Sevgili okurlar, insanın kendisini, tabiatı, tabiat olaylarını, dünyayı, hatta kozmogonik unsur ve olayları anlamak ve yorumlamak amacıyla yarattığı hikayelere MİT denir. Bunları tüm yönleriyle araştıran bilime ise mitoloji adı verilir. Bugünkü yazımızda sanat tarihindeki MİT’leri değil; kısa adı MİT olan, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın adı kullanılarak yapılan dolandırıcılık ve istismarları anlatacağım.
***
Hayatımda “Kızıl Ajan” olarak bilinen Anna Chapman dışında hiçbir ajanla temasım olmadı. Kızıl Ajan’la da kimliği deşifre olduktan sonra Antalya’da gerçekleştirilen Dosso Dossi defilesine geldiğinde tanışmıştım. Sanırım 2014 yılıydı. Birlikte fotoğraf da çektirdiğimiz Kızıl Ajan o defilede mankenlik de yapmıştı. Akşam Gazetesi’nde muhabirlik yaparken tanıştığım Anna Chapman’la moda konusunda filan konuşmuştuk. Kendisiyle o günden sonra bir daha da hiç karşılaşmadım. Hayatımda ajan olduğunu bildiğim ilk ve tek kişi haliyle Anna Chapman.
***
Ülkemizin de çok güçlü bir istihbarat teşkilatı var. Başkanlığını Hakan Fidan’ın yaptığı Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) son yıllarda yurt dışında gerçekleştirdiği nokta operasyonlarla çok sayıda teröristi etkisiz hale getirmesiyle dikkat çekiyor. Ülkemizin milli güvenliğine içten ve dıştan yöneltilebilecek tehditlerin önlenmesi amacıyla faaliyet gösteren bu teşkilatın mensupları MİT adına çalıştıklarını da doğal olarak gizliyorlar. Fakat bu teşkilatla hiç alakası olmayanlar bile kendisini kimi zaman MİT mensubu olarak tanıtabiliyor.
***
Maalesef bu yalanlara inananlar da çıkabiliyor. Kendini MİT ajanı olarak tanıtanların arasında dolandırıcılar da çıkabiliyor. Adliye muhabirliği yaptığım dönemde kendisini MİT mensubu olarak tanıtan bir kişinin, evinin bahçesinde devletin 40 ton altını olduğunu söyleyerek dolandırıcılık yaptığına ilişkin Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen bir davayla karşılaşmıştım.
***
O davada müşteki olarak yer alan F.C.’nin Kendisini hem MİT mensubu hem de Eşref Bitlis paşanın manevi evladı olarak tanıttığı iddia edilmişti. Bu kişiye karşı zorla senet imzalatmakla suçlanan Halil İbrahim S. İsimli sanık olayın mağduru olduğunu ileri sürerek F.C.’nin kendisine “İstanbul Polonezköy'de villamın bahçesinde toprağa gömülü devlete ait 40 ton altın var. Bu altınların bir kısmı 30 Mart seçimleri sırasında devletin gözetiminde generaller tarafından çıkartılıp devlete teslim edilecek, bir kısmı da generaller ve MİT çalışanları arasında pay edilecek.
***
Çıkartılacak altınların taşınması için TIR tutmam gerekiyor. Ancak bunun için param yok. “Altınlar çıkarılınca parasını fazlasıyla öderim” diyerek kendisinden borç adı altında para aldığını ileri sürmüştü. Halil İbrahim S. o zamanın parasıyla 105 bin lirasının dolandırıldığını iddia etmişti. Sahte MİT’çi olduğu ileri sürülen şahıs ise anlatılanların yalan olduğunu iddia ederek kendisinden zorla senet alındığını ileri sürmüştü.
***
O davanın akıbetini bilmiyorum. Son günlerde MİT’in adı kullanılarak Konya’da da bir rezalet yaşandı. Çıkan haberlere göre mesleği elektrikçilik olan bir şahıs, kendisini MİT mensubu olarak tanıtmış. Okul müdürlerini bile buna inandırmış. MİT ajanı olmak isteyen öğrenciler bu sahtekara yönlendirilmiş. Bu kişi “MİT ajanı yapacağım” diyerek çocuklara cinsel istismarda bulunmuş. Olayla ilgili sahte MİT’çi ile okul müdürü tutuklanmış. Kepazeliğe bakın.
***
HESABI SORULMALIDIR
Ülkemizin milli güvenliğine içten ve dıştan yöneltilebilecek tehditlerin önlenmesi amacıyla faaliyet gösteren bu teşkilatın adını lekelemeye çalışan bu ahlaksızlardan bunun hesabı sorulmalıdır. Öte yandan MİT ajanı olmak için internetten bu teşkilatın sitesine bakmak yeterli.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz