Oldum olası takım elbiseyi de kravatı da sevemedim. 1960’lı yılların ortası. Benim babam Almanya’ya ilk giden işçilerdendir. Babam Almanya’dan her yıl izne gelirdi. İlk televizyonumuz ve ilk elektrikli süpürgemiz de Almanya’dan gelmişti. O yıllarda bizden başkasında elektrikli süpürge yok. Televizyon da lüks. Televizyon olan evlere her akşam mahalleli akın ediyordu. Evden misafir eksik olmuyordu. Sanki sinema salonu gibiydi televizyonu olan evler. Aslında o yıllarda Yılmaz Erdoğan’ın “Vizontele” filmindeki sahnelerden pek de farkımız yoktu hayatımızın. Annem, babamın Almanya’dan getirdiği elektrik süpürgesine alışamamıştı. “Elektrik süpürgesine ne gerek var” diyerek kullanmamıştı.
***
O elektrikli süpürge benim oyuncağım olmuştu. Dikdörtgen şeklindeydi. Altında ikisi önde, ikisi de arkada olmak üzere toplam dört tekerleği vardı. Ben o süpürgeyi oyuncak otomobil yapmıştım. Üzerine oturuyordum. Kablosuyla da arkadaşlarım çekiyordu. Sokaktaki tozlu yollarda böyle oyun oynuyorduk elektrikli süpürgeyle. Babam her izne gelişinde beraberinde bize kıyafetle beraber çok sayıda kravat da getirirdi. O yıllarda Türkiye’de kravat takan da pek yoktu. Sadece memurlar ve okullarda öğrenciler takardı. Biz de alışamamıştık kravata. O yıllarda “Medeniyet yuları” dediğimiz bu kravatları rahmetli annem kolilerin ağzını bağlamak için kurdele ya da ip niyetine bile kullanıyordu.
***
Bir keresinde Bursa’da askerlik yapan abime Antalya’dan otobüsle bir koli göndermiştik. Kolinin ağzını kravatla bağlamıştık. Aradan yıllar geçti. Kravat hayatımıza öylesine girdi ki artık en azılı katiller, sapıklar bile cezada indirim alabilmek için duruşma salonlarına takım elbise giyip kravat takarak gelmeye başladılar. Aslında takım elbiseyi ve kravatı sevdikleri için değil; tamamen imaj meselesi. Duruşmalardaki iyi hal ve davranışlarından dolayı sanıklara verilen cezalarda altıda bir indirim yapılabiliyor. Yapılan takdir indirimiyle ömür boyu hapse mahkûm edilenlerin cezası 25 yıla düşürülebiliyor. Diğer cezalarda ise altıda bir oranında indirim yapılabiliyor.
***
Diyelim ki 24 yıl hapse mahkum edildiyseniz, bu ceza altıda bir takdir indirimiyle 20 yıla düşüyor. Bu indirimi yapıp yapmama yetkisi mahkemelerin takdirinde olduğu için en azılı suçlular bile duruşmalarda kılık kıyafetiyle olumlu imaj çizmeye çalışıyor. Hani sık sık “kravat taktığı için indirim aldı” deniyor ya. İşte bu indirim TCK’nın 62’nci maddesine göre yapılıyor. Kanun kravat indirimi demiyor. Ama kravat takan, takım elbise giyen göze hoş geldiği için indirime vesile olabiliyor.
***
Kravat sadece mahkeme salonlarında değil; uluslararası ilişkilerde de önemli yer tutuyor. Nitekim Suriye’de Beşar Esad’ı deviren Heyet Tahrir Şam (HTŞ) örgütünün lideri Ahmet Şara da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile yaptığı görüşmede takım elbise giyip kravat takarak kameraların karşısına geçti. Oysa Şara kısa bir süre öncesine kadar ABD’nin yakalanması için başına 10 milyon dolar ödül koyduğu biriydi. Esad rejimini devirdikten sonra ABD, Şara’yı terörist olarak aramaktan vazgeçti.
Artık Şara bir devlet adamı olarak görülüyor. Ahmet Şara iki hafta öncesine kadar Ebu Muhammed Golani kod adıyla tanınıyordu. “Ebu” kelimesi Arapça “Amca” anlamına geliyor. Ahmet Şara, “Muhammed’in amcası Golani” anlamına gelen bu kod adını Esad rejimi yıkıldıktan sonra kullanmayı bıraktı. Ardından da kılık kıyafetinde değişiklik yaptı. Üzerindeki haki renkli üniformasını çıkarıp devlet adamı olmak için takım elbise giydi. Takım elbise giyip kravat takan Şara’nın devlet adamı olup olamayacağını zaman gösterecek.
***
Öte yandan Şara’nın kod adındaki “Golani” kelimesi ise hâlen İsrail’in işgali altındaki Suriye’ye ait Golan Tepeleri’nden geliyor. Çünkü Şara’nın soyu Golan Tepeleri’nde yaşayan bir aileye dayanıyor. Esad rejimine son veren Ahmet Şara için asıl mücadele yeni başlıyor. Çünkü bir tarafta Suriye’deki iç karışıklığı fırsat bilen İsrail, işgal ettiği toprakları Şara’nın memleketi Golan Tepeleri’nde genişletmeye devam ediyor. Bir tarafta da Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden ayrılıkçı PKK/YPG gibi terör örgütleri var.
SON SÖZ
Elbette buradaki gelişmeler Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayıp terörle mücadele edebilmek için yeni yönetime açık destek veriyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz