Sevgili okurlar; İstanbul’un kalbindeki İstiklal Caddesi’ne, Suriyeli bir kadın terörist tarafından bırakılan patlayıcı dolu çantanın infilak etmesi sonucu ikisi çocuk üç aileden altı kişi, hayatını kaybetti, 81 kişi de yaralandı.
***
Patlamanın hemen ardından yayın yasağı konuldu. Sosyal medya ağlarına erişim kısıtlandı. 21 ayrı adrese düzenlenen operasyonda aralarında bombacının da olduğu toplam 46 şüpheli gözaltına alındı. Sonra gözaltına alınanların sayısı 50’ye yükseldi.
***
Resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara göre bombalı saldırıyı düzenleyen Suriyeli terörist PKK-YPG’den aldığı talimatla bu eylemi gerçekleştirmiş. Yasa dışı yollardan kaçak olarak Türkiye’ye giriş yapan bu kadın terörist, İstanbul’a halen firarda olan bir şahısla kendini karı koca gibi gösterip 4 ay önce gelmiş. İstanbul’da Suriye uyruklu 2 kişinin yanında kalmış. Kendini kamufle etmek için bir tekstil atölyesinde çalışmış. Terör örgütünden aldığı talimat üzerine bombayı bırakıp önce Esenler, ardından Küçükçekmece’ye gitmiş.
***
Güvenlik kameralarından izi sürülerek saklandığı Küçükçekmece’deki evde yakalanan bu teröristin evinde bir tabanca ile yüklü miktarda para, altın ele geçirilmiş. Yunanistan’a kaçmayı planlarken yakalanmış. Yakalanmasa örgüt içinde infaz edilecekmiş. Bu kadar kısa sürede olayı aydınlatan emniyet güçlerini tebrik ediyorum.
***
Ancak keşke saldırı gerçekleşmeden bu teröristler yakalanabilseydi. İstiklal Caddesi de bildiğim kadarıyla sivil polislerin kaynadığı bir noktadır. Bomba patlayıncaya kadar bu polisler neredeydi?
***
Yurda kaçak yollardan giriş yapanlar elini kolunu sallaya sallaya Türkiye’nin insan yoğunluğu bakımından en kalabalık caddesine nasıl gidip bomba patlatabiliyor? “Nerede yanlış yapıyoruz” oturup düşünmeli ve de gereğini yapmalıyız.
***
Misliyle karşılık verecekmişiz. Öyle diyorlar. Elbette olayın faillerinin yanında bu eylemi yaptıranlara da karşılığını vermeliyiz. Ama bir daha böyle bir olayın yaşanmaması için her türlü tedbiri almalıyız.
***
Devletin asli görevi toplumun can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Çünkü giden canlar geri gelmiyor. Devletin görevi her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının kılına bile zarar getirmeyecek bir güven iklimini oluşturmaktır.
***
Günün 24 saati korkmadan sokağa çıkabilmelerini sağlamaktır. Devletin asli görevi budur.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz