Döndük dolaştık 19 ilçe içinde yine Elmalı’ya takıldık. Bu kez hüzünlü, hüzünlü olduğu kadar hem insani hem de dini açıdan önemli bir konu hakkında birkaç kelam edeceğim.
Öncelikle bir hatırlatma yapmakta fayda telakki ediyorum. Efendim, bildiğiniz gibi Eylül ayının ilk haftasında Elmalı Belediyesi Meclisi toplanmış ve baya hararetli geçmişti.
Önce çoğunluk sağlanamamış sonra özel davetler ile oturum açılabilmişti. Bu sırada Elmalıların ‘Halo Dayı’ lakabı taktıkları Belediye Başkan Halil Öztürk baya sert konuşmalar yapmıştı.
Toplantıya katılmayan İYİ Partili Meclis Üyesi Hasan Eyilikçi, Mehmet Çetin ve Şükrü Ercan hakkında da ileri geri konuşmuştu. Hatta onları, belediyeye işçi aldıramadıkları için meclisi protesto etmekle suçlamıştı.
Bu olay böyle oldu mu, olmadı mı bilemiyorum. Ancak konunun tarafları karşı beyanda bulunurlarsa olay açıklığa kavuşacak. Konuşurlarsa Başkan Öztürk ya ha kul hakkına girmiş olacak ya da haklı çıkacaktı!
Fakat bu aşamada böyle bir açıklama gelmedi. Konu açıklığa kavuşmadı. Konunun muhataplarından birisi olan İYİ Partili Meclis Üyesi Şükrü Ercan, koronavirüse yenik düşerek yaşamını yitirdi. Allah rahmet eylesin.
Dolayısı ile Elmalı Belediye Başkanı, “Yol arkadaşım” dediği Ercan ile helalleşemedi. Hesaplaşma ahirete kaldı.
Şimdi biz gelelim ‘Kul hakkı’ meselesine. Kul hakkı pek çok sebebe bağlı olarak işlenebilir. Dolayısıyla bir kişinin istenmediği bir şey yapması, onunla alay etmek, küçük düşürmek, başkasının yanında aşağılamak, rencide etmekte bir kul hakkıdır. Bu dinen böyle.
Bunun içinde helalleşmek çok önemli. Kişi hakkını kalben değil de sözle helâl etse bile helâllik alınmış oluyor. Ama “Helâl ettim” veya “Helâl olsun” cümlesini duymak gerekiyor.
Elmalı Belediye Başkanı bugünkü cenazede merhumdan helallik istedi mi istemedi mi bilmiyorum ama dinen sözlü olması gerektiğine göre ‘Halo Dayı’nın işi hayli zor görünüyor. Çünkü dinen kulun affa uğraması için tüm benliğiyle Allah'a yönelmesi, hatalarına gönülden pişman olup Allah'tan af dilemesi gerekiyor.
Haydi bakalım ‘Noter Onaylı Skandal Aşk’ın baş aktörü Başkan Halil Öztürk. Sabah akşam af için duaya. Yoksa Allah'ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebali var biliyorsun!
Duaya durmuş iken bütün günahların içinde dua et. Yaşadığın aşk skandalı ile mağdur ettiğin şoförün Ahmet Tilki, eşi Sümeyra Tilki ve özellikle kendi eşine yaşattıkların için af dile. Hem de onlardan da hayatta iken helallik iste. Verirler mi vermezler mi onlara kalmış bir şey.
Sevgili okuyucular; siz, siz olun biri hakkında konuşurken yüzüne söyleyemeyeceğiniz bir sözü arkasından sakın ola söylemeyin. Yoksa tıpkı Elmalı’daki bir olay başınıza gelebilir ve pişman olursunuz.
300 MİLYON LİRA GELDİ
Geçen hafta Antalya’ya gelen Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 12 okul yapımı ve bunlar içinde 300 milyon lira ödenek sözü vermişti. Bakan Ankara’ya döner dönmez sözünü tuttu.
Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Er ile Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin ödül töreninde ayaküstü sohbet ederken ödeneğin onaylandığını öğrendim. Bir eğitim gönüllüsü olarak çok mutlu oldum.
Çünkü, bu ödenek ile Kepez'e 4, Manavgat'a 3, Muratpaşa'ya 1, Konyaaltı'na 1, Kumluca'ya 1, Serik'e 1, Alanya'ya 1 olmak üzere 12 tane ilkokul yapılacak. Buralarda hem anaokulu olacak hem de özel anaokulu olacak.
Bunun kısa özeti şu; önümüzdeki öğretim yılında yani 2022’de 12 yeni okul hizmete girecek. Hal böyle olunca derslik ihtiyacının bir bölümü giderilmiş olacak. Bu arada okulların doğalgaza dönüşümü içinde 9 milyon lira kasaya girdi. Ayrıca, bir öğrenci yurdunun ihalesi için izin çıktı. Bir diğerinin eksikliklerinin giderilmesi içinde 6.2 milyon lira destek sözü alındı.
İşte bunlar böyle olunca başarıda kendiliğinden geliyor. Gerçi bazıları küçümsese de Antalya’nın genç ve yetenekli Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Er’in koşuşturmacası ile bu sağlandı. Nasıl mı?
ESKİ GÜNLERE DÖNÜŞ
Antalya bir dönem Türkiye’de eğitime damgasını vurmuş ve ya birinci ya ikinci ya da üçüncü sırada yer alıyordu. Hem de üniversiteye en çok öğrenci yerleştiren il olarak. Ancak bir duraklama dönemi yaşandı ve FETÖ’cülerin eğitim sistemine çomak sokması ile bu başarı alt sıralara gerilemişti. Resmen Antalya’ya ihanet ettiler.
Fakat son dönemde genç ve dinamik Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü’nün müdüründen şube müdürüne, okul müdüründen öğretmenine herkes elini taşın altına koydu. Pandemiyi rağmen herkes gecesini gündüzüne kattı.
Sonuçta öyle başarılar geldi ki dudak ısırtan cinsten. 2020-2021 Eğitim Öğretim yılında 12. sınıftan mezun olan öğrencilerden 46'sı eczacılık, 363'ü iktisadi ve idari bilimler, 406'sı eğitim, 266'sı tıp, 208'i hukuk, 829'u mühendislik fakültelerine girdi.
Kimi hakim kimi savcı olacak. Kimi doktor kimi idareci kimi de mühendis olacak. Hatta kimi de öğretmen olup bu memlekete hizmet verecek.
Tabi bu listeye dahil edemediğim bir çok fakülte daha var. Eğer tek tek yazmaya kalksam yerim yetmez. Ama ben sadece dikkat çekmek için bunları yazdım ki başarıyı göresiniz diye.
Demek ki çalışınca oluyormuş, demek ki çalışınca sabote etmeyince başarı geliyormuş. Bu başarıda emeği geçen herkesin önünde saygıyla eğiliyor ve tebrik ediyorum.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz