“Deve” deyip geçmeyin. Çünkü Toroslar’da yaşayan Yörükler’in en önemli taşıma araçlarından biridir deve. Özellikle göç anında kullanıldığı için vazgeçilmezlerimiz arasında yer almıştır. Yörük göçlerinin vazgeçilmezi olan develer, aslında Yörük kimliği açısından büyük önem taşımaktadır.
Devecilik kültürü günümüzde yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. İşte böylesine önemli olan deve için çeşit çeşit deyimler ve sözler söylenmiş. Örneğin, “Deveye sormuşlar boynun neden eğri” diye “Nerem doğru ki” demiş sözü.
Bu söz, genelde olaylardaki küçük ayrıntılara takılıp bütündeki yanlışlığı görmeyenler için söylenmiş. Günümüzde hala geçerliliğini koruyan bir özlü sözdür.
Bir de “Deveye cilve yap” demişler. Oda yedi çadır devirmiş diye bir söz var. Bu da, daha önce bulundukları ortam ile ilgili bir tecrübe yaşamamış ve çok hata yapan insanlar için söylenmiş ata sözümüz.
Yani o deve ki bizim kültürümüzde hatta hayatımızın her anında yer almış olmazsa olmamız haline gelmiş. Zaten böyleleri hayatımızda her daim var olmuşlar.
Şimdi bazılarınızın “Bu ‘DEVE’ işi nereden çıktı” dediğini duyar gibiyim. Meraklanmayın anlatacağım. Ben önce deve ve onunla ilgili sözleri bir hatırlatayım sonra bağlantılı konuya geçeyim istedim.
Efendim, hafta sonunda Elmalı’da, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden katılımın olduğu ve ilk kez yapılan Tuning Fest vardı. Modifiye otomobil tutkunları adrenalin dolu bir gösteri yaptı.
Elmalı Belediyesi tarafından yapılan organizasyon Elmalı Toptancı Hali’nde gerçekleştirildi. Renkli ve heyecanlı görüntülere sahne olan gösterilerde faciaların eşiğinden dönüldü.
Önce, Belediye Başkanı Halil Öztürk’ün bindiği araç alev aldı. Öztürk’ün eli ve yüzündeki tüyler ütüldü, saçları az da olsa yandı, şoför de ise yanıklar oluştu. Bir anda panik yaşandı.
Tam bu panik geçmeden akabinde gösteriyi izleyenlerin yer aldığı haldeki dükkanlardan birinin balkonu çöktü! Panik ikiye katlandı. Sağa sola kaçışmalarla faciadan dönüldü.
Tam bunların travması geçti derken bu kez ödül töreni için kurulan platform çöktü. Hem de plaket verilirken. Şükür bunda da ölen ve yaralan olmadı. Küçük sıyrıklarla olay atlatıldı.
Bu saydıklarımın hepsi çekilen video kayıtlarında mevcut. Öyle abartılı veya Başkan Öztürk’e takıntımdan dolayı boşa anlatılmış olaylar değil. Yüksek adrenalini olaylar. Şükür can kaybı olmamış.
Evet gelelim ‘Zurnanın zırt’ dediği noktaya. Bu organizasyonu düzenleyen Elmalı Belediyesi. Yapması gereken birincil işi ilgili makamlardan böyle bir tehlikeli gösteri için izin alması!
Kimden izin alınması gerekiyor? Öncelikle Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, peşinden de Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu Antalya İl Temsilciliği’nden (TOSFED).
Peki, izni almışlar mı? Yok öyle bir şey. Hadi bunları geçtik diyelim. İllegal bir gösteri yaptırıyorsunuz, alanda bir ambulans beklettiniz mi? Bakın oda yok. Ne gerek ver canım. Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir. Sadece görüntülere yansıyan itfaiyenin öncü kılavuz aracı var. İyi ki bunu bari akıl edebilmişler.
Seyirciler için bir tribün veya platform hazırlanmış mı? Polis ve jandarma önlemi var mı? Allah hak getire böyle bir şeyde yok. Anlayacağınız yapılan gösteri izinsiz ve illegal.
Bu sıraladığım konularla ilgili TOSFED İl Temsilcisi Sinan Toprak diyor ki, “Zaten oraya gelen araçların birçoğu standart dışı olduğu için bizim izin vermemiz mümkün değildi” dedi.
Çünkü bazı araçların hız yapması için kullanılan gaz patlayıcı parlayıcı olduğu için çok ciddi tedbirler alınması gerekiyor muş. Aksi halde istenmedik olaylar yaşanabilirmiş!
Allah korusun bir ölen veya ciddi yaralanan olsaydı ‘Kim vurdu ya’ gidecekti! Tıpkı Başkan Halil Öztürk’ün elinin yüzünün ütülmesi gibi.
Yukarıda yazımın girişindeki DEVE olayını niye yazıp hatırlattığımı sanırım hepiniz çok iyi anlamışınızdır. Elmalı’da yapılan hangi iş doğru acaba? Hangisi yanlışı sayayım size?
Başkan Öztürk’ün “Noter onaylı aşk skandalını mı?”, Elmalı Kent Meydanı’ndaki “rezidans ihalesindeki usulsüzlüğü mü?”, hala hesabı verilemeyen “669. Elmalı Yağlı Güreşleri’ni mi?” Daha neler neler. Yani Elmalı’nın neresi doğru ki eğrisini yazayım. Tıpkı DEVE misali!
BİRİLERİ SABOTE EDİYOR
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in “Planlı, kurallı ve kimlikli bir kent hedefi” vardı! Hayal oldu desem yeridir. Çünkü hiçbir şey onun istediği gibi gitmiyor. Sürekli yazıp çiziyorum, “Başkan Böcek’in ekibi resmen kendisini sabote ediyor” diye. Onlar inanmıyor, inanmadıkça da yapılan işler hep yalap çalap oluyor.
Bunun en basit örneği sosyal medyaya düşen bir fotoğraf! Yola asfalt yama yapılmış! Amma velakin o bile yarım yamalak olmuş. ‘Taş bitti inşaat paydos’ misali yama yarım bırakılmış.
Sonra gelen geçen saydırıyor tabi Başkan Böcek’e. Yahu adamın ne suçu var? Çıkış asfaltı kendisi mi dökecek? Ama ekibi var bu adamcağızın. Onlarda başka hesap kitap peşindeler.
Hal böyle olunca ne plan kalıyor, ne kural kalıyor ne de kimlik kalıyor. Bir gerçek var ki o da Muhittin Böcek’in sabote edildiği gerçeği. Yalan mı?
Ha birileri şimdi çıkıp “Burası Muratpaşa Belediyesi’nin sınırları içinde bir sokak. Onun ne suçu var” diyebilir. Haklı da olabilir. Fakat fatura Ümit Uysal’a değil Böcek’e kesiliyor.
Çünkü bu kentin ‘Şehr-i emin’ i Muhittin Böcek olduğu için. Yoksa kimlik falan hikaye.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz