1999 yılında 17 Ağustos ve 12 Kasım’da meydana gelen deprem felaketi ülkeyi ekonomik krize sürükleyince o dönemde iktidarda olan DSP, ANAP ve MHP’den oluşan 57’inci hükümet, “Ekonomik İstikrar Programı” adını verdikleri planı hayata geçirmişlerdi. Ekonominin başına da yurtdışından çağırdıkları Kemal Derviş’i getirmişlerdi. Kontrolden çıkan ekonomiyi rayına oturtmak için “Deprem Vergisi”, “Özel Tüketim Vergisi” gibi yeni vergilerin icat edilmesi üzerine alım gücü düşen millet, krizin sorumlusu olarak gördüğü 57’inci hükümeti 3 Kasım 2002 seçimlerinde baraj altında bırakmıştı.
***
O seçimden bir yıl önce kurulan AK Parti yüzde 34 oyla
2002’de tek başına iktidara gelmişti. O tarihten bu yana AK Parti girdiği her
seçimi de kazanıyor. Ama geçtiğimiz yıl yaşanan 6 Şubat depreminden sonra da
CHP’nin eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu 2001 krizinde olduğu gibi seçmenin
iktidarı değiştireceğini zannediyordu. Depremin ekonomik krizi
derinleştirmesiyle AK Parti iktidarının sonunun da tıpkı 3 Kasım’da 2002
seçiminde seçimi kaybeden koalisyon ortakları gibi olacağını düşünüyorlardı.
***
Nitekim 14 Mayıs seçimlerini kazanacağından emin olduğu için
Kemal Kılıçdaroğlu Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olmuşu.
Kaybedeceğini bilse asla aday olmazdı. 2018’de Muharrem İnce örneğinde olduğu
gibi kendisine rakip olarak gördüğü birini aday gösterebilirdi. Ama İYİ Parti
Genel Başkanı Meral Akşener Kılıçdaroğlu ile seçimin kazanılamayacağını
biliyordu. Bu nedenle masadan kalkmıştı. Ama Akşener, oyunbozan olarak
görülmemek adına o kalktığı masaya tekrar oturmak durumunda kaldı. Nitekim
CHP’nin evdeki hesabı çarşıya uymadı. Egosuna yenilen Kılıçdaroğlu ikinci turda
da seçimi kaybedince genel başkanlıktan da oldu.
***
Yerine seçilen Özgür Özel partisini önümüzdeki 31 Mart
seçimlerine hazırlıyor. Fakat geçen yıl yaşanan seçim yenilgisinden dolayı masa
dağıldı. İyi Parti seçimlere tek başına
giriyor. Millet İttifakı’nın dağılması Ak Parti’nin işini daha da
kolaylaştırıyor. Aday belirleme
esnasında yapılan hatalar, yaşanan tartışmalar, bazı belediye başkanlarının
aday gösterilmeyince partilerine küsüp istifa etmeleri, dayatmalar, parti
içinde ayak oyunları ve daha neler neler. Yaşananlara bakınca Özgür Özel
liderliğindeki CHP’nin de 31 Mart seçimlerinde de pek başarılı olabileceği
söylenemez. Çünkü deyim yerindeyse adeta kaybetmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
***
Antalya’ya gelince; bugüne kadar girdiği her seçimi kazanan
CHP’li Muhittin Böcek’in de 31 Mart’ta işi zor. Muhtemelen 31 Mart seçimlerinde
o da kaybedenler arasında olacak. Çünkü kendi partisinden bile “bir daha asla ona
oy vermem” diyen çok sayıda insan olduğu söyleniyor. Ayrıca İYİ Parti’nin Nesrin
Ünal’ı, AK Parti’nin de Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’yü Büyükşehir
Belediye başkanlığına aday göstermesi Böcek’in işini daha da zorlaştırıyor.
***
Yıllardır Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kendini
hazırlayan Hakan Tütüncü seçim kampanyasına da çoktan başlamış. Her gün
“Antalya’da altın çağı başlıyor” sloganıyla caddelerde sokaklarda Hakan Tütüncü’nün
sesleri yankılanıyor.
***
İYİ Parti’nin adayı Doktor Nesrin Ünal da ev ev kapı kapı
dolaşıyor. Kadın adaya Antalyalılar sıcak bakıyor. Konyaaltı’nda ise tartışmalı
bir şekilde aday gösterilen CHP’li Cem Kotan da partililerin sempatisini
kazanmak için gece gündüz dolaşıyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz