Kira artışlarını dün terörün bir değişik şekline benzetmiştim. Birçok kişi beni arayarak hak verirken bazı aklı evvellerde ev sahiplerine hak verdiklerini söyledi.
Kimin kime hak verdiği çok önemli değil. Ortada sıkıntılı bir durum varı. İnanın kiracıların durumu terör mağdurlarından daha beter. Başlarını sokacak bir oda bile bulamıyorlar.
Antalya başta olmak üzere Türkiye’nin bazı illerinde kiralık konut bulmak zorlaştı. Olanlarda öyle kiralanabilecek bir rakamda değil. Çünkü, ‘Kör tuttuğunu’ misali bir uygulama var.
Özellikle Rusya'nın Ukrayna'yı işgal operasyonu nedeniyle Ukrayna'dan gelenler Antalya’da bölgesinde kiraları yükseltti. Gelenlerin bir kabahati var mı yok mu bilemiyorum.
Ancak Ukraynalıların yerli vatandaşlardan daha yüksek kira vermesi nedeniyle mal sahipleri de kiraları kafalarına göre artırdı. Öyle uçuk rakamlar var ki insanın inanası gelmiyor.
Öyle ki öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği Kültür Mahallesi’ndeki fiyatı bin lira olan 1+1 olan 65 metrekarelik bir daire bile 3 bin 500 lira. Tabi bulabilirsen.
Antalya’daki diğer semtlerdeki kiralık konut rakamlarını söylerken bile dilim varmıyor. 10 bin liradan aşağı yok. Hele villalar 35-50 bin lira arasında. Yıllık değil aylık bu rakamlar.
Ortaya çıkan bu tablo karşısında daha düne kadar beğenilmeyen Varsak bölgesine rağbet artmış durumda. Orada da ev sahipleri bunu fırsata çevirmiş 4-5 bin lira kira istiyorlar.
Sonuçta bana gelen bilgilere göre insanlar yakınlardaki köylerden müstakil kiralık ev aramaya başlamışlar. Bir başka deyişle şehirden köye göç başlamış. İnanmayan gider tespit yapar.
Bir tarafta savaş, diğer tarafta fırsatçılar. Tabelalar ve reklamlar bile değişmeye başlamış. Türkçe hak getire! Kira artışını denetlemeye giden maliyeciler sitelere alınmaz. Aman Allah’ım ne günlere kaldık.
Terörden beter duruma devletin acilen el koyması şart. Aksi halde geri dönülmesi güç bir durum ortaya çıkacak. Vakit geç olmadan önlem şart.
Peki bunun yanında Antalya’da neler yapılabilir bu durum için? Bu konuda biraz inceleme yaptım. Yerli ve yabancı göçünü engellemek pek mümkün görünmüyor.
Özellikle yabancılar Antalya’dan ev almanın derdine düşmüş, devlet teşvik ederken bunu zor gibi. Sadece İstanbul’da olduğu bazı bölgelerde satış kısıtlaması getirilebilir.
İnşaat sektöründeki konut arzı biran önce artırılmalı. Özel sektöre kontrollü teşvikler verilmeli, Emlak Konut ve TOKİ acilen devreye sokulup Hazine arazileri dar gelirlere konut alanı için açılmalı.
Özellikle bu dönem TOKİ’ye bu bölgede büyük ihtiyaç duyulmakta. Çünkü arsa değeri yüksek olan Antalya’da devlet arazisine TOKİ vasıtası ile konut yapıp soruna azda olsa çözüm bulunmak tek çare gibi görünüyor.
Yoksa VAKİT ÇOK GEÇ olacak.
AL SANA YENİ PROJE
Ben dahil bir çok gazeteci Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i 77 proje vaadini yerine getirmediği için eleştirdik. Kendisi çıkıp 77 değil, 142 projeyi bitireceklerini söyledi.
Koronavirüs belası nedeniyle bir yıl hiç hizmet üretmeyen Böcek, hızını artırdı. Vaatleri arasında olmayan projelere öncelik verip bir çok çalışmaya start verdi. Kimisi bitti kimisi de devam ediyor.
Bu vaat dışı projeler kimi zaman bir köprü kimi zamanda bir kilometrelik yol oluyor. Ancak dün önüme düşen haber öyle proje falan değil. Günümüzün olmazsa olmaz bir konusu!
Yaşlılarımıza yönelik bir çalışma. Gündoğmuş ilçesinde Büyükşehir ‘Telefon kullanma kursu’ açmış.
Telefon dolandırıcılarının hedefindeki yaşlılara görüntülü telefon kullanma eğitiminin yanında, mesaj atma, internet bankacılığını ve e-devlet işlemlerini yapmak öğretilmiş.
Hatta kurs sonunda tatbikat bile yapmış yaşlı bireylerimiz. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i görüntülü arayarak bu çalışma için sürpriz yapıp teşekkür etmişler.
Başkan Böcek, “Bundan sonra artık bayramlarda çocukları, torunları ve akrabaları görüntülü arayabilirsiniz. Ama beni de ihmal etmeyin arayın” diyerek tembihte bulunmuş.
Vallahi bu kurs ile yaşlılara iyilik edilmiş amma bir süre sonra evde kavga çıkarsa şaşırmam. Çünkü akıllı telefonu öğrenenler yaşlıların ilk işi Tiktok’a şöyle bir göz atmak oluyor!
Her neyse. Bugüne kadar kimsenin aklına gelmeyen bir proje yapılmış. İyi ki yapmışınız.
82’DEN 70’E DÜŞEBİLMEK
Antalya’da uzun zamandan beri sürücülerin korkulu bir rüyası var. Gazi Bulvarı ile Dumlupınar Bulvarı arasındaki hız farkı. Birisi 82, diğeri 70 kilometre.
Bunlara yüzde 10 toleransta eklediği zaman biri 90 diğeri 77 kilometre hıza ulaşıyor. Bu ayarlamayı yapan ise Ulaştırma Koordinasyon Merkezi (UKOME).
Niye göre, hangi kritere göre? İnanın bende bilmiyorum. Sanırım mantıklı ve makul bir açıklamaları vardır. Ama düşünün 90 kilometre hızla gelirken 77’ye düşüreceksiniz hızınızı.
Bu yol yani 77 kilometre hız limitli Dumlupınar Bulvarı 3 şeritli, üst geçitleri olan bir yok. Birçok sürücü bu yolda seyyar radar aracına takılıp yüzlerce liralık ceza ile karşılaşıyor.
Bende bu mağdurlardan biri oldum. Gecenin 23.00’ünde yol bomboş 90’dan 77’ye düş ve öyle git te göreyim. Gidemezsen yersin benim gibi 427 lira cezayı.
Sayın UKOME üyeleri! Bir dönem çok direnmiştiniz Gazi Bulvarı’ndaki hız limitini 70’ten 82’ye çıkarmaya. Allah aşkına Dumlupınar Bulvarı’na da bir el atın artıkta yolu eşitleyin.
Yoksa 2-3 kilometrelik mesafede bu ekonomik sıkıntılı günlerde canlar yanıp beddua alacaksınız haberiniz ola.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz