Seçim
bitti. Antalya’da belediyelerdeki siyasi yapı şekillenmiş oldu. Seçimden önce
söylenenler ile seçimden çıkan sonuçlara bir bakmak lazım. Birbirini tutuyor mu
tutmuyor mu diye...
Millet
sandıkta mesajını verdi. Verdi vermesine de
sıra sandıktan çıkan sonuçların değerlendirilmesine geldi.
Artık
seçmen eski seçmen değil, gözü açıldı. Seçmene karşı ÜÇ MAYMUNU oynayanlara sandıkta
iktidara da muhalefete de önemli mesajlar verildi. Bir bakıma iktidarı uyardı,
muhalefete sonsuz olmayan bir kredi açtı.
Kurulduğunda
kalplere dokunan ancak yıllar ilerledikçe KİBİR ABİDESİ olan bazı AK Partililer
hala NAKAVT OLMUŞ BOKSÖR gibiler. CHP’de seçim kazananlar haklı bir bayram
havasındalar.
Zaman
ne yerde yatma ne de uzun süre halay çekme zamanıdır. Özellikle AK Partililere
sesleniyorum. 2002 yılında ara seçimde Siirt’ten aday olan Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın o dönem söylediği, “Yiğit düştüğü yerden kalkar” sözünü
hatırlatıyorum.
Son
20 yılın en düşük katılım oranlı yerel seçiminde AK Parti’de ve CHP’de beklentiler
nelerdi? Hayaller neydi gerçekler ne oldu? Bunların hepsi birer analiz
gerektiren konular.
Ben
kısa kısa değineceğim. AK Parti’nin hedefi önce Büyükşehir’i almak ilçe belediyelerindeki
sayıyı artırmaktı. Amaç Antalya’daki kronik sorunları çözmek ve 2019’un
rövanşını almaktı. ‘ANTALYA’NIN ALTIN ÇAĞI BAŞLIYOR’ sloganı bir hayalden öteye
gitmedi.
Antalyalılar,
AK Parti’ye önemli bir uyarıda bulundu. Tabi bu mesajı kim nasıl algılayacak o çok
önemli. Öyle “Biz mesajı aldık” demekle olmuyor bu işler. AK Parti acilen
rahmetli Hamza Taş’ın İl Başkanlığı yaptığı dönemdeki fabrika ayarlarına
dönmeli.
En
önemli meselelerden biri de seçim sonuçlarının nasıl yönetileceği. AK Parti
başarısızlığı, CHP de başarıyı nasıl yönetecek? Başarı ve başarısızlığın
yönetilmesi son derece önemli.
Seçim
öncesi Genel Merkez yöneticilerinin yaptıkları açıklamalar ile sayıları
Antalya’da 450 binleri bulan emeklilerin sesini duymazdan gelinmesi ve bunun
sandığa yansıması iyi okunabilecek mi?
Yaşı
büyük olanlar rahmetli Süleyman Demirel’in, “Tencerenin götürmeyeceği hiçbir
iktidar yoktur” sözünü çok iyi hatırlayacaktır. Bu sözünün öneminin yıllar
sonra bir kez daha ortaya çıktığı iyi algılanabilecek mi?
“AK
Parti fabrika ayarlarına dönmeli” dedim ya hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
samimiyet tutumu gibi. Ondaki samimiyet tutumu en üstten alta kadar olsaydı
sanırım 18 yıl sonra bu ağır tablo yaşanmazdı.
Peki
CHP ne yapmalı? Haklı bir başarı elde ettiler. Antalya’da üst üste ikinci dönem
Büyükşehir’i yönetme hayallerine kavuştular. Bakalım ‘HERKESİN BAŞKANI’
sloganındaki sözü Başkan Muhittin Böcek yerine getirebilecek mi?
CHP’nin
her kademesinde seçim zaferinin getirdiği bir sarhoşluk var. Umarım bu kısa
sürer. Çünkü vakit eğlenme vakti değil çalışma ve dünya şehrini sorunlarından
arındırıp düzlüğe çıkarma vaktidir.
Önümüz
yaz. Turizm sezonu başlıyor. Trafikten tutun da sivri sineğine kadar birçok sorunu
var Antalya’nın. Verilen sözler atlanmadan yerine getirilmelidir. Yoksa 5 yıl
çok çabuk geçer ve seçmen bu kez faturayı tersine keser.
Bu
sonuçlara kimsenin üzülmemesi, küsmemesi gerekir. Çünkü bunun adı
“DEMOKRASİ”dir.
Ben
bir kez daha söylüyorum. Umduğunu bulamayanların yapması gereken; şapkalarını
çıkarıp önlerine koyarak iyi bir düşünmeleridir. Seçmenin mesajı iyi algılanmalıdır.
Asıl
bundan sonra yapılacak olan yönetime gelen seçilmişler bir araya gelerek parti
rozetlerini bir kenara bırakarak Antalya için bir araya gelmeleridir. Buna
iktidarı da muhalefeti de dahil.
Çünkü
Antalyalı, “Geçtiğimiz dönemde yaşadığımız olumsuzlukları bir daha yaşamak istemiyoruz.
Biz adına yakışır dünya kenti istiyoruz” diyor.
Evet.
Antalyalılar bunu tek başına yerelde yeniden iktidar olan CHP’den, merkezi
idarede iktidar olan AK Parti’den bunu istemekte ve beklemektedir. Antalya’nın
kaybedecek zamanı yoktur.
Şimdi
el ele verip kucaklaşma zamanıdır.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz