Yeme davranışında, sınırlandırılmış ve kurallı bir diyet mi
yoksa vücudun bilgeliğine odaklanan sezgilere kulak vermek mi? Sezgisel yeme
kavramı 1995 yılında ilk kez klinik diyetisyen Evelyn Tribole ve Elyse Resch
tarafından yeme davranışına, diyet dışı bir yaklaşım olarak tanımlanmıştır.
***
Tribole ve Resch bu yöntemi, geleneksel olmayan bir diyet
yaklaşımı ile ideal vücut ağırlığına ulaşmak için diyet içeren tipik halk
sağlığı yaklaşımı arasında bir köprü olarak kurmuşlardır. Sezgisel yeme bireyin, vücudunun doğal olarak
verdiği fiziksel açlık, tokluk ve doyum sinyallerini dinleyerek ve bu
sinyallere uyum sağlayarak yemek yeme biçimi olarak tanımlanmaktadır.
***
Sezgisel yeme, fizyolojik açlık ve doyma ipuçlarına yanıt
olarak yemeyi vurgulayan uyumlu bir diyet davranışıdır ve temel ilkesi “vücut
bilgeliğidir.” Sezgisel yemek yemede temel yaklaşım; bireyin herhangi bir
kronik hastalığı olmadığı sürece içgüdüsel olarak beslenme dengesini sağlayacak
şekilde seçimlerini yapması ve bu nedenle besin tüketim çeşitliliği ile ilgili
herhangi bir kısıtlamanın olmaması yönündedir.
***
Yemek yemeye koşulsuz izin verme davranışı, kişinin fiziksel
açlık hissettiğinde o anda arzulanan yemeği yemesi olarak açıklanmaktadır. Bu
yeme stratejisine katılan bireyler, ne ve ne kadar yiyeceğini düşünmeden sadece
açlık sinyallerine göre hareket etmektedirler.
Yemek yeme konusunda kendilerine koşulsuz izin veren
bireylerin fiziksel açlık ve tokluk sinyalleri tarafından kontrol edilen yeme
davranışları nedeniyle aşırı yeme davranışı sergilemedikleri belirtilmektedir.
Ayrıca sezgisel yeme davranışının doğuştan gelen bir farkındalık yetisi ile
geliştiği ve bireyin “karnın aç olduğunda yemek ye ve karnın doyduğunda yemeyi
bırak” ilkesi ile hareket ettiği belirtilmektedir.
***
Sezgisel yeme olgusunu geliştiren Tribole ve Resch’e göre
sezgisel beslenme 10 ilkeye dayanmaktadır. Bu ilkeler: “diyet zihniyetini
reddetme”, “açlık hissinden onur duyma”, “yiyecekler ile barışma”, “gıda
polisine karşı çıkma”, “doygunluğu hissetme”, “ memnuniyet faktörünü keşfetme”,
“hissedilen duyguyu yemeğe yönelmeden yaşama”, “vücuduna saygı gösterme”,
“egzersiz yaparak farkı hissetme” ve “sağlığını onurlandırma hoşgörülü
beslenme”dir.
***
Bu ilkeler rehber edinilerek eski beslenme alışkanlıkların
terkedilmesi, besin ve beslenmeye dair tabuların yıkılması ve insanın doğuştan
gelen sezgisel yeme içgüdülerinin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır.
Böylelikle bireyin gerçek bir beden-besin-akıl uyumuna sahip olabileceği
vurgulanmaktadır.
***
Yeme davranışını düzenlemek için iç açlığa ve doygunluk
ipuçlarına daha fazla odaklanmayı vurgulayan sezgisel yemenin tabak ve porsiyon
boyutu gibi çevresel faktörlere etkisi araştırıldığında daha yüksek sezgisel
yeme seviyelerinin daha az besin tüketimi ile ilişkili olduğu tespit
edilmiştir.
Vücudun içgüdüsel olarak sağlığın korunması için gerekli
olan yiyecek çeşitliliğini sürdürmesi ilkesine dayanan sezgisel yeme
davranışında, sezgisel besin tüketenlerin sezgisel besin tüketmeyenlere göre
daha sağlıklı bir beslenme alışkanlığı ve daha olumlu beslenme modelleri
sergileyeceği beklenmektedir.
***
Sezgisel yeme kavramı, bilindik ve geleneksel diyet
kurallarını sorgulatan, dışardan belirlenen kuralların aksine, bedenin
sinyallerini okumayı, bedenin ihtiyacı olanı en iyi bilen olduğuna odaklanan
bir kavram…
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz