Antalya, son dönemlerin trafik çilesini en çok çeken illerin başında geliyor. Yolu yok, nüfusa göre aracı çok. Bunlar yetmezmiş gibi bir de scooterler hayatımıza girdi. Çile çok. Sanki bu konularda Antalya KOBAY şehirmiş gibi bütün denemeler burada yapılıyor. Daha geçen hafta bu denemeye iki genç kurban verdik. Ne çabuk unuttuk!
Dünya şehri olmakla övündüğümüz şehrimizde sayıları 15 bini bulan elektrikli scooterlerin yaşanan elim kaza sonrası yasaklanması istenirken yeni zıpçıktılar hayatımıza giriş yaptı. Hem de büyük bir firma aracılığı ile. Dünyanın ve Türkiye’nin önemli otomobil kiralama şirketi olan AVIS, Antalya’yı elektrikli bisiklet konusunda ballı kaymak gördü.
Onlarda elektrikli bisiklet kiralama işine girdi. Şimdilik Konyaaltı’nda başlayacak sistemde bir elektrikli bisikletin günlük kiralama bedeli 205 lira +KDV olarak belirlendi. Sayısının ne kadar olduğunu bilen yok. Yolumuz yok ama gelen çok.
Yahu arkadaş bunlar kimden izin alıyor da bu araçları Antalya sokaklarına salıyor anlamış değilim. Zaten bu şehirde trafiğe kayıtlı 339 bin 603 motosiklet var. Bir bu kadar elektrikli olanı, bir bu kadar da mekanik bisiklet var. Bunlara 15 bin elektrikli scooter eklememiz gerekiyor.
Yetmedi AVIS’in henüz sayısı belli olmayan elektrikli bisikletini de eklediğimiz manan Antalya sanki Uzakdoğu ülkelerinden bir şehre dönüyor. Çekirge sürüsü gibi iki tekerlekli. Unutmadan bu bisiklet kiralama işini ilk kez Antalya Büyükşehir Belediyesi ANTBİS sistemi ile başlatmış ancak bir arpa boyu yol kat edememişti.
Anlayacağınız elektriklisi elektriksizi olsun bu şehir bu konuda KOBAY olarak görülmüş durumda. Lakin bu konuda doğru dürüst yolumuz bile yok. Varsa da birkaç tane göstermelik. Ama bundan sonrası için yeni açılacak yollarda bu iş ihmal edilmemeli. Birde yollardaki park sorununa çözüm bulunursa müsait yollar bu iş için ayrılabilir, öncelikli yol yapılabilir.
Yol yoksa bu mevcut yollarımızda can güvenliği yok demektir. Zaten bu araçların kaportası binenlerin vücududur. Bu uğurda verilen can kayıpları kimsenin umurunda değil. Bu haliyle bu işe izin vermek akla mantığa uygun değildir. Aksi insanlığa ihanettir. Önce yolları yapalım, sonra sıkı kurullar koyalım, öyle bu araçlara izin verelim.
Şimdi bu konuda en büyük görev Antalya Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nde (UKOME). Bu konuda acilen kararlar almaları gerekiyor. Yoksa Antalyalılar KOBAY olmaya, gencecikleri canları bu uğurda kurban vermeye devam edecek gibiyiz. Para hırsı insan canının önü geçmiş görünüyor.
Unutmadan bir konuyu anlatayım. ANTBİS’e dikkat çekmiştim ya. Bisikletleri ha bire çalınıyormuş. Bunun en canlı örneği önceki gün yaşanmış. Çalınan bir bisiklet uydu üzerinden takip edilmiş ve Balbey Mahallesi’nde olduğu belirlenmiş. Muhtar Abdullah Uyaroğlu’nun yönlendirmesi ile çalınan bisikletin parçaları bir hurdacıda bulunmuş.
Daha bunlar iyi günümüz. Kimisi çalınacak, kimisi giden canların intikamı için denize atılacak. Hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Keşke o iki gencecik canımızı bu işi kurban vermeseydik, keşke o çiçekleri onları yitirdiğimiz yerlere ve mezarlarına değil de düğünlerine gönderebilseydik. Eğer bunları başka canlar için söylemek istemiyorsa Acilen TEDBİR alalım, ZIPÇIKTILARA izin vermeyelim.
SAHİPSİZ ŞEHRİN HALİ
Her defasında konu denk geldiği zaman bende dikkat çekiyorum Antalya’nın şehir merkezindeki keşmekeşliğe, düzensizliğe ve sahipsizliğe! Amma kimin umurunda ki. Varsın olsun biz yazalım da kayıtlarda bulunsun. Bir gün birileri sorarsa lazım olacak nasıl olsa.
İşte buna örneklerden bir tanesini duayen gazeteci Hüseyin Demir sosyal medyada dile getirmiş. Sevgili dostum Hüseyin Demir, “Burası Antalya, turizmin başkenti. Tekelioğlu Cad. Terracity AVM’nin karşısı. Dilenci/tacizci işgalinde. Her bankamatik önünde yatan dilenciler ‘Antalya markası, Türkiye markasına’ darbe vuruyor, makam sahipleri izliyor” diye fotoğraflarla paylaşım yapmış.
Söz konusu yerin tam karşısında Muratpaşa Belediyesi var. Şimdi onlar çıkıp, “Bu caddenin sorumluluğu bizde değil, ne yapabiliriz ki” diyecektir. Sorumluluğu Büyükşehir’e atacaktır. Biz de bütün işler hep böyledir. Burnumuzun dibindeki sorunu çözmek yerine, illaki sorumluyu bulmamız lazım. Vallahi hiç kusura bakmayın. Kim sorumlu beni ilgilendirmez.
Yahu kardeşim biz böyle basit sorunları çözemiyor, müdahale edemiyorsak büyük bir olayda vay halimize. Sonra çıkıp ağlamanın manası yok. Velhasıl SAHİPSİZ ŞEHİRİZ vesselam!
SUSMAYI BİLECEKSİNİZ
Antalyaspor’da azıcık bir sorun olsa, başarısızlık yaşansa hemen herkes sesini yükseltmeye başlıyor. Bu tür insanların çoğunluğu İYİ GÜN DOSTU olduklarını açıkça ortaya koyuyorlar. Zor günlerde dertlere derman olmaya çalışan, olamasa da susmasını bilen insanlar vardır KÖTÜ GÜN DOSTLARI. İşte Antalyaspor içinde böylelerine ihtiyaç vardır her zaman.
Zaten zor bir şehirde yaşıyoruz. İçimizde farklı renk ve takımların destekçileri ile İRLANDALILAR varken bize kötü günlerde SUSMASINI bilenler lazım. Zor günler Akrep için gelip geçicidir. Bunu bugün olduğu geçmişte de hepimiz gördük yaşadık. Zor günler belki de İstanbulspor ve ardından Sivasspor galibiyeti ile bitti gibi.
İşte Başkan Aziz Çetin’in Sivas galibiyeti sonrası takım uçağında yaptığı SUS işareti gibi artık susmanı bilmeliyiz. Susalım ama TRİBÜNDE değil. Hadi tam destek hep destek sloganıyla kırmızı beyaz aşkına Pazar günü Karagümrük maçında takımımızın yanında olmaya. Koşulsuz ve şartsız sevgi ile.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz