Türkiye’nin en önemli seçimi olacak 2023. Bundan hiç şüphem yok. Ancak seçim tarihi yaklaştıkça provokasyonlar erken gelmeye başladı. Yaşanan olaylar bunun açık ve net göstergesi.
Öyle birilerinin İstiklal’deki patlamayı seçimler ile ilişkilendirmesi değil benim dediğim olaylar. Antalya’da iki haftada iki benzer olay. Daha önceki seçimlerdeki benzerleri de var.
Lafı eveleyip gevelemeden hemen konuya gireyim. Geçen hafta Muratpaşa Belediyesi yanındaki Atatürk Meydanı’nda yer alan Atatürk Anıtı’na yapılan saldırı. Kaidesi bir gece vakti kırıldı.
Antalya Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, güvenlik kameralarından, şüphelinin Ahmet Çakır olduğunu belirleyip yakaladı. Zanlı, pişman olmadığını söyledi.
Yani suçunu itiraf eden bu kişi çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp cezaevine gönderildi. Aslında bu olay bana yine ‘GELİYOR GELMEKTE OLAN’ı hatırlattı. Her seçim sürecinde olduğu gibi.
Ben bu mesleğe başladığımdan beri bu ve buna benzer çok olaya rast geldim. Lakin bu kez bu olay çok farklı. Adam özellikle gelip bu saldırıyı gerçekleştiriyor ve pişman olmadığını söylüyor.
Zaten bir insan pişman olacağı böyle bir olayı niye yapsın ki? Mutlaka bir amacı ve hedefi olmalı böyle bir olayı yapanın. Yoksa durup dururken böylesine çirken bir saldırıyı niye yapsın?
Tam bu olay için birçok kişi “MÜNFERİT” diye düşünürken dün de Kepez İlçesi’nde buna benzer bu olay Kanal Mahallesi'ndeki Alaeddin Keykubat Ortaokulu'nda meydana geldi.
Okul bahçesine giren kişi ya da kişiler, Atatürk büstünü boyun kısmından kırdı. Baş kısmına da hasar verdi. Kimin yaptığını kamera kayıtlarını inceleyen polis ortaya çıkaracaktır.
Zanlılar yakalansa bile muhtemelen söyleyecekleri üç aşağı beş yukarı belli. Ya pişmanız ya da pişman değiliz diyeceklerdir. Ardından da tutuklanacaklar ve kısa süre sonrada çıkacaklardır.
Fakat olayları peş peşe analiz ettiğimiz zaman iki farklı ilçe iki benzer saldırı olayı var. Kimin işine yarayacağı açık ve net ortadadır. Zanlıların tabanına inilse bağlantıları net anlaşılacaktır.
Tabi bu saldırının arka planındaki kişiler Antalya’nın yapısını çok iyi bildiklerine eminim. Çünkü bu şehrin insanının BAM TELİ ve en hassas noktası ATATÜRK’tür. İşte meselede budur.
Bu hassasiyeti bilenlerin seçim öncesi böylesine önemli ve hassas konuyu provoke edecekleri iki olay ile açık ve net ortadadır. Seçim öncesi bu tür olayların kullanılabileceği de belli olmuştur.
Bizim millet olarak ATATÜRK gibi birçok HASSAS NOKTAMIZ var. Yarın öbür gün birileri de dini mabetlere saldırırsa şaşırmam.
Bana göre 2023 seçimleri öncesi gizli bir el ve malum odaklar yine düğmeye bastı. Aman dikkatli olalım ve bu tür oyunlara gelmeyelim. Zihniyet belli hedefleri açık ve nettir.
BİR ÖNERİNİZ VAR MI?
Antalya’da son dönemde okul bahçelerine yapılmak istenen anaokulu binalarına karşı yürütülen bir kampanya var. Herkes kendine göre haklı olabilir. Benim amacım kimin haklı olduğu değil.
Bu memlekette ilkokul, ortaokul ve lise olmazsa olmaz bir ihtiyaç. Bu memleket sürekli içten ve dıştan göç alan bir şehir. Nüfus her yıl giderek artmakta okullarda buna cevap verememekte.
Devlet ve hayırseverler el ele vererek harıl harıl okul yaptırırken okulların hiç biri ihtiyaca cevap vermiyor, veremiyor. Bugün 10 okul yapıyorsunuz yarın 15 okula ihtiyaç duyuluyor.
Nüfus arttıkça alttan gelen çocuk sayısı da buna paralel olarak artıyor. Hal böyle olunca devlet hem kreş hem de anaokulu yapımı için arsa arıyor. Çünkü belediyeler bunun için arsa üretmiyor.
Milli eğitim de çareyi mevcut okulların bahçelerine anaokullarını yapmakta buluyor. İşte bir bardak suda fırtınada bu noktadan itibaren kopuyor. Özellikle okul müdürleri bu işi istemiyor.
Müdür istemediği için veliler başta olmak üzere bazı kişilerle bu işin önüne geçmek için ya eylem yapıyor ya da sosyal medyada kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Başarılı da oluyorlar!
Ancak benim anlamadığım bu konuda asıl sorumlu olan belediyeler ortada hiç yok. Hepsi sus pus. Biri de çıkıp, “Yahu biz planda okul yeri ayıramadığımız için bunlar yaşanıyor” diyemiyor.
Tamam anladık. Antalya’da rant yüksek olunca kimse elindeki arsayı eğitime vermek istemiyor. Okullarda, velilerde ve provokayonu seven kişililer de bu işi körüklüyor. Hepsine eyvallah.
Bir kişi bir olaya karşı ise çözümünü de göstermeli. Yoksa yapılanlar ‘ÇARŞI HER ŞEYE KARŞI’ DAN öteye gitmiyor. Varsa bir öneriniz çıkın söyleyin be arkadaş. Öyle karşı olmakla olmuyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz