Biz TÜRK milleti olarak garip bir duygu ve düşünceye
sahibiz. Yıllarca RUS zulmünden kaçıp gelen ve adına “NATAŞA” deyip şefkatimize
sığınan insanları sarıp sarmaladık. Bunu yaparken aşırıya kaçıp evdeki
‘EMİNE-FATMAYI unuttuk. Çok aşırı sarıp sarmaladık NATAŞA’yı. Sonra Rusya’dan
geleni tercih edip baba evine gönderdik evdekini.
Gel zaman git zaman bu işin rengi değişti. NATAŞALARIN
yerini OLGALAR almaya başladı. Uzun yıllarda bunlarla gönül eğlendirdik.
Kimimiz evlenip çoluk çocuğa karıştık. Fakat uzun vadede gelecek tehlikeyi hep
göz ardı ettik. Nitekim Rusya-Ukrayna savaşı çıkınca bu kez akımın adı
‘SIĞINMA-GEÇİCİ BARINMA’ oldu. OLGALAR-IVANLAR akın akın GÖÇ ETTİ Akdeniz’e.
Daha düne kadar “YERLEŞİK YABANCI KOMŞU” diye adlandırdıklarımızın sayısı bir mahalleyi hatta ilçeyi istila edecek kadar çoğaldı. Her komşu yeni bir komşu getirdi yanına. Hani mağdurların yanında olan bir yapımız var ya millet olarak! İşte ilk başlarda bu mağduriyetti FIRSATA çevirdik.
2 bin liralık daireyi 10 bin liraya KİRAYA verdik. Bu da
yetmedi 2 milyon lira değerinde olan DAİRELERİ 10-15 milyon lira sattık. Her
AKIMIN bir süresi vardır. Birçok şey gelip geçicidir. Kim olursa olsun ne kadar
KAZIKLARSANIZ kazıklayın bir süre sonra bu sona erer.
Bizde bir tabir vardır, “MAYMUN GÖZÜNÜ AÇTI” diye. Dün
NATAŞALAR, bugün de çaresiz gördüğümüz IVANLAR-OLGALAR artık gözünü açmış
durumda.
Buraya kadar bunları niye anlattığımı aşağıdaki satırları
tek tek okuyunca anlayacaksınız. Dün medyada ‘BİR SİZ EKSİKTİNİZ’ başlığı ile
bir haber yer aldı. Haberde, Antalya’da savaş sonrası yerleşik yaşama geçen RUS
ve UKRAYNALILARDAN bazılarının yabancı plakalı araçlarıyla KAÇAK TAKSİCİLİK
yaptığına dair. Hatta Ukrayna plakalı bir çekicinin ALANYA’da iş yaptığını
gösteren fotoğraflarla.
Bu olay, göç nedeniyle birçok sektörde ve kent
ekonomisindeki OLUMLU yansımaların yanı sıra, birçok OLUMSUZLUĞU da beraberinde
getirdiğini gösteriyor. Örneğin, son günlerde turizmcilerin dillendirdiği Rus
ve Ukraynalıların evlerini günlük, haftalık apart, PANSİYON gibi kayıt dışı
KİRAYA vermesi sorunu.
İşte denetim yetersiz kalınca iş farklı sektörlere SİRAYET
etmeye başladı. Rus ve Ukraynalılar, yani IVANLAR bu kez de KORSAN TAKSİCİLİĞE
SOYUNMUŞ! Rusya'dan savaşmamak, Ukrayna'dan ise can havliyle geldiler. İlk
başlarda çok paraları da vardı. Hani derler ya “HAZIRA HASAN DAĞ YETMEZ” diye.
Öyle de oldu. Ellerindeki avuçlarındaki KAYNAK bitti.
Tabi, kaynaklar bittikten sonra evde kuaförlükten, evde
yemek yapıp satmaya, Rus veya Ukrayna plakalı araçlarıyla taksicilikten
EMLAKÇILIĞA hepsi bir arayış içine girdi. Neredeyse bazı SEKTÖRLERİ ele geçirir
hale geldiler.
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere bu gelişmeye tepki göstermiş, Nihayet “KUTSAL DOĞUM GÜNÜ” etkinliklerinden fırsat bularak. Dere, “Rus ve Ukraynalıların kendi aralarında TAKSİCİLİK yapmaya başladıklarını” belirterek, “Taksicilik ve kuaförlük yapanda var. Hatta EMLAKÇILIK da yapıyorlar. Kendi aralarında WhatsApp grupları var, bu gruplardan alışverişi, ev kiralamalarını kendileri yapıyor” demiş.
Yaşanan bu durumda kimin HATALI olduğuna aslında bir bakmak
lazım. IVANLAR-OLGALAR MI? Yoksa DENETİM YAPMAYAN herkesi başı boş bırakanlar
mı? Bakın bu işin sonu kötü. Türkler iş yapamaz hale gelirse ŞAŞMAM. Artık
topyekun bu işle mücadele zamanı gelip gelmiştir. Hem POLİS hem VERGİ DAİRESİ
hem de ESNAF ODASI ele ele verip bu sorunu çözmeli.
Öyle KANUNLAR YETERSİZ demek yerine çözüm üretmeli. Çünkü
MAYMUN GÖZÜNÜ AÇTI. Maazallah onlar bizi KAFESE katmadan biz onları ZABT-U RAPT
altına almalıyız.
İSTEYİNCE YAPILIYORMUŞ!
Yukarıdaki satırlarda Rus ve Ukraynalı yerleşik yabancıların
ESNAFA yaşattığı bir mağduriyetten söz ettik. Bu kez de ANTALYALILARIN ve
özellikle KONYAALTI halkının bir mağduriyetinden söz edelim.
PANDEMİ ile baş gösteren KARAVAN salgını mı dersiniz, akımı
mı dersiniz bilemiyorum. Ama bu şehrin başına sarılıp sarmalanmış bir BELA idi.
Kontrolsüz bir belaydı hem de. Günlerce yazdım, yazdık. Sorunu VATANDAŞ adına
takip ettik.
Çünkü, dünyaca ünlü KONYAALTI SAHİLİ ve çevresi karavancılar tarafından resmen İSTİLA edilmiş. Yollar, parklar, ara sokaklar ve evlerin önleri karavan parka dönüştürülmüştü.
DÜNYANIN hiçbir yerinde isteyen istediği yere karavanını pak
edemezken maalesef biz de bu duruma GÖZ YUMULDU, tehlike göz ardı edildi. Halk
isyan etti, biz GÜNDEME getirdik.
Sonunda Antalya Büyükşehir Belediyesi lütfedip bu sorunu
ÇÖZÜM buldu. Sahile 200 metre mesafede 50 karavan kapasiteli ‘KARAVAN PARK’
yapıldı. Elektrik, alt yapı, WC’ler, duş alanları, mutfak ve çamaşırhane gibi
sosyal donatı alanlarına sahip. İSTEYİNCE YAPILABİLİYORMUŞ!
Yani AVRUPA’daki benzerlerinden daha iyi. KARAVANLAR buraya
park edecek ve atıklarını sağa-sola dökmeyecek, birilerinin evinin önünde don
gömlek dolaşmayacak! Buranın günlüğü 300 lira. Hal böyle olunca KARAVANLARI
olanlar bu kez, “Bize tebligat yapılmadan karavanlarımız kaldırıldı” diye
YAYGARA koparmaya çalışıyor. Dinlemeyin!
Öyle boş beleş dünyanın en güzel sahilinin yanı başında
yaşamak yok. Her şeyin bir beledi var. Yalnız, Büyükşehir’de “Nasıl olsa biz
park yaptık” deyip kulağının üstüne yatmamalı.
Kısacası DENETİMİ BIRAKMAMALI.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz