CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in
doğup büyüdüğü 1999 ile 2019 yılları arasında tam 20 yıl belediye başkanlığını
yaptığı Konyaaltı ilçesindeki Boğaçayı’nda taş ocaklarının olduğu bölgede
seçimler öncesi dere yatağının çevresi birileri tarafından parsellenip
üzerlerine konteynerler konduruluvermişti. Tel çitlerle çevrilen dere yatağının
etrafına çok sayıda portakal fidanı da dikilivermişti. Ancak yağmacıların
hevesi kursağında kaldı. O konteynerler yerle bir edildi.
***
Bayram tatilinde bisikletime atlayıp oksijen depolamak için
o bölgeye gittim. Yıkılan konteynerlerin altındaki subasmanların enkazları
halen orada duruyor. Belediye bu güzelim dere yatağının çevresine atık
atılmaması için tabelalar dikmiş. Ama ne fayda! Kilometrelerce uzunluğundaki
Boğaçayı’nın çevresi inşaat atıkları ve molozlarıyla doldurulmuş. Asfalt
atıklarından mezar taşlarına tuvalet taşından alçı kaplamalara kadar ne ararsan
var. Hatta birileri bir yılanı öldürüp onu da oraya atıp gitmişler. Tabelalar
ise hedef tahtası haline gelmiş. Hepsi de tabancalarla ateş edilerek delik
deşik edilmiş. Her yer mermi deliği.
Hadi moloz dökmeye gelenleri görmediniz diyelim. Bu silah seslerini de
mi duyan yok? Buradan bu vilayeti
yöneten idarecilere sesleniyorum. Bu tabelaları kimler kurşunluyor. Hiç araştırdınız mı? Duymuyor musunuz,
görmüyor musunuz?
***
Bu delik deşik tabelaları görünce benim aklıma geçmişte bu
bölgede yuvalanan teröristler geldi. Tarih 12 Mart 1998’di. Organize bir
şekilde bu bölgedeki ormanlık bölgeye yerleşen PKK’lılar, Tünektepe yolunda
Vehbi Koç'un Antalya'da makam şoförlüğünü yapan bir genç ile KOÇ grubunda
çalışan genç bir kadını Tünektepe yolunda silahla kurşun yağmuruna tutup
öldürdükten sonra araçlarını ateşe vermişti. Bu PKK’nın bölgede
gerçekleştirdiği ilk kanlı eylemdi. Dönemin Antalya Valisi Hüsnü Tuğlu idi. İl
Emniyet Müdürü ise rahmetli Natık Canca idi. Tünektepe yolundaki katliamın
gerçekleştiren PKK’lıların Gebiz’deki dağlık alanlarda saklandıkları tespit
edilmesi üzerine jandarma bölgede operasyon başlatmıştı.
***
Operasyonun başındaki isim ise; dönemin Jandarma Alay
Komutan Yardımcısı o dönemde Yarbay olan Abdülkerim Kırca idi. Ankara’dan gelen
komando birliklerinin de katıldığı operasyonda ilk etapta toplam 7 terörist
öldürülmüştü. Sonra bu rakam 12’ye çıkmıştı. Hatta teröristlerin mezarları bile
o dönemde olaylara neden olmuştu. Ancak operasyona komutanlık eden Kırca,
PKK’lıların açtığı ateş sonucu omuriliğine isabet eden kurşunla ağır
yaralanmıştı. Omuriliğine isabet eden kurşun nedeniyle felç kalıp tekerlekli
sandalyeye bağlı olarak hayatına devam eden Kırca ise çok sevdiği askerlikten
malulen emekli edilmişti. 12 Aralık 2004 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer tarafından Devlet Övünç Madalyası verilen Kırca, eski bir PKK
itirafçısının ve FETÖ’cü yayın organlarının iddialarıyla hedef gösterilmeye
başlanmıştı.
***
Ardından Ergenekon soruşturmasına da dahil edilen Albay
Kırca, hakkında çıkan asılsız haberler nedeniyle 19 Ocak 2009’da hayatına son
vermişti. O katliamdan sonraki yıllarda da bu bölgede terör olayları meydana
gelmeye devam etti. Örneğin 2016 yılı Ağustos ayında Kemer karayolu üzerinde
jandarmaya ait minibüs geçtiği sırada daha önceden yol kenarına konulan bomba
patlatılmıştı. Aynı yıl ekim ayında da Çaltıcak Balıkçı Barınağı'na dağlık
alandan roket atılmıştı. Bu olaylarla ilgili haberler halen internet
sitelerinde duruyor. Bu olayların hepsini de o yıllarda bir gazeteci olarak
takip ettim.
***
Hatırladığım kadarıyla en son olay yine aynı yıl 16 Kasım
2016 akşamı meydana gelmişti. Hurma Mahallesinde iki kişinin durumundan
şüphelenen vatandaşlar polise ihbarda bulunmuştu. Yapılan ihbar üzerine
operasyon düzenlenmişti. O akşam Hurma Mahallesinde bir terörist yakalanacağını
anlayınca üzerindeki bombayı patlatması sonucu ölü ele geçirilmişti.
***
Bir terörist
bankamatik parkının olduğu caddenin devamındaki müstakil bir evin
bahçesinde yaralı olarak yakalanmıştı. Teröristlerin Altınyaka yakınlarındaki
bir mağarada saklandıkları açıklanmıştı. Ancak o olaydan sonra yayın yasağı
getirilmişti. Bu olayla ilgili davanın akıbetini ise bilmiyorum. Ancak dere
yatağının yağmalanmaya çalışıldığı inşaat atıklarının döküldüğü, tabelaların
mermilerle delik deşik edildiği bu bölgeden kim sorumluysa herkes üzerine
düşeni yapmalıdır. O bölge molozlardan da işgallerden de arındırılıp güvenlik
de sağlanmalıdır.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz