Antalya son yıllarda ‘vurdumduymaz’ bir şehir olma yolunda hızla ilerliyor. Çoğumuz yaşananları ve gelişmeleri maalesef umursamaz hale geldik. Herkes kafasına göre takılıyor.
Vurdumduymazın sözlük anlamına bakınca, “Tutumuna, davranışına gerekli özeni göstermeyen, umursamaz. İlişki ve davranışlarında umursamazlık gösterme, muhataplarını ciddiye almama durumu” imiş.
Yani, anladığı halde anlamamış gibi davranan hiçbir şeyi dert etmeyen, hiçbir şeye aldırmayan, duygusuz, anlayışsız insanlara kısaca ‘vurdumduymaz’ deniyor.
Birileriniz “Bu vurdumduymaz hikayesi de nereden çıktı” diyebilir. Haklısınız. Ben geçen hafta yaşanan bir olayı anlatayım. Sonra birilerinin de hakkını teslim edeyim.
Efendim, geçen hafta CHP’li Muratpaşa Belediyesi Meclis Üyesi ve İmar Komisyonu Başkanı Ahmet Öztürk hakkında Lider Gazete’de iki gün iki mahkeme kararını ele aldık.
Birisi Danıştay diğeri Ağır Ceza Mahkemesi. Birinde Öztürk’ün ‘Meclis Üyeliğinin düşürülmesi’ istenirken, diğerinde ‘Memnu hakları’ iade ediliyor.
Tabi hukukçular bile ikiye hatta üçe dörde ayrılırken bizim haberler Öztürk’ü baya hırpalar nitelikteydi. Asla böyle bir derdimiz yok. Habercilik refleksi ile bunları kamuoyuna aktardık.
Lakin bir hata yaparak. Konunun muhatabını dinlemedik. Neyse sonunda kendisi ulaştı ve 3 saate yakın konuyu, gelişmeleri, düşüncelerini tek tek anlattı. Birçok konuda kendisine hak verdim.
Çünkü kendisi hukuka inanmış ve verilen kararlar doğrultusunda meclis üyeliğine devam etmiş. Haklı. Kimse “Bu görevi yapamazsın” dememiş. ATSO Meclisi hariç!
Sonuçta Ahmet Öztürk öyle veya böyle yoluna devam etmiş. Ben de olsam aynısını yapardım her halde. Peki, burada yanlış nerede? Bana göre hukuk sistemimizde! Geciken karar ve bürokrasi. Sonra ortaya çıkan garabet bir durum.
Bunları da geçtim. İki gün yazdık, çizdik. Öyle ki Öztürk ve ortaklarının Lara falez bandındaki kaçak plajını bile gündeme getirdik. Yetkili ve etkili birinden tek bir ses çıkmadı.
Maalesef, kimse Antalya’da olup biteni görmek istemiyor, herkes kendi bakış açısı ve gözleriyle görmek istiyor olayları. Ben olup biteni görmüşüm ne fayda.
Dünyanın bütün çirkinliklerini tek başıma yok edemem ki. Ne garip değil mi? Hiçbir söz
hiç kimsenin yüreğine değmiyor. Bakıyoruz, okuyoruz, gülüp geçiyoruz.
İnanın, vurdumduymaz insanları anlamakta çok zorlanıyorum. Çünkü ayağının dibinde ateş yansa söndürmeyip üstüne üstlük daha fazla harlanması için suyu yerine benzin döküyorlar.
Artık kendi kendime karar verdim. Ben çırpınırken birileri etliye sütlüye karışmıyorsa artık bende karışmayacağım. Tabi yapabilirsem, vicdanım el verirse.
Ama şunu da vurgulamadan geçemeyeceğim. Hiç bu kadar sahipsiz kalmamıştı Antalya.
AYRIMCILIĞI KİM YAPIYORMUŞ
Geçen hafta CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz, basın toplantısı düzenledi! Toplantıya bir kısım gazeteci davet edildi. Fotoğrafa bakınca 2 kişi hariç sadece CHP yanlısı gazeteciler var.
İktidara geleceğini iddia eden bir ana muhalefet partisinin Antalya İl Başkanı daha derleyici, toparlayıcı ve ayrımcı olması gerekir. Daha yolunda başında nedir bu ayrımcılık?
Siz hep ayrımcılıktan, yandaşlıktan yakınmıyor muydunuz? Öyle gazetecileri ikiye bölerek bu işler olmaz. Hadi siz böyle davrandınız, peki o toplantıya katılan bazı isimler ne diye katıldı?
Bir örnek vereyim. Songül Başkaya, “Cumhuriyet Halk Partisi Antalya İl Başkanımız Nuri Cengiz basınla bir araya geldi…..” diye bir paylaşımda bulunuyor. Başkan değil Başkanımız!
Anlıyorum size Sayın Başkaya. Milletvekili aday adayı olmak için kolları sıvamışınız. En tabii hakkınız. Ancak “Yandaşlar” diye AK Partili gazetecileri eleştiren siz değil miydiniz?
Peki, bu durumda acaba siz ne oluyorsunuz? Önce bunun bir cevabını verin. Sonra da o toplantıya bir gazetecimi yoksa partilimi olarak katıldığınızı veya davet edildiğinizi.
İnanın ben anlıyorum da en azından kamuoyu tam anlasın diye soruyorum.
ÖNCE HİJYEN OLMALI!
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Döşemealtı’nda kurduğu Halk Ekmek Fabrikası, 30 Haziran’da üretime başladı. İlk üretimde çıkan ekmekleri Başkan Muhittin Böcek inceledi.
Böcek’e EKDAĞ Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Gökçe’de eşlik etti. Ekmekleri çıplak ellerine alarak fotoğraf çektirmek için poz verdi. Eldiven ve maske yok. Hijyen yok sayıldı.
Hijyene en çok önem vermesi gereken Başkan Böcek kötü örnek oldu. Son teknoloji makinede üretilen ekmeklerin de hijyen kurallarına uygun üretilip üretilmediğini tartışma konusu yaptı.
Bir diğer konuda ekmeğin fiyatı. 210 gram ekmeğin 3.25 TL’den satışa sunulması. Çünkü fırınlarda 220 gramlık ekmek 4 TL. Bu rakamlara göre Halk Ekmek biraz daha ucuz olmalı.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz