Bugün günlerden mübarek cuma günü. ASRIN FELAKETİNİN yaşandığı 12’nci gün. Hala enkaz altından canlı çıkartılma umutlarımız, 40 binlere yaklaşan can kaybımız var.
Her birinin ayrı ayrı hayat hikayeleri var. “Ölmek mi zor kalmak mı zor” dediğimiz bir noktadayız. Açıkçası yaşadıklarımızın karşısında sözün bittiği yerdeyiz.
Bugünün hürmetine YARABBİ ENKAZ ALTINDAKİLERİ BİZE BAĞIŞLA. Bu vesile ile depremden etkilenen vatandaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şafi şifalar diliyorum.
Ölümün saati yok, her an her şey olabiliyormuş değil mi? Birbirimizi kırmamız gerektiğini, elimizden geldiğince affedici olmalıyız. Çünkü İŞİN SONUNDA ÖLÜM VAR!
Değiştirebileceğimiz bir şeyler hala var. Vakit hala geç değil. Öylece durmayalım. Bir şeyler yapalım. Kırmayın, incitmeyin, üzmeyin. İŞİN SONUNDA ÖLÜM VAR.
Bakın ASRIN FELAKETİNİ yaşadıktan sonra enkaz altından çıkartılan cansız bedenleri çıkartılan bir çiftin fotoğrafı gözümün önüne geldi. Birbirine siper olan bir çift.
Kim bilir belki son kez beraber akşam yemeği yediler, son kez beraber çay içtiler, televizyon izlediler. Belki de son kez kavga edip küstüler. Hiç birinin hikayesi bilinmez. Bildiğimiz bir şey var o da SONUNDA ÖLÜMÜN VARLIĞI!
Ölümün adı var ama saati yok. Bugün gördüğünü yarın görememek var. Yarını unutun, yarın yok. Sadece bugün var. Yaşayın yaşatın, KALP KIRMAYIN.
Sevdiklerinizin yanında olun. Daha çok “SENİ SEVİYORUM” deyin. Daha çok ÖZÜR dileyin. EGO yapmayın. Çünkü NEFES KADAR YAKIN BİZE ÖLÜM!
Ne olur ölümlü bu dünyada KIRMAYIN birbirinizi, SEVİN, SEVİLİN. Size bir örnek vereceğim. Siyaset dünyamızın büyük bir bölümü bile bu felakette BİRLİK oldu, birçok şeyi unuttu.
Geçmişte CHP’nin eski Genel Başkanı olan rahmetli Deniz Baykal’ın uzun yıllar haberci olarak takip ettim. Nasım bir İNCE YÜREKLİ birisi olduğunu çok iyi biliyorum.
Siyaset ile DEVLET işleri ile İNSANLIK işlerini birbirinden çok iyi ayırt eden bir isimdi. Bu zaman zaman siyasetteki buzları eritip yakınlaşmaları sağlamada büyük rol oynamıştı.
Genel Başkan ikin dönemin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile DEVLET meselelerini SİYASETİ aradan kaldırıp görüşebilen örnek bir devlet adamıydı BAYKAL!
Nihayetinde vefat ettikten sonra eşi Olca hanım ile kızı Aslı’yı Ankara’daki evine taziyeye giden ilk isimde Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Olması gereken de buydu sanırım.
Keşke bazı siyasetçilerde aynı görüntüyü verebilse. Ama maalesef bazı meseleler ve duygular buna engel oluyor. ÖLÜM gerçeği bile kalplerdeki BUZLARI eritemiyor.
Hazreti Ömer halife olduğu zamanlarda yanına birisini çağırmış ve ona her gün “ÖLÜM VAR YA ÖMER” demesi için bir altın akçe vereceğini söyleyip görev vermiş.
O adam her gün gelip "ÖLÜM VAR YA ÖMER" deyip akçesini alıp gidermiş. Uzun bir süre adam gelip "ÖLÜM VAR YA ÖMER! ÖLÜM VAR" demiş.
Bir gün adam yine hatırlatmak için geldiğinde Hazreti Ömer 'AL ÜCRETİNİ VE GİT, BUNDAN SONRA GELMENE GEREK YOK" deyip adamı göndermiş.
Nedeni ise Hazreti Ömer o gün sabah aynada sakalına düşen ilk akı görmüş Hazreti Ömer. Yani ÖLÜM aklına gelmiş ve ÖLÜMÜ HATIRLAMIŞ. Yani sonuçta ÖLÜM VAR, kalp kırmayın.
İşte bu duygularla ölümü hatırlatan bir şiir ve ilahi ile konuyu noktalamak istiyorum;
ÖLÜM VAR, ÖLÜM VAR
Bütün dünyaya gelen kişi ölenleri görmez misin
Kara Sokak seni bekler dar kabire girmez misin
Ölüm var ölüm var ölüm var ölüm var
Son durak kara toprak sen de ölüsün bir gün
Aldanırsın boş dünyaya güvenme mülke malına
Uzatırlar musallaya sen de bir gün ölmez misin?
Ölüm var ölüm var ölüm var ölüm var
Son durak kara toprak sen de ölüsün bir gün
ZORBALIĞIN ADI
Önceki gün sosyal medyada Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Saynur Altuğ Derman’ın paylaşımını gördüm. Muratpaşa Güzeloba Mahallesi’ndeki arsasının gasp edilmesiyle ilgili.
Derman’ın tapulu arsasının üzerine müteahhit Ebubekir Bizkevelci tarafından KONTEYNER konularak işgal edilmiş. Yaptığı görüşmede müteahhit “MAHKEMEYE VER” diyerek talebi reddetmiş.
Prof. Derman haklı olarak konuyu bu kez Muratpaşa Belediyesi’ne bildirip İŞGALE son verilmesini istemiş. Çünkü adamın yapacağı bina yan arazide, işgal ettiği yer başkasının!
Belediye ekipleri gidip kontrol etmişler ve tutanak tutup Prof. Derman’a, “POLİSE BAŞVURUN” diye bilgi vermişler. Yine bir BANANECİLİK örneği!
Yahu koskoca profesör İstanbul’dan İMDAT çığlığı atıyor KİMSE DUYMUYOR! Yani kadıncağız ne yapacaktı? Eline tabancayı tüfeği alıp kendisi mi müteahhidi çıkaracaktı?
Ya Allah aşkına hiçbir şeyden ders almıyorsak bile bari KANUNLARI uygulayın. Adamın yaptığı ZORBALIK. Bu ZORBALIĞA gidin ve son verin. Yapanın yanına kar kalmasın.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz