Bugün benim için haftanın son günü. Her cuma haftanın son yazısını kaleme alıyorum. Bu güne özel yazılar olması dileğim maalesef gündem değişkenliği nedeniyle sekteye uğruyor.
Biz gerçekten millet olarak ZİNHAR ADAM OLMAYIZ! Artık buna inanmaya başladım. Çünkü iyi giden bütün işlere, işleyen çarka çomak sokmayı, KENDİ AYAĞIMIZA SIKMAYI DA ÇOK SEVERİZ! Türkiye bu konularda bir laboratuvar gibi mübarek. Örneklerle dolu.
Turizm sezonu verileri çok iyi bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Hoş hep kelle sayıyoruz! Turizmciler sezonu rekorlarla geçirirken, yıl sonu için ayrı bir rekor haberini müjdeliyorlar.
Gelin görün ki madalyonun öbür yüzü işlerin tam aksini söylüyor. Belki rekorlar üstüne rekorlar kıracağız amma hem kendi insanımızı, hem de turistleri çileden çıkaracak gibiyiz.
Başta Antalya Havalimanı olmak üzere İstanbul ve Ankara’da yaşanan yoğunluk gündeme oturdu. Yolcu salonları tıka basa dolu. Sebebi ya rötar ya hava trafiği. Sinirler hep gergin.
Nedeni ise Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) çatısı altında istihdam edilen hava trafik kontrolörlerinin zam talebi nedeniyle inisiyatif almama adı altında iş yavaşlatma eylemleri!
Uçaklar havada tur atıyor, yakıt harcıyor ve ekonomiye zarar veriyor. Yerde salonlar dolu insanlar perişan. Havadaki inemiyor yerdeki gidemiyor. Her şey arapsaçına dönmüş durumda.
Hava Trafik Kontrolörleri ve Diğer Ulaştırma Çalışanları Sendikası (HTK-SEN), bu işin 30 Haziran’da sona ereceğini açıklamıştı. Ama ani bir kararla inisiyatif almadan çalışma faaliyetinin 14 Temmuz’a kadar uzattı.
Daha üstünden bir gün geçmeden bu kez tarih 21 Temmuz olarak uzatıldı. Sanki maçın 4’ncü hakemi oynanmayan süreyi eksik gösterdi de orta hakem maçı uzattıkça uzatıyor gibi bir görüntü ortaya çıktı.
Bir tarafta hak arayan, diğer tarafta ülkenin döviz girdisinin artması için gece gündüz çalışan turizmci. Biri hakkını ararken ülkenin canına ot tıkıyor. Bu anlayışı kabul etmek mümkün mü? Uyarı için yapılan eylemi anlarım ama ülkeye zarar veren eylemi anlamam tasvip etmem.
Bu iş bana göre KABAK TADI VERDİ! Yahu arkadaş tamam anladık. Maaşlarınıza zam istiyorsunuz. Sesinizi duyurdunuz. Artık yaptığınız her eylem bu ülkeye zarar verdiği için antipati toplayacaksınız. İnanın gideceği yere zamanında gidemeyen, hastasına ve cenazesine yetişemeyen insanların vebali sizlere ağır gelir.
Hani dedim ya “KENDİ AYAĞIMIZA SIKMAYI SEVERİZ” diye. Bu anlattığım mevzuda aynen böyle. İyi giden turizm zarar görürse ki öyle görünüyor, bunun bedeli çok ağır.
Bilmem anlatabildim mi?
---------------------
TERZİ KENDİ SÖKÜĞÜNÜ
DİKEMEZMİŞ DERLER!
Bu atasözü sanırım terzilerin veya her kim için söylendi ise o iş kolunun tamamını kapsamıyordur. Ancak güzel bir sözdür. Bir kimsenin uzmanlığını kullanarak başkalarına yararlı olup da bu uzmanlığı kendi yararına kullanamadığını ifade eder.
Buna benzer bir olaya geçen hafta toplantı amacıyla gittiğim İnşaat Mühendisleri Odası’nda denk geldim. Yukarı kata çıkmak için asansöre yöneldiğimde şaşırdım.
İki asansör var binada. Birinde KIRMIZI diğerinde ise MAVİ ETİKET var. Yani birini kullanmak tehlikeli, öbürünü kullanmak ise az tehlikeli. Onunda eksikleri var manasına geliyor.
O günkü toplantıya katılanlar arasında elektrik ve makine mühendisleri odasının temsilcileri de vardı. Hep bu konuda halka uyarı yapan kurumlar bunlar. Böyle bir mekanda asansörler böyle ise diğer yerlerde acaba nasıldır sizce? Demek ki öyle herkese akıl vermekle olmuyormuş bu işler.
Hani başka bir atasözümüz var ya, ‘Ele verir talkını, kendi yutar salkımı’ misali olmuş bu vaziyet. Tıpkı TERZİ KENDİ SÖKÜĞÜNÜ DİKEMEZ sözü gibi!
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz