Son dönemde siyasi hayatımızda ezberleri bozan gelişmeler yaşanıyor. PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan, 1999’da Kenya’da yakalandıktan sonra Türkiye’ye getirilirken yaptığı açıklamada, ülkeye hizmet etmeye hazır olduğunu belirtmişti. O günden bu yana İmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Öcalan’ın sözleri, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından geçtiğimiz yıl 15 Ekim'de partisinin grup toplantısında yeniden hatırlatıldı.
***
Bahçeli, konuşmasında, "Türkiye'ye getirilirken 'her
türlü hizmete hazırım' diyen terörist başı buyursun, terörün bittiğini,
örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin" ifadelerini
kullandı. Ardından da "Devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse,
hiçbir şart altında beklemesin, aklından bile geçirmesin. Kana değil,
kardeşliğe susadıklarını göstersinler. Devlet, terör örgütüyle müzakere etmez,
kıran kırana mücadele eder" diyerek devam etti.
***
Bu sözlerin yankıları sürerken, Bahçeli bir hafta sonra, 22
Ekim 2024'teki grup toplantısında tarihi bir çıkış daha yaptı. MHP lideri,
PKK’nın tamamen lağvedilmesi halinde Öcalan’ın "Umut hakkından"
yararlanarak TBMM’de DEM Parti grubunda konuşabileceğini söyledi. "Ne
Kandil ne Edirne; adres İmralı'dan DEM'e uzansın, terör sorunu ülke gündeminden
tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız" ifadelerini kullanan
Bahçeli’nin bu çıkışının ardından, iki gün sonra, 24 Ekim'de Öcalan ile temas
kuruldu. Yeğeni ve DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan ile görüştürülen Abdullah
Öcalan, bundan önceki yüz yüze görüşmesini 5 yıl önce, 3 Mart 2020’de yapmıştı.
***
Ardından Adalet Bakanlığı’nın izniyle DEM Parti'den Pervin
Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’den oluşan İmralı heyeti, 28 Aralık'ta Öcalan ile
görüşmek üzere Ada'ya gitti. Öcalan’ın, yeni paradigmaya pozitif anlamda katkı
sunabileceğini söylemesi üzerine heyet, önce siyasi partilerle, ardından Edirne
Cezaevi'nde eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Silivri Cezaevi'nde eski
HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ ve Sincan Cezaevi'nde Leyla Güven ile görüştü.
Bu temasların ardından heyet, 22 Ocak'ta Öcalan ile ikinci kez bir araya geldi.
***
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 28 Ocak’taki grup
toplantısında, "Eğer silah bırakmazlarsa o silahları kafalarında
kırarız" sözleri üzerine, Kandil'den yanıt geldi. PKK’nın başına geçen
örgütün sözde Yürütme Kurulu üyesi Murat Karayılan, 7 Şubat’ta yaptığı
açıklamada, "Tek çağrıyla bu iş biter mi?" diyerek karşılık verdi. Bu
süreçte DEM Parti İmralı heyeti, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde temaslarda
bulundu. Heyetin İmralı’ya yaptığı üçüncü ziyaretin ardından, Öcalan "Tüm
gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir" diyerek çağrıda
bulundu. Bu çağrı, heyetin düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuyla
paylaşıldı.
***
Türkiye’de milliyetçi bir partinin liderinin çağrısı
üzerine, 1999’dan bu yana İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, PKK’nın
feshedilmesi talimatını verdi. Öcalan, açıklamasında, "Sayın Devlet
Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle,
diğer siyasi partilerin malum çağrıya olumlu yaklaşımıyla oluşan bu silah
bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu
üstleniyorum" ifadelerini kullandı.
***
Perşembe günü yapılan bu açıklamadan bir gün sonra,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sessizliğini bozarak, artık yeni bir safhaya
geçildiğini duyurdu. Terörün ortadan kalkmasıyla siyasetin demokratik alanının
genişleyeceğini belirten Erdoğan’ın ardından, Devlet Bahçeli de sosyal medya
hesabından Ramazan ayıyla ilgili paylaşımında "kutlu bir dönemin
eşiğindeyiz" ifadelerini kullandı.
***
Beklenen yanıt, 1 Mart Cumartesi sabahı Kandil’den geldi.
Kandil, Öcalan’ın çağrısını kabul ederek ateşkes ilan etti. Peki, bundan sonra
ne olacak? Bu çağrıyı destekleyenler olduğu gibi, şüpheyle yaklaşanlar da var.
Dağdaki teröristlerin bu çağrıya nasıl yanıt vereceği belirsizliğini koruyor.
Silah bırakıp düz ovada siyaset mi yapacaklar, yoksa farklı bir yol mu
izleyecekler? Cezaevlerindeki PKK’lıların akıbeti ne olacak? Şehit yakınları ve
gaziler bu sürece nasıl tepki verecek?
***
Yanıtı aranan bu soruların gölgesinde, yapılan açıklamalar,
terör örgütünün kayıtsız şartsız tasfiye edilmesini öngörüyor. Ancak bu
çağrının samimi bir adım mı yoksa stratejik bir hamle mi olduğu, zamanla
netleşecek. Öcalan’ın açıklaması, Türkiye’de yeni bir başlangıcın kapısını
aralayabilir. Ancak sürecin ülkeyi nereye götüreceğini görmek için bekleyip
izlemek gerekecek.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz