Biliyorum. Yazımın başlığı çok ağır. 6 Şubat Pazartesi gece ve gündüz iki kez yaşanan ASRIN FELAKETİ olarak tanımlanan Kahramanmaraş depremlerinde yaşananlar beni buna itti. Son dönemin popüler bir sözü var, “Biz neyin kafasını yaşıyoruz” diye. Bu, YÜZYILIN AFETİ sırasında yaşadığımız olayların izin tam denk düşen bir söz bana göre.
Ben şarkıcı Sıla’nın seslendirdiği “Kafa nereye biz oraya” şarkıyı yaşayanlardan değilim, hiç te öyle olmadım. Beyin ve kafa aynı şeyler değil. Biri insana diğeri hayvanlara mahsus! İnsan olan, kendini insan olarak hisseden her canlı böyle bir ortamda kavga, kargaşa, kin ve nefret yerine; yardımlaşma, vakur olma, yol gösterici ve dayanışma ruhu ile davranır.
Ama İNSAN MASKESİ takan YARATIKLAR ise fırsatı RANTA çevirmek için bir CANAVARA dönüşür. ASRIN FELAKETİ’nde bunlardan yüzlerce örnek gördük. Felaketler bazı insanlara HAYATIN GERÇEKLERİNİ öğretirken bazıları da hala DERS almamış yaşanan tablodan! Bunlar için diyecek bir şey yok maalesef.
Oysaki Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen deprem felaketi sonrası tüm Türkiye yaralarını sarmayı sürdürüyor. Birileri hala KAVGA-KAOS peşinde. Dün böyle bir duygu fırtınası yaşarken sosyal medyaya düşen bir görüntü gözlerimi yaşarttı. Bazı ayrık otlarının aksine geride kalanlar canla başla yardıma koşuyor.
Kahramanmaraş'ın Göksun köyüne yardım götürmeye çalışan KONYAALTI BELEDİYESİ ekipleri yolu kaybetmiş. Önlerine çıkan BİR KÖPEK, koşarak onları köye yönlendirmiş! Araçtaki görevli, karların içinde önlerinde koşan köpeği kayıt altına alarak “Köpek bizi köye götürüyor. Konyaaltı Belediyesi'ne yardımcı olan minik bir köpeğimiz var, bize yol gösteriyor" diyor.
Ardından görevli, "İnsanlar büyük ihtimalle son çare köpeklerini yollamışlar. Biz de yolu bulamayıp kaybettik ama köpek bulunca onu takip ediyoruz, umarım köye doğru götürüyordur" ifadelerini kullanıyor. Şu olaya bir bakar mısınız? Bir tarafta KAVGA eden insan oğlu diğer yanda yolunu kaybeden ekibe yol gösteren KÖPEK! Öyle enkazdan cankurtaranlar gibi eğitimli falan değil.
Neyse ekip köye ulaşmış ve yardım malzemelerine DEPREMZEDELER ile buluşturmuş. Ekipte işin ilginç yanı o KÖPEK daha sonra durmadan yoluna devam etmiş! Ya o köyde yaşayan ÇOBAN KÖPEĞİ ya da o bölgede yaşayan SOKAK KÖPEĞİ! Hani bir hafta öncesine kadar İTLAF EDİLSİN denilen CAN DOSTLARDAN sadece birisi olabilir!
Amma velakin yaşanan olay öyle hafızalardan silinecek bir olay değil. Yüce ALLAH’ın bir lütfu olsa gerek. O ekibi o yolu göstermesi için gönderilen bir MUCİZE diye düşünüyorum. Aslında bu görüntü bana bir şey hatırlatıyor. İnsan veya köpekte olsa ikisini de Allah yarattı ve ikisi de bir canlı. Bir KÖPEK bile böyle bir durumda bizi anlarken biz hala bir birimizi anlayamıyoruz ya daha ne diyeyim ben?
Böyle durumlarda söylenecek fazla bir söz yok aslında. Kimin ne söylediğine çok takılmamak gerek. Anlamak isteyen anlar, durumu görmek isteyen görür. Fitne çıkarmaya ne gerek? Biz bir KÖPEK kadar yol gösterici olamazken hala KUTUPLAŞMAK için can ataların arasında umarım YOL GÖSTERİCİ olan DÜRÜST birileri çıkar umudunu taşıyorum.
Çünkü ben ve benim gibi düşününler hala bir enkazdan CANLI çıkabilir umuduyla yaşarken Allah aşkına topluma UMUTSUZLUK pompalamaktan vazgeçin. Gidin bir koliye dokunun. Bakın sadece “DOKUNUN” diyorum. Malzeme falan alın demiyorum. En azından bir faydanız olsun. En azından KÖPEK KADAR YOL GÖSTERİCİ olan.
Böyle bir ortamda böyle bir sert yazıyı asla ve asla yazmak istemezdim. Ama gördüğüm tablo karşısında duygu fırtınası yaşarken bu cümleleri kurmak zorunda kaldım. ÖZÜR DİLERİM.
BİZ BUYUZ İŞTE
Bırakın Türkiye’yi dünyayı sarsan ASRIN FELAKETİ’nde bizim milletimizin ne kadar necip bir millet olduğunu gördük. İlk andan itibaren tam bir SEFERBERLİK ruhu ile kenetlendik. Kendini insan hisseden herkes karınca kararınca YARDIMA koştu. Kimisi TIR dolusu yardım gönderdi kimisi de yollara çıkıp bölgeyi terk edenlere ÇAY-ÇORBA ikram etti.
Öyle ki gelmekten çekinirler, ceplerinde para olmaz diye düşününler ellerine pankartlar alıp ÇAY-ÇORBA BEDAVA diye çığırtkanlık bile yaptılar. Yürekleri ısıtan bir davranış ile. Hakikaten Atatürk’ün dediği gibi “TÜRK MİLLETİ NECİP BİR MİLLET” olduğunun göstergesi bunlar. Sadece bu mu? Antalya’da otelini evini açan binlerce insan.
Bir başka örnekte benim baba yurdum Konya’nın GÜVENÇ köyü. Felaketin ilk günü harekete geçtiler. Önce bölgeye bir tanker akaryakıt gönderdiler. Sonra kazanları yüklenip Hatay’a gittiler. Bizim düğünlerde görmeye alışık olduğumuz manzaradaki gibi ocakları kurup, odunları yakıp çorbayı ve yemekleri kaynattılar.
Kilometrelerce ötede bir köy. Kimse gelin yardım edin dememiş amma onlar durumdan vazife çıkarmışlar. İşte bu bile BİZİM KİM OLDUĞUMUZU göstermeye yetiyor da artıyor bile.
Diyorum ki, “Vıdı vıdıyı, fitneyi bırakın. Yol gösterici olun. Gelin farklılıklarımızı bir kenara bırakıp el birliği ile yaralarımızı saralım. Kavgaya yapacaksak sonra yapalım.”
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz