Antalya emlak satışlarının en fazla olduğu illerin başında
geliyor. Yılın 5 aylık dönemindeki verilere göre Türkiye genelinde mayıs ayında
toplam 113 bin 276 konut satışı yapılmış. Konut satışında liderlik İstanbul’da.
Geçen ay sadece İstanbul’da 18 bin 435 konut satışı yapılmış. İstanbul’u 11 bin
196 konut satışı ile Ankara izlemiş. Ardından 6 bin 158 konut satışı ile
Antalya yerini almış.
***
Mayıs ayında yabancılara konut satışı geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 46,9 azalarak 3 bin 167’ye gerilemiş. Yabancılara satışta
ilk sırayı, 1245 konutla Antalya almış. Antalya'yı sırasıyla 934 konutla
İstanbul, 249 konut satışıyla Mersin izlemiş. Mayıs ayında milliyetlerine göre
en çok konut satışı, Ruslara yapılmış. Rusya Federasyonu vatandaşları geçen ay
Türkiye’den 991 konut satın almış.
Rusya Federasyonu vatandaşlarını sırasıyla 503 konut ile
İranlılar, 175 konut ile Ukraynalılar, 129 konut ile Almanlar izlemiş.
Antalya’da eskiden deniz kıyısındaki Konyaaltı ve Lara bölgesinde görmeye
alışık olduğumuz Ruslar artık kentin kenar mahallelerine; kentin varoşlarına; gecekondu bölgelerine kadar yayılmış durumda.
***
Hatta Antalya’da adı sık sık uyuşturucu operasyonlarıyla
gündeme gelen Muratpaşa’nın Zeytinköy semti de dahil olmak üzere; geçmişte terör operasyonlarıyla adından söz
ettiren Kepez’in Ayı Deresinin çevrelerinde bile Ruslarla karşılaşır hale
geldik.
Çünkü denize nazır evlerin fiyatları çok yükselmiş
durumda. Yeni konutların kentin iç
kesimlerinde inşa edilmesi de bir diğer etken.
Antalya’da artık çocuklarımızın Ahmet amca, Fatma teyze diye hitap
ettiği komşularımızın arasına Anna teyzeler,
Sergey amcalar Yuri dayılar da eklendi.
***
Bir de Antalya’da kağıt üzerine pek görünmeyen Suriyeliler
var. Antalya’da Suriyelilere ikametgah verilmiyor. Ama nereye baksanız Suriyeli
ile karşılaşıyorsunuz. Kimi her yeri
dökülen hurda araçlarla trafikte fink atıyor. Kimi sokak aralarında çek çek adı
verilen arabalarla çöp konteynerlerinden hurda topluyor. Kimi halde çalışıyor,
kimi de inşaatlarda.
Geçenlerde, Güneş Mahallesi’nde Kepez Belediyesi’nin eski
başkanlarından Mehmet Atay’ın adını taşıyan caddeden geçerken aracımın
tekerleğinden ses gelince yolun sağına park etmiştim. Birden bire onlarca
Suriyeli başıma üşüştü. Aracın dört bir yanını sardılar. Ne olduğunu
anlayamadım. Meğer amele aradığımı sanıp onun için gelmişler. “Yok kardeşim
bana işçi filan lazım değil” dedim.
***
Anlat anlatabilirsen. Zor ikna ettim adamları. Şayet
aracıyla bilmeden orada duran bir kadın filan olsaydı belki de korkudan çığlığı
basar ya da baygınlık geçirirdi. Amele
pazarıymış burası. İşçi lazım olduğunda
gelip buradan alıp götürüyorlarmış. Ama buranın amele pazarı olduğuna dair bir
tabela filan yok.
***
Öte yandan bir sabah Sakarya Bulvarındaki ofisimize giderken
bir parkın dört bir yanına kümelenmiş on kadar aileyi gördüm. Yatağı yorganı
sermişler yatıyorlar. Kimi sofrayı sermiş kahvaltı yapıyor. Kimi yıkadığı
çamaşırları ağaçlara bağladığı iplere asmış kurumasını bekliyor. “Bu insanlar,
depremzede mi, evlerden tahliye edildikten sonra kalacak yer bulamayan
kiracılar mı” diye merak ettim.
***
Ertesi gün öğle saatlerinde işyerimden kalkıp gittim.
Aracımla geçerken gördüğüm kalabalıktan eser yoktu. Ağacın altına serilmiş kilimlerin birinde
yaşlı adam oturuyordu. Diğerinde küçük bir çocukla babası uzanmış haldeydi. 3 bin liraya oturdukları evin sahibi kirayı 8
bin liraya çıkarınca evi tahliye edip sokağa yerleştiklerini söylediler.
Sarımsak satarak geçimlerini sağlıyorlarmış.
Aslen Denizlililermiş. Bir taraftan da korkuyorlardı, “Belediyeden
ekipler gelip bizi buradan atar” diye.
O parktaki insanları görünce aklıma nedense Necil Fazıl
Kısakürek’in Sakarya Türküsündeki dizeleri gelmişti. Ne diyor üstat “Vicdan
azabına eş, kayna kayna Sakarya, Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!”
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz