Biz gazeteciler hep birilerini yazıp eleştiriyoruz, siyaseti yazıp neler olup bittiğini anlatmaya çalışıyoruz. Amma iş kendimize geldi mi ES geçiyoruz. İğneyi kendimize batırmanın zamanı gelip geçti.
Aslında bizim kendi iç meselelerimizi burulardan yazmak ve kamuoyu önünde tartışmak hiç de hoş olmaz. Olmazda çakma gazeteciler türeyince bırakın iğneyi baltayı bile kendimize vurmakta gecikiyoruz. Şimdi bazıları yani bu çakma gazeteciler durup durup kaşınıyor. Herkes haddini bilmeli, bilmeyen olursa birileri ya çuvaldızı ya da ondan önce iğneyi batırıverir. Tıpkı benim gibi.
Hepimiz biliriz kurşun kalemin insan hayatında neleri değiştirdiğini. Şöyle bir düşünelim “Kurşun kalem nedir ne işe yarar?” diye. Kırtasiyeciden alındığı zaman ucu açılmadığı için öylesi dimdik zararsız yerinde durur bekler.
Kendisini eline alacak sahiplenecek ve ucunu açacak birilerini arar. İçi karbonlu ağaç parçasının ne zararı olabilir insanlığa veya topluma? Atom bombası da masum bir icattı! Kurşun kalem dedik ama bunun üzerine varyasyonlar yapmak sizin hayal gücünüze bağlı. Bunu tükenmez kalem, dolma kalem, daktilo ya da bilgisayar olarak geliştirebilirsiniz.
Kırtasiye raflarındaki kalemin minik bir öğrenci tarafından alındığını varsayarsak bu kalem dibi bulununcaya kadar hep masum çizgiler ve yazılar yazar beyaz sayfalar üzerinde. Bir öğretmenin elinde ilim olur irfan olur, harf öğretir minik ve yoğrulmamış beyinlere.
Bir muhasebecinin elinde hesaptır, kitaptır, vergidir, SGK’dır işlevi. Yazarların elinde ise o kalem yaratıcıdır. Karakterler oluşturur sayfa sayfa yaşamlar yazar çizer. Bir ressamın kara kalemi portreler üzerinde döner ve o anı ölümsüzleştirir.
Peki, bu kalem bir gazetecinin elinde olursa neler olur? Neler olmaz ki! Ülke meselelerine vatandaşın yararına kullanılırsa tadından yenmez. Hem kendisini hem de kendisini yönlendiren sahibini yüceltir. Hayır duası alır, meclislerde adı okunurken hep sevgiyle saygıyla anılır.
Ama bir de silahşorun eline geçmişse bu kalem, vay halimize. Sivri ucuyla yazar da yazar. İçindeki karbondan sevgi, hizmet ve aşk yerine irin, kin ve nefret akar. Derdi imanı paradır. Hani bazılarımız var ya hep kendi menfaatine yazar. Hiç toplum yararına karalamaz sayfaları.
Kağıt bile isyan eder ona ama o bildiğini okur ve yapacağını yapar. Ucu sivridir ne de olsa. Ya da çirkin çizgiler atar yazdığı bembeyaz sayfanın üzerine. Aslında ne kalem bilir ne de beyaz sayfa üstüne art niyetle yazan kişinin içindeki kin ve nefreti veya çıkarcılığını!
Keşke elimizde olsa da silah ruhsatı gibi kalem ruhsatı da verebilsek gazetecilere. Bu kalemşorlara, ruh hastalarına. “Art niyetli kişiler bunları rahatça kullanamasa” diye.
Hasta kalemler, yumuşak kalemler, ucu kırık kalemler. Kalemlerin suçu yok elbet. Suç onun ucunu sivriltenlerde. Asıl kabahat kalemde değil, ona hükmedenindir oysaki.
Şöyle bir kez daha bakalım etrafımıza, “Antalya’da kaleminin ucunu sivriltip kullanan kaç kalemşora var” diye. Sabah başlasak akşama kadar yetmez gün bunların tamamı için.
Kendini kutsal bir çatının arkasına gizleyen ruh hastası, bu kalemşorları tek tek saymaya kalkarsak inanın bende sizde ruh hastası olur çıkarız. Onlar ise kıs kıs gülmeye devam eder.
Evet sevgili dostlar, zaten onları siz de biz de çok iyi biliyoruz. Kale almaya da gerek yok. Fakat, çuvaldızı başkasına batırmadan iğneyi kendimize batırmasını bilmeliyiz vesselam.
BEKLENEN AÇIKLAMA GELDİ
Geçen hafta yani 11 Kasım’da ‘Bir açıklama bekleniyor’ başlığı altında yazımda Lara’daki Düden Balık Çarşısı hakkında sosyal medyada yazılıp çizilenleri ele almıştım. Nihayet bu konuyla ilgili Başkan Muhittin Böcek’in ve sosyal medya hesaplarından açıklama yapıldı. Hem de görüntülü bir şekildi.
Mart ayında yaşanan fırtınanın etkisi ile hasar gören tesisin yenileme çalışmalarının devam ettiği kamuoyu ile paylaşıldı. 2017 yılındaki yapımın hatalı olduğuna dikkat çekildi. O dönem projedeki statik hata nedeniyle tesisin bugün bu hale geldiğinin iddia edildiği açıklamaya göre, çatı güçlendiriliyor ve açılır-kapanır hale getiriliyor.
Ayrıca, EKDAĞ A.Ş. tarafından tesisin bazı alanlarında değişiklikler yapılacak. Modern çizgilerle günümüz şartlarına göre modernize edilecekmiş! Bana göre geç kalmış bir açıklama. Yahu zamanında bu açıklamayı yapsaydınız da milletin ağzına sakız etmeseydiniz ya! İllaki sizi birilerimi dürtüklemeli iş yapın açıklayın diye?
Fakat Başkan Böcek’in açıklama paylaşımına, “Çok yakında yeniden burada buluşmak üzere” ifadesi eklemesi dikkatimi çekti. Ne zaman hangi tarihte sevgili Başkan.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz