Türkiye ASRIN FELAKETİNİ yaşadı. Üzerinden 10 gün geçti. Binlerce can kaybımız var. Ortaya çıkan fotoğraf bazılarımıza DERS olurken bazılarını TEĞET geçmiş gibi görünüyor.
Ben 1999 yılında dönemin en büyük felaketi olan MARMARA DEPREMİ’ni görmüş, yaşamamış ama acısını yüreğinde hissetmiş biriyim. O zamanda gazeteciydim şimdi de.
O dönemde hemen yapılan çalışmalarla DEPREM YÖNETMELİĞİ değiştirildi. Akabinde 4. Derece Deprem Bölgesi’nde olan Antalya’nın merkezi 2, batı ilçeleri ise 1’nci dereceye geldi.
Bununla da kalmadı ve 2001 yılında 4708 sayılı yasa çıkartılarak YAPI DENETİM SİSTEMİ devreye girdi. Yani binaların yapımı iskan ruhsatına kadar denetlenecekti.
Marmara Depremi sonrası yaptığım bir haber aklıma geldi bugünlerde. Konyaaltı İlköğretim Okulu’nun hemen arkasında 11’er katlı 11 bloktan oluşan bir kooperatifin sitesi.
Bazı bloklarda donatı hatası, bazılarında beton eksikliği, bazılarında yapım hatası vardı. Birinde ise BETON DAYANIM GÜCÜ SIFIR olarak çıkmıştı. Bir üniversiteden gelen bilirkişi heyeti 10 blokta güçlendirme çalışması, bir bloğun ise yıkılması gerektiğini belirtti.
Bu bilgilere ve mahkeme kayıtlarına ulaşıp haberleştirmek için çalışma çok uğraştım. Sonunda haberi toparlayıp yazacağım sırada müteahhit devreye girdi. Ne teklifler yaptı!
İşte VİCDAN MI-CÜZDAN MI meselesi gibi bir olay karşıma çıkmıştı. Ama ben haberi yapmıştım. Çünkü bir kişinin canına mal olması halinde bu vicdani sorumluluğu taşıyamayacak kadar hassastım.
Neyse lafı uzatmayayım; haber çalıştığım ulusal gazetede tam sayfa yayınlandıktan sonra mahkeme o blokla ilgili YIKIM KARARI verdi. Hatta müteahhidin YIKIP-YENİDEN YAPMASINA ve kooperatife öyle teslim etmesine hükmetti.
Müteahhit (adı bende hala saklı), binayı yani 11 katlı bloğu yıktı, yenisini yapıp kooperatif teslim etti. Kendisi iflas etti. Yıllar sonra piyasaya çıktı. Şu an da mermercilik yapıyor!
Şimdi konuya gelecek olursam. ASRIN FELAKETİNİ yaşıyoruz, yüreğimiz acılara gark olmuş, duygu fırtınalarına kapılmış bir halde iken birilerinin hala ders almadığını görüyorum.
Size bugün iki olayı aktaracağım. Birisi bir marketin yaptığı, diğeri ise koskoca 4 yıldızlı otelin TAHSİS ALDIM diyerek falezler üzerine denize sıfır beton yapılaşmaya gitmesi!
Antalya’nın yerel bir market zinciri var adı TAHTAKALE SPOT. Geçtiğimiz günlerde kurucu sahibi kalp krizi sonrası yaşamını yitirdi. İtikatlı biri olarak tanınan biriydi.
Kendilerinin Mark Antalya AVM karşısındaki binaların arka tarafında sokakta yani Çatalköprü Caddesi’nde bir market mağazaları var. İKİ APARTMANIN ALTI BİRLEŞTİRİLEREK yapılmış!
İzin alıp almadıklarını, proje müellifinin oluru var mı yok mu bilmiyorum. Yaşanan duruma itiraz eden bir vatandaş (ismi bende saklı) CİMER’e başvurup şikayetçi olmuş.
Muratpaşa Belediyesi’ne bağlı ekipler gelip inceleme yapmış. Önce bir mühürleme işlemi yapılmış. Sonra market yönetimi mührü söküp mağazayı geri açmış.
Şikayetçi vatandaş yine durmamış ve tekrar İHBARDA bulunmuş. Ekipler yeniden inceleme yapmış. Gelen cevap çok ilginç ve düşündürücü. İnsanla ve tehlike ile DALGA geçer gibi!
Ne diyor biliyor musunuz; “Başvurunuz Yapı Kontrol Müdürlüğümüze iletilmiştir. Söz konusu Tahtakale AVM iki ayrı parselde bulunan iki bananın dükkanlarının birleşmesi ile oluşturulmuş bir alan değil. Tek parselde yer almaktadır. Aykırı hususlarla ilgili olarak yasal işlemler başlatılmıştır…”
Sanırım bu incelemeyi yapan zat-ı muhteremler ya kör ya da işin içinde başka mevzular var. Yoksa benim gibi fotoğrafa bakıp İKİ BİNA ALTINA yapıldığını açık ve net olarak görürler.
Gelelim ikinci olaya. Yani FALCON OTEL’e.
Antalya Lara’da bulunan bu işletme, falezleri OYUP denizin tam kenarına BETON ve DEMİR kullanarak kapalı dev bir alan yapmaya başlamış. Tabi şikayet edilmiş.
Muratpaşa Belediyesi ekipleri 9 Ocak’ta yapılan çalışmayı durdurup mühürlemiş inşaatı. Sonra inşaat devam etmiş. Yine şikayet edilince önceki gün tekrar mühürlenmiş.
Tabu bu yaşananlar Antalya’da yayın yapan GÜN HABER isimli internet sitesinde gündeme getirilmiş. Çünkü yapılan çalışma NİTELİKLİ DOĞAL KORUMA ALANI’nda.
Böyle olduğu için gündeme getirilmesi, ASRIN FELAKETİNİN yaşandığı bir dönemde HASSAS olunması gayet doğal. Çünkü falezlerde yapılaşma çok tehlikeli, KAYMA var.
Buraya kadar yapılanları ve yaşananları anlattım. Hiç yorum yapmadan. İlk anlattığım yani TAHTAKALE AVM meselesine dönecek olursak yapılan çalışma GELİYOR GELMEKTE OLAN türünden bir FELAKETİN habercisi.
Hangi akla ve mantığa uyulup böyle bir iki bina arasındaki duvarlar yıkılarak AVM yapılır anlamak mümkün değil. Ben böyle bir çalışmaya asla razı olamam, karşı çıkarım.
Buna benzer şehirde onlarca çalışma olduğunu hatta aynı bölgede bir binanın kolonlarının OTO GALERİ için KESİLDİĞİNİ biliyorum. Tabi yetkililer biliyor mu bilmiyorum.
Gelelim FALCON OTEL’in yaptığına. Haberlerden sonra Otelin Genel Müdürü Dilaver Çelik açıklama yapmış. Ayrıntısına girmeden, “Habere konu olan tesislerimizin üzerinde bulunduğu arazilerin ve tesisimizin hemen önünde yer alan günübirlik kıyı alanı 5.485,90 metrekaredir. Biz burayı 2022 Haziran’da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan tahsis alıp, yapılaşma iznini de Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'nden aldık. Falezlere ve doğaya zarar vermedik… “ demiş.
Bu açıklama sizi tatmin eder mi bilemem. Ancak beni tatmin etmiyor. Çünkü biri KATLİAMA izin vermiş diğeri İZİNLİ YAPMIŞ. Tabi olabilecek bir HEYELANI düşünmeden.
Yani, Bir suçlu varsa “biz değiliz demeye” getiriyor. TAHTATALE’de alışveriş yaparken, FALCON’un plajında veya yaptığı tesiste dinlenirken bir DEPREM olsa ne olacak? Bir kişinin canına bir şey olsa bunun hesabını kim verecek?
Ama dedim ya biz hala ASRIN FELAKETİNDEN bile ders alamıyorsak ne diyebilirim ki? Yapabileceğim tek şey bu konuları gündemde tutup haberleştirebilmek.
Umarım yeni bir FELAKET olman söz konusu yerler ve benzerleri için Antalya’da adım atılır.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz