Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de sağlık ve sağlıkçıların önemi koronavirüs salgını ile anlaşıldı. İkisinin de olmazsa olmaz olduğu ortaya çıktı. Ama balık hafızalıyız ya unuttuk!

Özellikle sağlık ve sağlıkçıların önemini en iyi bilen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek. Çünkü kendisi 64 günü yoğun bakım olmak üzere 108 gün hastanede tedavi gördü.

Koronavirüs illetinden dolayı resmen ecelle pençeleşmişti Başkan Böcek. Bu nedenle her defasında doktorlar başta olmak üzere sağlıkçılara teşekkür ederdi!

Ama ne olduysa Böcek iyileştikten sonra inanın ben dahil bir çok kişi tanıyamaz oldu kendisini. Hal ve hareketleri ile çevresine bakış açısı değişti bir anda. Zaten uzmanlara göre göre virüs bu tür sorunlar yaşatabiliyormuş.

İşte bizim başkan iyileşip kendine gelip zımba gibi olduktan sonra birçoğumuzun yaptığı gibi iyilikleri unuttu. Yaşama dönmesini sağlayan sağlıkçılara ahde vefayı kısa kesti.

Pandemi süresince sağlıkçıların toplu ulaşım hizmetinden ücretsiz yararlanmaları Cumhurbaşkanlığı kararı ile sağlanmıştı. Bu bir süre önce yine uzatıldı.

Bu karar Türkiye’de birçok şehirde belediyeler tarafından anında uygulamaya konulurken Antalya’da ne hikmetse bir türlü uzatılmadı. Daha doğrusu karar uygulanmadı.

Hal böyle olunca pandemi nedeniyle gecesini gündüzüne katan sağlıkçılar yolda kaldı. Kalmak istemeyenler de cebine kuvvet bilet alıp otobüse bindi.

Hani dedim ya biz millet olarak hatta insan olarak biraz balık hafızalıyız diye. İyiliği de kötülüğü de kısa sürede unutuyoruz. Veya unutmuş gibi görünüyoruz.

Yaşanan bu duruma sağlıkçılar adına Sağlık- Sen Antalya Şube Başkanı Sinan Kuluöztürk isyan etti. Kuluöztürk, “Muhittin Böcek’in duyarlı olmasını bekliyorduk” dedi.

Hatta, “Sağlık çalışanlarının üstün başarısı ve gayreti doğrultusunda şifa buldu. Belediye başkanımız ölümden döndüğü dönemi baz alarak sağlık çalışanlarına kendi makam aracını vermesi gerekirken toplu taşımada bu zorluğu çekmelerine neden oluyor” diyerek sitem etti.

Şimdi sendika başkanı dahil tüm sağlıkçılar haksız mı? Asla ve kat’a. Ama “Bizim Başkan Böcek’e bi haller oldu” demiştim ya. Alın işte size kanıtı. Normalde yapmayacağı işleri yapıyor.

Yoksa Başkan Böcek böyle önemli bir konuyu asla unutmaz ve yapılan iyiliğe ahde vefasızlık göstermez. Ne oldu bende anlayamadım bu konuda.

Ama son günlerde bu halk otobüsçülerinin zam meselesi sık sık gündeme gelip üstelik ücretsiz binişlerin kısıtlanmasını istemeleri bu konuya da etki etmiş olabilir.

Yoksa Muhittin Böcek böyle biri değildir. Öyle değil mi Başkan? Hadi bir el ata bu ayıbı ortadan kaldırıp mağduriyeti giderin. Aksi halde hapı yutarsın.

BİLİM FESTİVALİ HAZIRLIĞI

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün 21 Ocak’ta Lider Haber’de yayınlanan TURUNCU KOLTUK programında müjdelediği Bilim Festivali için geri sayım başladı.

Adı BİLİMFEST 2022 olarak belirlenen bu muhteşem etkinlik sanırım Türkiye’de yine bir ilke imza atılacak organizasyon olacak. Tıpkı TEKNOFEST gibi olacak.

Ülkemizdeki tüm bilme meraklı gençleri bir araya getirecek olan BİLİMFEST 2022 için geçen hafta Başkan Tütüncü, Ankara’da önemli görüşmeler yaptı.

Tütüncü, Savunma Sanayi Akademi Başkanı Prof. Dr. Cenk Aktaş, Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve HAVELSAN Genel Müdürümüz Mehmet Akif Nacar ile bir araya geldi.

Görüşmelerde, gençler için ufuk açıcı fikirler ele alındı. Bilim tutkunu gençlere zirveleri hedef gösteren bu organizasyon şimdiden heyecanlandırmaya başladı.

Gerçekten bu festival hem Antalya’ya hem de Türkiye’ye ayrı bir renk katacak. DokumaPark’taki Bilim Merkezi ile gençler geleceğe emin adımlarla ilerleyecek.

Eeee nede olsa bir dönemin en genç Belediye Başkanı Hakan Tütüncü gibi bir liderleri var.

SAKLIKENT’İN SORUNU

Arkadaş ne Saklıkent’miş. Gidersin bir dert gitmezsin bin dert. İnsan ikilemde kalıyor vallahi. Ben bu yıl bir kez gittim, “Gitmez olaydım” dedirttiler!

Neyse ben sadede geleyim. Efendim Saklıkent Kooperatifi var. Ellerinden geldiği kadar bölgenin adının duyurulmasını ve devlet tarafından bölgeyle sahip çıkılması için çalışıyorlar.

Amma velakin birde bu kooperatifin ortakları yani üyeleri var. Aman Allah’ım kendilerini bölgenin tek sahibi zannediyorlar. Her şey onlar içinmiş gibi düşünüyorlar.

Bakın arkadaşlar. Kooperatif bir anlaşma yapmış ve oraya tesis ile işletme yapılması için anlaşma imzalamış. Yani yönetim o kişiye yetkiyi vermiş ve onlarda yatırımı yapmış.

Artık oraya yapılan işletmenin söz sahibi ve belirleyicisi o şirket. Siz gidip hesap soramazsınız. Soracak birisi var ise o da kooperatif. Onlarda sözleşmeye göre sorar.

Ama siz canınız sıkılınca, “Çağırın bana buranın işletmecisini” diyemezsiniz. Kendinize gelin. Sizin dükkanına birisi gelip böyle derse yaka paça dışarı atarsınız.

Saklıkent’in sorunları çok ve saklı. Dün haberlere konu oldu. Adamın biri burada kar festivali yapacağını söyleyip 2 bin 700 kilo et toplayıp kaybolmuş. Şikayet üzerine yakalanmış.

Bir diğeri de bu hafta sonu yani pazar günü DJ festivali düzenlemek için sözde izinler almış. Ama işletmenin haberi bile yok. Saklıkent’in adını kullanan kullanana.

Artık birileri bu keşmekeşliğe son verdirmeli.