmağı, Köprüçay’ı denize akan Antalya’da suyun metreküpü 13 lire 82 kuruş. Damacana 15 lira!
Suyu denize akan, çevresinde bir süre barajı olan ve ağzına kadar su dolu olan bir memlekette bu rakama bu suyun satılması akıl alacak, olacak iş değil. Düpedüz beceriksizlik!
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in seçim öncesi 77 vaadinden biri de ucuz su değimliydi? Bırakın kullanım suyunu damacana suyunu ucuz kullanacaktık hani?
Ne demişti o dönem Sayın Böcek, “Sağlıklı ve ekonomik su herkesin hakkı: HALKSU. Antalyamız ucuz ve sağlıklı su içecek. Suya harcadığınız para azalacak, aile bütçeniz nefes alacak. Biz Birlikte Yaparız” demişti.
Böcek başkanlık koltuğuna oturalı 3 yılı geçti. Allah için damacana suyu bırakın ucuza HALK SU adını bile göremedik. Bunun yanında kullanma suyunu Türkiye’de en pahalı kullanan şehir olduk.
Hani, “Ucuz ve sağlıklı su içecektik. Hani ucuza için bütçemiz nefes alacaktı” diye sorasım geliyor amama hemen, “ASAT’a elektrik faturası yüksek geldi” savunması yapacaklar.
Sanki diğer illerde elektrik değil de pil kullanıyormuş gibi! Bu gidişle hem suyu pahalı kullanmaya devam edeceğiz hem de o meşhur söz, “Su akar Antalyalı bakar” olacak!
KURNAZLIK NEREYE KADAR MIŞ?
Antalya’da eski otogarın yerine yapılar AVM’nin önü ve arkasına yapılan iki hilkat garibesi büfeyi sık sık yazılarımda dile getirdim. Yapılan yanlışlığı ve KURNAZ’lığı dile getirdim.
Bu iki büfenin (sözde büfe görünüşte değil) bir müteahhit üzerinden KURNAZ’lık yapılarak CHP’li birine verildiği yolundaki iddiaları gündeme taşımıştım. Haksız da değilmişim.
Özellikle KURNAZ’lık konusunda. UKOME oluru ve meclis kararı ile yapılmış bu hilkat garibeleri. Hatta o müteahhidi üstü kapalı “İZZET’i nefsi varsa ortaya çıksın” diye işaret etmiştim.
Dağdan, taştan, bölgede evine üç kuruş götürmeye çalışan ve işlerine balta vurulan esnaftan ses geldi amma Büyükşehir’den ‘Tık’ çıkmadı. Tabiri caizse ‘Ölü taklidi’ yaptılar.
Sadece burası için mi? Bu büfelerden Boğaçayı dahil toplam 12 tane yapılacağı hakkındaki iddialar, şehirdeki yapılan bir çok garip işler için bile.
Hani Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ağzından hiç eksik etmediği iki lafı var. Birisi, “Tüyü bitmedik yetimin hakkı” diğeri ise “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” diye.
Bu iki büfe konusundaki KURNAZ’lıkta aynen böyle oldu. Hesap döndü, dönmek üzere. O büfenin önünde KURNAZ’ın şans dağıttığının görüntüsü bile kendilerine ele vermişken.
Ne olmuş biliyor musunuz? Hilkat garibesi gecekondu büfeler için AVM yönetimi iptal davası açmış. İddialara göre, Antalya Emniyet Müdürlüğü de itirazda bulunmuş büfeler için!
Demek KURNAZ’lık bir yere kadarmış. Yani, “Keser döner sap döner, gün gelir hesap dönermiş” Söyleyen atalarımız doğru söylemiş ama bir de dillendirenler buna uysa iyi olacak.
BÜYÜK KAYBIMIZ
Benim 30 yıldır Antalya’da gazetecilik yapmama vesile olan, Konya’dan elimden tutup Milliyet Gazetesi Antalya Bürosu’nun başına getiren isim Taner Atilla. Onlarca insanı meslekte bir mevkiye taşıyan ve bugünlere gelmesini sağlayan adam gibi adam, büyük üstat ve bir çoğumuzun manevi babasıydı.
Bir dönem Hürriyet Haber Ajansı ve Milliyet Haber Ajansı’nın genel müdürlüğünü yapan, bir dönem Milliyet Gazetesi Akdeniz Bölge Temsilcisi olarak görev yapan Taner Atilla.
Ne yazsam ne anlatsam hepsi yetersiz ve boş kalır. Çünkü onu anlatmak satırlara sığmaz. Maalesef önceki gün kendisini kaybettiğimizi acı bir şekilde öğrendim ve kahroldum. Adını kızıma verdiğim ve birçoğumuzun annesi eşi Elif Hanım ile kızını aradığımda şoke oldum.
Ama dünya fani işte. Hepimiz geldik ve gideceğiz. Önemli olan Taner Atilla gibi bir hoş seda bırakabilmek önemli. Dün, İstanbul Kumburgaz Merkez Mezarlığı’nda toprağa verildi. Mekanın cennet olsun. Sevenlerine, ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz