Sevgili okurlar zaman zaman duyarız. ”Et yiyenler, ot yiyenlere hükmeder” diye. Aslında etin zeka açtığı için değil, eti zenginler daha çok alabildiği için söylenmiş bir sözdür bu. Ekonomik durumla ilgili bir sonuçtur . Bu nedenle gelir seviyesi yüksek toplumlarda bu yüzden et tüketimi, geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkelere göre çok daha fazladır.
***
Gelir seviyesi yüksek olan, düşük olanı çalıştırır. Kapitalist düzenin çarkı böyle işler. Ülkeler zenginleştikçe et tüketimi, artar. Fakirleştikçe ise azalır. Bu mutfaktaki kap kacağı bile etkiler. Yıllar önce Perge kazılarına başkanlık eden Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu anlatmıştı. Geçtiğimiz yıllarda hayatını kaybeden Haluk Hoca “Roma İmparatorluğu’nun güçlü olduğu dönemde et tüketimi fazla olduğu için tabaklar düzdür. Ülke fakirleşmeye başlayınca düz tabakların yerini çukur tabaklara bırakmıştır. Çünkü et yerine artık çorbaya geçilmiş” demişti.
***
Öte yandan Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar, "Ekmek aptal toplumların temel gıda maddesidir. Bizim toplum ekmek ile doyduğu için başında 20 senedir böyle yöneticiler duruyor" diye bir açıklama yaptı. Oysa Kolivar’ın söylediği gibi ekmek insanları aptallaştıran bir besin maddesi değil; aksine uygarlık tarihinde çok önemli bir maddedir. Ekmeğin hammaddesi buğdaydır. Bugün buğdayın uygarlık tarihindeki yerinden bahsedeceğim.
***
Son Buzul Çağı’nın yarattığı koşulların ortadan kalkması, bugünkü iklim kuşaklarının yerleşmesi sonucu insanoğlu, değişen doğal çevre koşullarına uyum sağlamışlardır. Ancak Orta Doğu’nun belirli bir bölgesinde bu dönüşüm buğday sayesinde dünyanın diğer yerlerinden farklı olmuş ve daha sonra tüm dünyayı etkileyecek olan yeni yaşam biçimini ortaya çıkarmıştır. Bu buğday sayesinde olmuştur. Çünkü buğdayın anavatanı, Güneydoğu Anadolu’dur. Karacadağ’ın batı yamaçlarında yetişen başaklardaki tanelerini dökmeyen ya da geç döken bu buğdaylar, bugünkü buğdayların atasını oluşturmaktadır.
Günümüzden on iki bin yıl öncesine tarihlenen Şanlıurfa yakınlarındaki Göbeklitepe, avcı- toplayıcı yaşamdan tarıma ve yerleşik hayata geçişin yapıldığı bir eşiktir. Bundan yıllar önce Antalya’da Bademağacı’ndaki neolitik dönemden kalma höyüğü ziyaret etmiştik gazeteci Fikri Cinokur ile birlikte.
***
Tarihi günümüzden 9 bin 100 yıl öncesine kadar uzanan bu höyükteki kazıları, Burdur’un Hacılar Köyü’nde yaptığı kazılardan tanıdığım İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Refik Duru ile Prof. Dr. Gülsün Umurtak başkanlığındaki ekip yapıyordu. Burdur yolunun yanı başındaki düz ovanın ortasında bir tümsek halinde olan bu höyükte 9 yapı katı bulunuyordu. İlk yerleşim yeri en dipteydi. 9 bin 100 yıl öncesine ait bu katmanda yaşayanlar bir süre sonra kenti terk etmişler. Sonraki gelenler o yıkıntıların üzerinde bina inşa etmişler. Böyle yapıla- yıkıla; üst üste zaman içinde 9 yapı katmanı oluşmuş. Haliyle en alt katta ilk yerleşenlerin yani en eski katmanı var. Erken Neolitik Çağ'a tarihlenen bu 9 yapı katmanını tamamını kazmıştı Refik hoca. Her adım atışımızda binlerce yıllık yol alıyorduk. Höyüğün üst katmanlarında erken Neolitik dönemin II. evresine ait yapı kalıntıları vardı
***
Günümüzde halen varlıklarını devam ettiren toprak damlı kerpiç evlerin ataları sayabileceğimiz birbirine bitişik tek odalı evlere ait bu kalıntıların karşı duvarında “at nalı biçiminde” bir fırın yer almaktaydı. Prof. Dr. Refik Duru bize 9 bin yıllık höyüğü anlatırken burada yanmışi kömürleşmiş buğdaylarla karşılaştıklarını da anlatmıştı. Hayvan kemiklerinden de bahsetmişti. Özetle avcılık ve toplayıcılıktan, buğday ekip hayvanları evcilleştirerek bir devrim gerçekleştiren insanoğlu yaklaşık Göbeklitepe’den bugüne15 bin yılda bugünkü uygarlık düzeyine ulaşmıştır.
***
İNSAN VE BUĞDAY
Buğday sayesinde tarıma bağlı olarak yerleşik hayata geçen insanoğlu konut mimarisini değiştirmiş, yazıyı bulmuş, kentleşme sürecini başlatmış ve bugüne ulaşmıştır. Kısacası uygarlığı başlatan, buğday olmuştur. Araçların yakıtı ne ise buğday da insanlar için enerji kaynağıdır.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz