Sevgili okurlar geçtiğimiz günlerde böbrek yetmezliği nedeniyle 67 yaşında vefat eden Türk müziğinin unutulmaz isimlerinden besteci ve söz yazarı İlhan İrem, vasiyeti üzerine AKM’de düzenlenen törenin ardından Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verildi.
İlhan İrem “Anlasana", "Sürgün Gibi Masallarda" ve "Olanlar Olmuş" gibi hafızaya kazınmış çok sayıda eserde imzası olan, değerli, yeri doldurulması pek mümkün olmayan bir sanatçıydı.
***
İlhan İrem’in vefatından sonra Fethullah Gülen ile ilgili Antalya’da Yeni İleri Gazetesi’nde yayınlanan köşe yazısı yeniden gündeme geldi.
İlhan İrem 1999 yılı kasım ayında Yeni İleri Gazetesi’nde Mektup başlığıyla yayınlanan köşe yazısında "Sevgili Fetuş” diye bahsettiği Fethullah Gülen’e yurda dönmesi için çağrıda bulunuyordu.
Bu köşe yazısında kullandığı ifadelerden dolayı Fethullah Gülen'e hakaret ettiği iddiasıyla tazminat ödemeye mahkum edilen İlham İrem bu dünyadan göçüp gitti.
İlhan İrem’in köşe yazısının yayınlandığı tarihte ben de Antalya’daki Eyilik ailesine ait olan E TV ve Yeni İleri gazetesini bünyesinde barındıran E Medya’da muhabirlik yapıyordum.
O tarihte E Medya’nın Genel Yayın Koordinatörlüğünü Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı Menderes Türel yapıyordu. Menderes Türel o yıllarda daha siyasete atılmamıştı. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın başkanlığına da seçilmemişti. Bekar, genç bir gazeteciydi. En tepede Menderes Türel vardı.
Gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ise Antalya’da Marko Paşa olarak da bilinen Ahmet Dökdök’tü.
***
İlhan İrem Bursa’da yaşayan bir sanatçıydı.
Ama köşe yazısı Antalya’daki yerel bir gazete olan Yeni İleri’de yayınlanmıştı.
Bunun nasıl olduğunu Ahmet Dökdök’e sordum.
Başladı anlatmaya; “Menderes Türel’in sanat camiasıyla yakın ilişkileri vardı. Menderes Türel kanalıyla İlhan İrem yazılar göndermeye başladı. Gönderdiği yazılar dikkat çekiciydi. O yazılardan biri de Fethullah Gülen ile ilgili olandı. Bu yazıdan dolayı Fetullah Gülen rahatsız olmuş. Hatta o dönemde Fetullahçıların Antalya’daki önde gelen isimlerinden Nevzat Ayvacı konunun yargıya intikal ettirileceğini söyledi.
***
Nitekim Fethullah Gülen hem ilhan İrem hakkında, hem gazete hakkında, hem de sorumlu yazı işleri müdürü olduğum için benim hakkında tazminat davası açtı. O davayı kaybettik. Ve ödedik” dedi.
O dönemde gazetenin yöneticilerinden Ali Tongülüs’e de sordum. Davaya konu olan o yazıyı gazeteye kendisinin koyduğunu söyledi. Ali Tongülüs yazıyı okuyunca Fethullah Gülen ile ilgili sözlerin sıkıntı yaratabileceğini de belirtmiş. Olduğu gibi yayınlanması istenmiş. O yazının hikayesi böyle.
DENİZ BAYKAL’IN SAĞLIK DURUMU
Öte yandan bu köşe yazısını kaleme aldığım saatlerde Deniz Baykal’ın vefat ettiğine dair dedikodular çıktı.
“Kötü haber çabuk ulaşır” misali Deniz Baykal’a en yakın isimlerden Tabip Albay Kadri Yakut’u aradım telefonla. Sordum kendisine. “Yok öyle bir şey” dedi. “Az önce konuştum kendisiyle. Sağlığı son derece iyi. Fizik tedavi görmeye devam ediyor” dedi.
Geçtiğimiz 20 Temmuz’da 84 yaşını dolduran Deniz Baykal ile ilgili geçtiğimiz yıl eylül ayında da vefat ettiğine dair sosyal medyada asılsız iddialar çıkmıştı.
Zaman zaman böyle asılsız haberler yayıp Deniz Baykal’ın vefat ettiğini söyleyerek neyi amaçlıyorlar bilmiyorum.
Ama o kan pıhtısı vakası olmasaydı, Deniz Baykal eminim ki şu günlerde Antalya’da Akdeniz’in serin sularında kulaç atıyor olurdu.
Kendisi 5 yıldızlı otellere gitmek yerine; falezlerin altında bir tane bile koruma olmadan halkın arasında saatlerce yüzen bir siyasetçiydi.
Bazen kendisine eşi Olcay hanım da eşlik ederdi.
Şimdi soruyorum.
Halkın arasında denize girebilen kaç lider gördünüz?
