Bugün sizlere Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li yönetiminin ‘Halkçı’ olup olmadığına dikkat çekeceğim. Hani, “Antalya’da ben sen yok, biz varız” diye yönetime gelenlerin kulaklarını çınlatacağım.
Antalya’da 2019 yılında CHP’den Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olan Muhittin Böcek, seçim öncesi bir manifesto yayınlamıştı. Kısaca kent için neler yapacağını anlattı orada.
İsterseniz o manifestonun içinden birkaç cümleyi aktarayım sizlere; “Belediyeciliğin sadece betonla, demirle, asfaltla ilgili olmadığını; canla, işle ve aşkla daha ilgili olduğunu düşünüyorum. Belediyecilik, insanların hayatlarına dokunmaktır…” diyor cümlelerinde.
Acaba Başkan Böcek canla başla hangi yaptığı proje ile insanların hayatına dokundu ki? Siz gördünüz mü? Ben göremedim. 3 yılı aşkın süredir dişe dokunur bir proje hayata geçti mi?
Devam edelim o manifestoya. “Bitirdiğiniz her projede bazen gülümseyen bir çocuk görürsünüz, bazen bir annenin içten teşekkürünü duyarsınız, bazen de evine ekmek götüren bir babanın mutluluğu karşılar sizi” ifadeleri yer alıyor.
Allah aşkına, Antalya’da yaşayan ve akşam evine ekmek götürüp mutlu olan bir baba gördünüz mü? Hadi Halk Ekmek alacak diyelim. Fiyatına zam geldiğini Böcek’in bile bilmediği bir ekmeği nasıl alacak insanlar? Hadi aldı diyelim nasıl mutlu olacak?
Neyse biz devam edelim o manifestoya. “Hizmette eşitlik ilkesi çerçevesinde eğitimden ulaşıma, kentsel dönüşümden çevreye, kültür-sanattan spora, Antalya’da yaşamın her alanına dokunabilmek ve yaşam kalitesini artırmak en büyük hedefim” diyor Başkan Böcek!
Haydi her şeyi bir kenara bıraktık, çevreyi korudu, kültürel hizmet verdi, kentsel dönüşümü başardı, yaşam kalitemizi artırdı diyelim! Olmadı da. Oldu varsayalım.
Peki ulaşım konusuna ne diyeceğiz peki? Trafik felç. Hadi bunu da geçtik, sineye çektik. Amma velakin şu toplu aşılımı ne yapacağız? Sen dememiş miydin, “Antalya’da ben sen yok, biz varız. Antalya’da yaşayan her bireyin refahı ve mutluluğu en büyük önceliğim olacak” diye. Hani nerede?
Hani sen ve yönetimin ‘Halkçı’ bir yönetim sergileyecektiniz, ne oldu? Bakalım şöyle, halkı en çok ilgilendiren toplu alışım fiyatına, “Tam bilet 5 lira 20 kuruş, öğrenci ücreti 2.65 TL.
Aktarma ücreti ise 1.50 TL.”
Bu mudur HALKÇILIK?
Peki, gelelim hemen yanı başımızdaki Konya Büyükşehir Belediyesi’ne. Orada nasılmış bu toplu taşıma işleri? “İndirimli Elkart ile şehir içi seyahat 1.55-TL, tam Elkart ile 2.50-TL.
İndirimli Elkart abonman 90 TL, tam abonman Elkart 160 TL. Bu abonmanlar ile Konya merkezde bulunan otobüs ve tramvaylarda 30 gün sınırsız sayıda seyahat hakkı.”
Şöyle elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Konya’da mı HALKÇI belediyecilik yapılıyor yoksa Antalya’da mı? Üstelik Konya Büyük Şehir Belediyesi 2022 yılında bu fiyatlara zam yapmayacağını da deklere etmişken!
Demek ki öyle lafla olmuyormuş bu işler. Ben her zaman savunuyorum bu toplu taşıma işini belediyelerin kendilerin yapmalarını. Tıpkı Konya gibi. HALKÇILIK ise alın size HALKÇILIK.
CİDDİ İDDİALAR VAR
Dün sosyal medyada dolan bir iddia çok dikkatimi çekti. Konyaaltı Belediyesi’nde ‘akraba-i taallukat’ meseleleri. Doğru veya yanlış, hatta bir iddia mı bilemiyorum.
İddialara göre Başkan Yardımcısı olduğu ileri sürülen Sedat Karabulut’un, yeğenini işe aldırdığı, bu yetmezmiş gibi yıllardır belediyede çalışanların önüne geçirilerek sözleşmeli yapılacağı belirtiliyor.
Yine Başkan Yardımcısı olduğu ileri sürülen Ali Özkayacan’ın da yeğenini işe aldırdığı iddialar arasında yer alıyor. Bir başka deyişle, “Bal tutan parmağını yalıyor.”
Antalya Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Müdürü ve Muhittin Böcek’in yeğeni Cemil Böcek’in kendi oğlunu Konyaaltı Belediyesi’nde işe soktuğu iddiası da var. Hatta o da oğlunu sözleşmeli ve kadrolu yapmak için uğraşıyormuş!
Aynı iddia sahibi, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ndekilerin medyaya yansımasından çekindikleri için hep yakınlarını Konyaaltı Belediyesi’ne aldırmaya çalıştıklarını ifade ediyor.
Aynı iddia sahibi, 2019 seçimleri öncesinde olduğu gibi eşlerini, oğullarını, kardeşlerini kısacası akrabalarını Konyaaltı Belediyesi’ne yerleştirmeye hala devam etiklerini söylüyor.
Şimdi gelelim Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen’e. Kendisini çok fazla tanımam. Bir sefer canlı yayın için davet ettim hala arayacak. Amma bildiğim kadarıyla bu iddialara net cevap verecek bir siyasetçi.
Umarım öyle olur ve bu iddialarda adı geçenlerle ilgili gerçekleri açıklar!
SÖZÜMÜZ SÖZ
Herkes için geçerlidir. Söz verildi mi mutlaka yerine getirilmeli. Çünkü bizim geleneğimize göre, “Söz senettir” Söz ağızdan çıktımı gereği yerine mutlaka getirilmelidir.
İşte böyle bir olay gerçekleşti. Antalya Valisi Ersin Yazıcı, İnönü Ortaokulu 5-A sınıfı öğrencisi Başar Emre Başat’a karne günü söz vermiş. Evde ziyaret edip satranç maçı yapmayı.
İşte o gün gelip çatmış ve Vali Yazıcı, “Sözüm senettir” diye örnek olarak eline güzel bir satranç takımı alarak Başar Emre ve ailesini evlerinde çak kapı ziyaret etmiş.
Hani biz de bazıları var ya, makama yükseldikçe güç zehirlenmesi yaşarlar ve yanlarına kimse yaklaşamaz. Vali Yazıcı tam aksini yapmış makama çıkanca çocukla çocuk olmayı başarmış.
Neyse, ziyarette hoş sohbetten sonra hediye satranç takımı açılmış ve başlamış maç. Vali Yazıcı diyor ki, “Satranç tahtasında dünyadaki tüm denizlerde karşılaşacağınız maceralardan daha fazlası vardır. Bugün, çekişmeli bir satranç maçından sonra anladım ki gençlerimiz karşısında kazanmak zor” diye de sosyal medya paylaşımına not düşmüş.
Dilerim diğer makam sahipleri de Vali Ersin Yazıcı’yı örnek alırlar. Verdikleri sözün senet olduğunu hatırlayıp, makamda yükseldikçe çocukla çocuk olmayı başarırlar!
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz