Sevgili okurlar; bundan 11 yıl önce Antalya’da adı uyuşturucu ticareti ile anılan Zeytinköy semtinde madde bağımlıları ile yaptığım haber o dönemde “Zehirköy” başlığıyla Akşam Gazetesi’nde manşetten yayınlanmıştı.
***
Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) tarafından da yılın haberi seçilen o haberi hazırlarken madde bağımlılarından bazıları bilmeden bu maddenin esiri olduklarını anlatmışlardı. Çünkü uyuşturucu maddelerin her birinin kulağa hoş gelen isimleri vardı. Örneğin sentetik haplara “şeker”, eroine “peynir” diyorlardı.
***
Mesleği kasaplık olan bir genç “Babam vefat edince üzüntüden geceleri uyuyamıyordum. Bunu gören arkadaşlarımdan biri ‘sana peynir vereceğim. Bununla deliksiz uyursun’ dedi. Toz halindeki bu maddeyi kullandırdı. Dediği gibi deliksiz uyudum. Ertesi gün tekrar istedim. Sonra bir daha. Sonra birden bire kemiklerim ağrımaya başladı. Bir taraftan üşüyor, diğer taraftan da terliyordum. Yerimde duramıyordum. Meğer uyuşturucu krizine girmişim. Kullandığım maddenin eroin olduğunu bağımlı olduktan sonra öğrendim. Krize girmemek için kullanmaya devam etmeye başladım. Çok karşı olduğum uyuşturucunun bu şekilde bağımlısı oldum” diye dert yanmıştı.
***
Uyuyabilmek için kullanmaya başladığı bu maddenin esiri olan bu gençle bir daha karşılaşmadım. Antalya’nın ünlü bir kasabında çalışırken bu illetin pençesine düşen bu genç belki de öldü. Çünkü O dönemde görüştüğüm gençlerin birçoğunun uyuşturucu nedeniyle öldüğünü biliyorum. Örneğin dünyalar güzeli bir genç kız iken bu bataklığa sürüklenen Antalya’nın yerlisi bir ailenin kızı Seçil. Örneğin Sarı lakaplı Burak ölenlerden bazıları.
***
Peynirden söz etmişken; geçtiğimiz hafta Türk-Fransız ortaklı bir markete alışverişe gittiğimde 250 gramlık eski kaşar peynirinin paketinin 87 lira 50 kuruş olduğunu görünce gözlerime inanamadım. Kilosu tam 350 lira ediyordu. Almadan gittim.
***
Lider Haber’de geçtiğimiz salı akşamı benim de yorumcu olarak yer aldığım “Bizim Görüş” programında hayat pahalılığından bahsederken peynir fiyatlarının 300 lirayı aştığını söyledim. Buna izleyiciler de dahil olmak üzere çevremdeki kimse inanmadı. Yalan söylediğimi bile ima edenler oldu.
***
Çok eleştiri aldım. Program sonunda mesaj atanlar bile oldu. Dezenformasyon yasası çıktı ya. Beni halkı yanıltmakla suçlayanlar bile oldu. Eleştiriler öylesine fazlaydı ki “”Acaba ben mi yanlış okudum” diye düşündüm. Kendimden tereddüt ettim. Bu nedenle tekrar gidip baktım.
***
Keşke ben yanılsaydım. Ama maalesef gerçek. Üstelik etikette fiyat değişikliği tarihi de yazıyordu. Etikete göre 07.11.2022 tarihinden beri bu fiyattan satılıyor. Yani neredeyse 2 ay olmuş bu fiyattan satılmaya başlanalı.
***
Kilosu 350 lira olan bu peynirin yanındakine baktım. Onun da 350 gramı 103 lira 90 kuruştu. Yani o da 300 lira civarı. Aklıma emekli maaşları geldi. Uygarlığa beşiklik eden bu güzel ülkede emeklilere “3 bin 500 lira ile bir ay geçin” diyorlar. Yani 10 kilo kaşar parası ile.
***
Patates soğan fiyatları yükseldiğinde depolara baskınlar yapılmıştı ya. Yakında stokçu diye peynircilere karşı da operasyon düzenlerlerse şaşırmam. Hükümetimiz 5 bin 500 lira olan 1 Ocak’tan geçerli olmak üzere asgari ücret 8 bin 506 lira yaptı. Yapılan zam yeterli mi orası tartışılır. Ama en düşük emekli maaşı da asgari ücret seviyesine çıkartılmalıdır.
***
O düşük maaşa yol açan 5510 sayılı yasa da EYT ile birlikte Meclis gündemine getirilip emeklilerin insanca yaşayabileceği bir düzenleme yapılmalıdır. 14 milyona yakın emeklinin beklentisi budur.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz