Çocukluğumun unutamadıklarından, sakladıklarından bir diğeri de, babaannemle gittiğimiz ev gezmelerinden toplanan ve sonrasında yedek saksılarda çoğaltılan çiçekler.
***
Ne zaman misafirliğe gidilse, ayrılırken mutlaka ev
sahibinin çiçeklerine şöyle bir göz atılırdı ve babaannem eğer kendinde olmayan
bir çiçek gördü ise ev sahibinden mutlaka bir dal isterdi.
***
Çoğaltmak için çiçekten kırılan dal, büyük bir seremoni ile
ıslatılmış bir bez parçasına sarılır, hatta mümkünse içinde de bir avuç toprak
konulur, öyle eve kadar getirilirdi ki, eve gelene kadar solmasın!
***
Eve geldikten sonra da ayrı bir seremoni başlardı. Kırılan
dal bir su bardağının içine ıslanır ve birkaç hafta kök salması beklenirdi, kök
saldıktan sonra da özenle saklanan ay çiçek yağı tenekelerinin içine dikilir ve
sonrasında da her sabah su verilirdi. Ve o çiçek baharda çığlık çığlığa
çiçekleriyle hayata merhaba derdi. O çiçeklerin çığlıkları da babaannemin
hayata haykırışlarıydı aslında.
***
Sokaklar şehrin nasıl gerçek yüzünün birer yansıması ise,
evler de o evde yaşayanların içsel dünyalarının birer yansımasıdır. Bir ev
görürsünüz balkonu botanik bahçesi, başka bir ev görürsünüz balkonda üste
yığılmış atıl eşyalar. Bu çok basit görüntü bile o evde yaşayan insanların
hayatları, hayata bağlılıkları, yaşama sevinçleri konusunda pek çok ipucu
verir.
***
Güneş ışığının sadece günün belli saatlerinde şöyle bir
merhaba deyip hızlıca kayıverdiği bodrum katında yaşayan ve pencere önünde
küçük saksılarda çiçekler yetiştiren insanlar bana hep güçlü olmayı
çağrıştırmıştır, çünkü bu manzara yaşama bağlılığın, yaşama coşkusunun ve
hayata dair umudunun olduğunun tablosudur.
***
Bir insan sabahları çiçeklerine su vermeyi unutmuyorsa, o
insan yaşama sevinci ile dolu demektir. Çünkü çiçek yaşamı hissetmenin,
içindeki yaşam coşkusunu dışarıya yansıtmanın başka dilde ifadesidir. İnsan
kendinde olmayan bir şeyi asla başka bir şeye yöneltemez. Bir insanda yaşama
bağlılık, yaşayan her şeye bağlılıktır.
***
Güneşe açılan perdeler, hayata aralanan kapılardır. İnsan
bir kere sevmeye başladı mı yaşamaya da başlar. Önce kendimize, sonra diğerine
olan güvensizliğimizin bir göstergesi de olsa demir parmaklıklı pencereler, o
pencerelerde umutlarınızı büyüttüğünüz çiçekler.
***
KUTU
UMUDUN SİMGESİ
Baharda açan çiçekleriyle yaşam çığlığımızı haykırırlar!
Çiçekler yaşama bağlılığın, hayata dair umudu olduğunun göstergesidir, yaşama
sebebidir, yaşama sebebinin başka dilde ifadesidir. Pencere önü çiçekleriniz,
pencerenizden hiç eksik olmasın!
Uzman Psikolog Saadet ELEVLİ
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz