Bugün sizlere hafta sonunda gerçekleştirilen ve hararetli geçen Antalya Şoförler, Otomobilciler, Kamyoncular ve Kamyonetçiler Esnaf Odası seçimini analiz edeceğim.
Önce büyük üstat Necip Fazıl Kısakürek’in, “Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen, hem yolunu kaybedersin, hem dostunu!” sözünü hatırlatarak başlamakta fayda görüyorum.
Bana göre de, yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen her daim kaybetmeyi göze alacaksın! İşte bu minvalden yola çıkarak seçimi değerlendirmeye çalışalım.
Efendim, Niyazi Özçelik 2.5 yıl önce seçimi kazanırken Mehmet Ali Alkan’ın tutuklanmasını fırsata çevirdi. 2 bin 400 sayfalık iddianame ve dava dosyasındaki içerikleri iyi kullandı.
O dönem yanına aldıkları ve birlikte yola çıktıkları ile iyi yol aldı. Şoför esnafı bir başka deyişle Özçelik’i sırtına alıp Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığı’na taşıdı. Yani Özçelik’i yol arkadaşları ve onunla yola çıkanlar her engeli aşıp güvendikleri ismi zirveye çıkardı. İşte ne olduysa bundan sonra oldu.
Yukarı tırmanırken tutulan dallar kırıldı. Sonra o 2.5 yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçti, seçim günleri gelip çattı. Aşağı inilirken tutunacak dalların olmadığının farkına varıldı. Birkaç aydır bu seçim atmosferini takip ettim. Büyük umutlarla göreve getirilen Niyazi Özçelik’in yanı başında kimseciklerin kalmadığını gördüm. Anlayacağınız, yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişmiş Özçelik.
Nasıl mı? Örneğin 2.5 yıl önce ne yanında, ne arkasında, ne sağında ne solunda olmayan Elmalı Belediye Başkan Yardımcısı CHP’li Hasan Aydın, bu kez hep yanındaydı. Yolda bulduğu bir isim olan Aydın’ın kim olduğunu anlatayım. Aydın, sahte diplomalı 31 antrenörden birisi. Ankara 49'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada yargılanıyor.
‘Resmi belgede sahtecilik’ suçlamasıyla yargılanan Hasan Aydın, Niyazi Özçelik’in tavsiyesi ve referansı ile Güreş Federasyonu Başkanı Şeref Eroğlu’nun listesinde yer alıp yönetime giren isim oldu.
Hal böyle olunca seçimlerde sürekli sahada gördüğümüz Aydın ve Federasyon Başkanı Eroğlu, Özçelik’in yeni yol arkadaşları görünümü verdi. Ancak seçim meydanında bu ikilinin taktiği sırtının yerden kalkmasına engel olamadı.
Anlayacağınız sorun, yola çıktıklarınızı, yolda bulduklarınız ile değiştirmeden önce, yola nasıl ve kimin ile çıkacağınız çok önemlidir. Bu ikilinin yerine 2-5 taksici esnafı yanında olsaydı sonuç böyle olmayabilirdi.
Son dakikada, rakibinin eşine ve kızına hakaret etmesi bizim toplumlumuzda hiç tasvip edilmez. Bu olay belki de Özçelik’in kaybetmesinde indirici bir darbe oldu.
Gelelim Mehmet Ali Alkan’ın seçimi nasıl kazandığına. Öncelikle cezaevinde tutuklu kalmasını dezavantajdan avantaja dönüştürdü. Her gittiği yerde mağdur edildiğini anlattı.
Daha önce yola çıktıklarının kendisine nasıl ihanet ettiğini ve nasıl yanlışlar yaptırdığını iyi analiz etti Mehmet Ali Alkan. Aynı hataya bir daha düşmemek için yolda bulduklarına değil yola çıktıklarına güvendi.
Alkan, sürekli geçmişten ders aldığını anlattı. Üstüne basa basa hiç çekinmeden hatalarını esnafa anlatıp tekrar onlardan kendisine şans vermelerini istedi. Hatta hataları için özür bile diledi.
Seçim sahasında güreşçilerle değil, esnafın kendisi ile yüz yüze görüşüp sorunları dinledi, çözüm önerilerini ve projelerini anlattığı için kazandı Alkan. Artık bundan sonra yoğurdu üfleyerek yiyecektir.
Ancak benim bu noktada kendisine bir tavsiyem olacak Mehmet Ali Alkan’a; “Şu dava meselesinde ‘Kumpas kurdular’ sözünden vazgeç. Devletin savcısı ve polisi sana kumpas kurmaz. Bilmem anlatabildim mi?
Kaybedene geçmiş olsun, kazanana hayırlı olsun.
KONYA KADAR OLAMADIK
Türkiye’nin turizmde ve örtü altı tarım üretiminde başkentiyiz. Her iki alanda da döviz girdisi ile ülkemizin belkemiğini oluşturuyoruz Antalya olarak. Ama bu sadece orada kalıyor.
Son dönemlerde toplu ulaşıma yapılan zamlar dar gelirlilerin belini bükmeye başladı. Öyle laf olsun diye çarşı Pazar dolaşanların sayısı sanırım azaldı. Nedeni 5 TL’yi aşan biniş ücreti.
Oldum olası, bu toplu taşıma işini belediyelerin kendisinin yapması gerektiğini savunan biriyim. Buna da sürekli Konya, Kayseri, Ankara ve İstanbul’u örnek veririm.
Bakın burnumun dibindeki Konya Büyükşehir Belediyesi bu işi gayet güzel yapıyor. Şimdi 75 adet otobüs alacakmış. Bu alım Cumhurbaşkanlığı tarafından 2022 Yatırım Programı'na da alınmış.
Dünya kenti olmakla övündüğümüz Antalya’da ise halk otobüsü esnafına mahkum ediliyoruz. Konyalılar yapabiliyor da biz niye yapamıyoruz Allah aşkına. Bizim başımız kel mi?
Artık bu işe bir neşter vurmanın zamanı gelip geçiyor. Eldeki belediye otobüslerine ilaveten yenileri alınıp kökten çözüme gidilmeli. ‘Biz birlikte yaparız’ öyle değil mi?
ÇAVUŞOĞLU YARI FİNALE YÜKSELDİ
Bu başlığa bakıp da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bir yarışmaya falan girdiğini düşünmeyin. Öyle bir şey yok ama kendi adını taşıyan okul bu işe başardı.
Mevlüt Çavuşoğlu Spor Lisesi Erkek Futbol takımı, namağlup Antalya şampiyonluğu sonrası Osmaniye’de oynanan gurup maçlarına katıldı. Alanyalı gençler, burada da namağlup şampiyon olarak Türkiye Yarı Finallerine gitmeye hak kazandı.
Dışişleri Bakanı’nın adının ağırlığını hisseden gençler bu işin hakkını vermişler. Umarım finalde isimleri şampiyonluğa yazdırırlar ve Türkiye’yi temsil etme hakkı kazanırlar.
O zamanda okulun isim babası da gerekeni yapar!
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz