Geçtiğimiz hafta sonu gece geç saatlerde İstanbul
boğazındaki tarihi yalılardan birinde film sahnelerini aratmayan bir soygun
gerçekleşmiş. İddiaya göre holding binası olarak kullanılan tarihi yalıda bir
buçuk yıldır çalışan özel güvenlik görevlisi gece saatlerinde alarmı
susturduktan sonra maskeli ve siyah kıyafetli 4 arkadaşını içeriye almış.
İçerideki 4 kasayı patlatan şahıslar 130 milyon lira değerindeki dövizi
çuvallara doldurup yalıya dayadıkları kamyonete yükleyip kaçmışlar. Ara ki
bulasın. Hadi yakaladınız diyelim hırsızları. Paralar uçup gittiyse,
yapabileceğiniz bir şey var mı?
***
Şimdi merak ettiğim şu. Bu ülkede yığınla banka var.
İnsanlar artık cüzdanlarında bile nakit para taşımıyorlar. Çünkü her türlü
ödeme ya da para transferi cep telefonundaki mobil bankacılık üzerinden
yapılabiliyor. Alışverişlerde kart kullanılıyor. Paranın yüzünü gören bile yok.
Her şeyin dijitalleştiği bir ortamda bu kadar nakit paranın bir yalıda ne işi
var? Bu sorunun yanıtını bilemedim. Öte
yandan ülkemizde "yastık altı" olarak adlandırılan yaygın geleneği
hala devam ettirenler de var. Her ne kadar dijitalleşsek de, evde altın ve para
bulundurmayı seven bir toplumuz. Hala evlerde işyerlerinde para saklamaya devam
ediyoruz. Elbette bunun birçok nedeni vardır. Tabi ki tercih meselesi.
***
Ama bir yangın, ya da bir deprem olduğunda veya eve bir
hırsız girdiğinde ne yapacağız? Var mı elinizden gelen bir şey? Örneğin 6 Şubat depremleri... Geçen yıl 11
ilde etkili olan depremin acılarını halen üzerimizden atamadık. Hala yaraları
saramadık. Hala yığınla insan konteynerlerde yaşam mücadelesi veriyor. Çünkü O depremde
can kayıplarıyla beraber servetini yitirenler de oldu. 50 binin üzerinde kişinin hayatını kaybettiği
100 binden fazla kişinin yaralandığı o afette arama kurtarma çalışmaları
sırasında enkaz altından paralar, altınlar çıkmıştı. O enkazdan çıkan
paraların, altınların ne kadarının sahibi bulunabildi? O paraların kimlere ait
olduğunu bilen var mı? Sahipleri de depremde hayatlarını kaybettiyse
mirasçıları nereden bilecek?
***
Depremzedelerin enkaz altındaki değerli eşyaları alabilmesi
için kasaların ya da altınların, paraların kendisine ait olduğunu ispat etmesi
gerekiyor. Başvurusu yapılmayan, sahibi teyit edilemeyen, doğrulanamayan veya
ispat edilemeyen eşyalar belli bir süre sonra hazineye devrediliyor. Sahibi
tespit edilemediği için hazineye devredilen paranın ya da altının miktarını
bilen var mı? Nasıl ispat edeceksiniz
enkaz altından çıkan paranın size ait olduğunu?
Ya da mirasçısı olduğunuzu kişiye ait olduğunu nasıl bileceksiniz? Şayet o paralar banka hesaplarına yatırılmış
olsaydı, böyle bir risk yaşanır
mıydı?
***
Yapılan açıklamalara göre Türkiye’de yastık altında en az 5
bin ton altın bulunuyormuş. Bu rakam 6
Şubat depremlerinde meydana gelen 104 milyar dolarlık zararın tam 3 katı. Bu
kadar altın yastık altında tutulurken bankalara yatırılmayıp evlerde ya da iş
yerlerindeki kasalarda tutulan döviz ya da Türk Lirası’nın miktarını bilen var
mı? Yok. Peki, bu kadar riske rağmen
hala yastık altında ısrar edilmesinin nedeni nedir? Yatırın paranızı ya da
altınlarınızı bankalara. Hem kafanız rahat etsin, hem de ülke ekonomisi faydalansın.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz