Bu yazımız klavye kahramanlarına… Bizim çocukluğumuzda bırakın
interneti, cep telefonunu, sabit hat telefon bile yoktu. Eve ya da iş yerine
telefon bağlatabilmek için yıllarca beklenirdi. Şimdi neredeyse kundaktaki
bebekler bile cep telefonundaki oyunlarla, çizgi filmlerle büyütülüyor.
* * *
Günün büyük bir bölümünü sosyal medyada geçiriyoruz. Nöbete
gidenler bile ellerinden cep telefonunu düşürmüyor. Yanında bomba patlasa
haberi olmayacak. İş yerlerine bakıyorsunuz; işten çok cep telefonuyla oynuyor.
Yanındaki arkadaşı bir şey sorduğunda duymuyor. Birkaç kez seslenildikten sonra
kendine geliyor.
* * *
Akşam eve gidiyorsunuz, aile bireyleri birbiriyle sohbet etmek
yerine eline cep telefonunu alıp sosyal medyada dolaşıyor. Kavgayı bile sosyal
medya üzerinden yapıyoruz. Hiç tanımadığımız kişilerle sosyal medya üzerinden
tartışıp ya da hakaret edip mahkemelik oluyoruz. Sorduğun zaman hakaret
ettiğinin farkında bile değil. Kullandığı kelimelerin nelerle
sonuçlanabileceğini bile birçoğu bilmiyor.
* * *
Bu yüzden cinayetler bile işleniyor. Alın size bir örnek.
Antalya’nın Kepez ilçesinde 9 Şubat 2016 tarihinde internette satılığa
çıkarılan bir otomobil ilanında alıcı ile satıcı arasında sanal ortamda çıkan
tartışma cinayetle sonuçlanmıştı. Sanal ortamda tartıştıktan sonra Erol Yılmaz
isimli genç otomobil ilanını veren şahısla 2 kardeşi tarafından bıçaklanarak
öldürülmüştü. Antalya 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 3 kardeş,
25’er yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
* * *
Öte yandan sosyal medya üzerinden yapılan hakaretler yargının
yükünü de çok ciddi anlamda artırıyor. Olayın boyutu çok korkunç rakamlara
ulaşmış durumda. Nitekim bu konuda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcı
vekillerinden Önder Yaman bir makale yazmış. Başsavcı Vekili Yaman’ın hukukihaber.net
sitesinde yayınlanan bu makalesine göre; sadece İstanbul Anadolu Cumhuriyet
Başsavcılığı’na sosyal medya platformlarından hakaret suçuna ilişkin 2022
yılında 46 bin 240 başvuru yapılmış.
* * *
2023 yılında ise başvuru sayısı şimdiden 61 bin 840’a ulaşmış. Bu
suçlara ilişkin ortalama günde 200 civarında soruşturma evrakı kaydediliyormuş.
Hatta bu suçun oranı, cumhuriyet başsavcılıklarının yıllık iş yükünün neredeyse
yüzde 20’sine ulaşmış. Bu rakamlara göre her beş suçtan birini sosyal medya
platformlarından yapılan hakaretler oluşturuyor.
* * *
Çok korkunç bir durumla karşı karşıyayız. Zaten çok ağır işleyen
bir adalet sistemimiz var. En basit bir
dava bile yıllarca sürebiliyor. Böyle bir durumda yargının iş yükünü daha da
artıran sosyal medya platformları üzerinden işlenen hakaret suçlarıyla ilgili
yeni bir düzenleme yapılması gerekiyor.
* * *
Türk Ceza Kanunu’nun 125’inci maddesine göre sosyal medya
hesaplarında bir kimsenin onurunu zedeleyecek yorum yapılması, paylaşım
yapılması veya mesaj gönderilmesi hakaret suçu olarak kabul ediliyor. Bu suçun
basit ve nitelikli hallerine göre ceza uygulanıyor.
* * *
Basit şeklinde verilen ceza 3 aydan başlayıp 2 yıla kadar
çıkabiliyor. Kamu görevlilerine ya da devlet büyüklerine yönelik hakaretin suçu
ise dört yıla kadar çıkabiliyor. Şimdi
önümüzde yerel seçimler var. Seçim öncesi üslubumuza dikkat edelim.
* * *
Elbette kimse kimseyi sevmek zorunda değil, eleştiri de
yapılabilir. Ama eleştirirken, yorum yaparken kelimeleri özenle seçelim. Klavye
delikanlılığı yaparken başımızı da derde sokmayalım. Bunu yaparsak adaletin
yükünü yüzde 20 rahatlattığımız gibi toplumsal barışa da katkıda bulunuruz.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz