2005 yılından beri Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde ikamet
ediyorum. Konyaaltı’nı tercih etmemin nedeni, dünyaca ünlü sahili. Çünkü ben bu
sahile aşığım. Evim sahile yürüme mesafesinde. Bazen serinlemek, bazen dalgaların
sesini dinlemek, bazen yürüyüş yapmak, bazen de bisikletimle dolaşmak için ben
de sık sık sahile iniyorum.
Eskiden Konyaaltı Sahili’ndeki yoldan kamyonlar otobüsler
geçerdi. Çünkü başka bir seçenek yoktu. Antalya’da iki dönem Büyükşehir
Belediyesi’ne Başkanlık eden Menderes Türel sayesinde Varyanttan Boğaçayı’na
kadar olan kısımda muhteşem bir proje gerçekleştirildi. Yeniler bilmez.
Hatırlatmak lazım.
Eskiden sahilin bir bölümünde oba denilen ahşap barakalar
vardı. Belediye bunları yaz aylarında kentin ileri gelenlerine kiraya
veriyordu. Bu obaların olduğu kısım çitlerle çevrili olduğu için buralarda
obalarda kalanların dışında denize girebilen yoktu. Bu obaların devamında da
parayla denize girilebilen işletmeler, restoranlar ve gazinolar vardı. Bunlar
faaliyetlerine 1990’lara kadar devam etti. Ayrıca 1970’lerde sağ sol
çatışmalarının olduğu yıllarda bırakın sokakları, Sahiller bile parsellenmişti.
Örneğin Konyaaltı Sahili solcuların egemenliği altındaydı.
Konyaaltı Caddesine ise Kenan Evren Bulvarı adı konulmuştu.
Her yerde darbenin izleri vardı. O yıllarda sahilde turistten eser bile yoktu.
1989-1999 yılları arasında DYP’den Belediye başkanlığı yapan Hasan Subaşı
döneminde Konyaaltı Sahili öğretmenler plajının olduğu noktaya kadar yap işlet
devret modeliyle 10 yıllığına bir firmaya ihale edilmişti. O firma varyantın
altındaki girişe bir köprü yaptırmıştı.
Gelenden geçenden para alınıyordu. Bu nedenle o köprü deli dumrul
köprüsüne benzetilmişti. (Şimdi de Büyükşehir Belediyesi otopark adı altında
para tahsil ediyor).
Subaşı döneminde 10 yıllığına yap işlet devret modeliyle
alan firma Plajları tek tek kiraya vermişti. Şimdiki gibi vatandaşın ücretsiz
girebileceği bir alan kalmamıştı. Bedava duş tuvalet imkanı da yoktu. Ayrıca 10
yıl süreyle ihale edilen sahanın işletme süresi ruhsat alındıktan sonra
başladığı için geç başladı. 10 yıllık verilen sahil bu nedenle neredeyse 20 yıl
bu firma tarafından işletildi. Onun döneminde yapılan tesisler, firma tahliye
edildikten sonra devlete kalacaktı. Ama yap işlet devretle yapılan tüm
tesisler, bu bölge tahliye edildikten sonra yıkıldı.
Öğretmenler plajından sonraki etap ise Muhittin Böcek’in
Belediye Başkanlığı döneminde Konyaaltı Belediyesi tarafından yıkılıp 10 yıl
süreyle bir başka firmaya yap işlet devret modeliyle ihale edildi. Hatta Muhittin Böcek o dönemle ilgili olarak
mafyanın tehditlerine maruz kaldığını anlattı yıllarca. Ancak Böcek’in mafyadan temizlediğini
söylediği o sahili ihale ile alan firma da projeye göre 6 metrekarelik olan
büfeleri devasa tesislere dönüştürdü. 10 yıllık işletme süresini de dalgaların
sahildeki işletmelere zarar verdiğini bahane ederek uzattı. Halen fotoğrafları
da bende mevcut.
Bugüne gelince…
Menderes Türel döneminde Konyaaltı sahili Varyanttan
Boğaçayına kadar projelendirilip bugünkü
haline getirildi. Yürüyüş yollarıyla,
bisiklet yollarıyla, basketbol sahalarıyla, oyun parklarıyla, ücretsiz duş
ve tuvaletleriyle harika bir eser kazandırıldı Antalya’ya. Şimdi ALGE
tarafından işletiliyor. Antalya’nın değerine değer katan bu proje Konyaaltı’nın
cazibesini de artırdı. Yerlisi yabancısı herkes Konyaaltı’ndan ev sahibi olmayı
hayal ediyor.
Başkan Böcek çok iyi hatırlar. 1990’lı yıllarda
“Konyaaltı’nın zemini çürük” diye binaların yan yattığı iddia ediliyordu. Bu
nedenle çoğu insan Konyaaltı’ndan gayrimenkul almaya cesaret bile edemiyordu.
Bu nedenle Konyaaltı’ndaki fiyatlar Antalya’nın en ucuz bölgesiydi. Ya şimdi?
Eskiden alp satanın olmadığı Konyaaltı sahildeki o projeyle değer kazandı.
Hatta sahilin arka sokaklarındaki, iç kesimlerdeki villalar ve apartmanların
çoğu dükkana dönüştürüldü.
Bugün Altınkum, Gürsu ve Arapsuyu mahallesindeki apartmanların
zemin katındaki dairelere gidip bakın. Bunların çoğu apartmanların otoparkları
başta olmak üzere ortak alanların tamamını kapatıp dükkan haline getirmiş
durumda. Bazıları çatının üstüne bile
çatı katı çıkmış. Bununla da kalınsa
iyi. Bazı işletmeler bırakın kaldırımı, asfaltın ortasına kadar masa atmış
durumda. Bunlara kimler izin veriyor? Cesareti nereden alıyorlar? Bunlara gözlerini kapatıp kulaklarını
tıkayanlar şimdi kalkıp sahildeki işletmelere dil uzatmaya başlamışlar.
Neymiş sahildeki canlı müziklerden insanlar rahatsız
oluyormuş. Neymiş pavyona gazinoya dönmüş. O gazinolar, pavyonlar 1990’lara
kadar vardı. Ama şimdi yok. Dün akşam yine sahildeydim. Sahil tıklım tıklımdı. Herkes burada olmaktan dolayı çok da
mutluydu. Siyasi olarak aynı düşüncede olmayabilirim. Ancak Menderes Türel’e
Konyaaltı’na yaptığı bu hizmetten dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum.
Öte yandan Antalya’nın bir diğer Sahili de Lara bölgesinde.
Acaba Lara bölgesinde durum nasıl? Adliye muhabirliği yaptığım dönemde Lara’daki
işletmeler sık sık asayiş olaylarıyla gündeme geliyordu. Hatta Rus mafyasının iç hesaplaşması sonucu
Vadim İvanenko isimli işadamı Lara’daki bir restoranda birlikte yemek yediği
kişilerin silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybetmişti. Açıkçası ben Lara bölgesine pek gitmiyorum.
Nedenine gelince; Çünkü ne zaman gitsem başıma bir olay geliyor. Çocukluk
arkadaşım Cem Karaca ile geçen yıl bir mekana gittiğimde masadaki cep telefonum
çalındı. Bu yılın ocak ayında ise kahve içmeye gittiğim bir mekanda hakkında
yazı yazdığım bir yargı mensubunun talimatıyla saldırıya uğradım. O şahıs
kararnameyle başka bir ile gönderildi. Ama Antalya’dan gitmeye niyetli
değilmiş. Rantı yüksek bir şehir. Gelen gitmek istemiyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz