Günümüzde dünya nüfusu giderek yaşlanmaktadır. Nüfusun
büyümesi yavaşlamakta ve nüfusun ortalama artış hızı sürekli bir düşüş eğilimi
sergilemektedir ki; bunun anlamı şudur: dünya genç nüfusu azalış seyrindedir.
2050 yılında yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranının %33’lere yükseleceği tahmin
edilmektedir.
***
Dünyanın değişen bu demografik trendleri açısından önem
arzeden gençlik, sosyolojik boyuttan bakıldığında da önem teşkil eden bir
kesimdir. Tarihteki büyük toplumsal/ siyasal değişimlerin önünü açan olayları,
isyanları, devrimleri başlatan kesim hep gençler nüfus olmuştur.
***
Örneğin 68 gençliği dünya ve Türkiye için büyük toplumsal
dönüşümlerin yaratıcısı olmuştur. Gençlik adeta toplumların yeniliğe açılan
penceresidir. Bu bağlamda, yaşadıkları toplumdan aldıkları mirasla gelecek
nesillere miraslar oluşturup bırakacak olan gençlere yönelik algının, gençliğe
verilmesi gereken önem ve ciddiyet paralelinde yeniden oluşturulup,
değerlendirilmesi gerekmektedir.
***
Gençlik yalnızca sosyal ve maddi anlamda destek bekleyen,
salt ihtiyaçları olan ve bu ihtiyaçlarının aile, toplum ve devletten
karşılanması gereken, edilgen bir kesim olarak algılanmamalı, toplumsal hayatın
hemen hemen her kademesinde, devlet yönetiminde, ekonomik hayatta ve siyaset
sahnesinde aktif rol alan bireyler olarak görülmelidir. Bu bağlamda aslında
belki de ilk yapılması gereken gençliğe yönelik, pasif, edilgen, yalnızca talep
eden, tüketen genç- algısının kırılmasıdır.
***
Gençliğin yakın bir zamanda geleceğin yetişkinleri olacağı,
yarın ki ormanların yerini tutacak “yeni gelişmekte olan körpe ağaçlar olduğu”
unutulmamalıdır. Genç kuşaklar, içinde bulundukları toplumun koşullarınca
karakterize olur, önceki kuşakların toplumsal, kültürel ve ekonomik mirasından
beslenirken, kendileri de bu anlamda geleceğe bırakılacak mirası oluştururlar.
***
Dünya gençlik profili açısından, madalyonun olumlu yüzünü
çevirecek olursak; dünyanın sosyo-ekonomik göstergeleri insanları karamsarlığa
yöneltse ve gençlerin de bu algıya sahip olduğunu düşündürse de, gençler
üzerinde yapılan alan çalışması sonuçları bunun aksini ortaya koymaktadır.
***
Bu duruma örnek verilebilecek bir çalışma, Fischer ve R.
Münchmeier tarafından 2010 yılında 12 ila 25 yaş arası 2500 genç üzerinde
yapılan Shell Gençlik Araştırmasıdır. Düzenli olarak dört yılda bir yapılan bu
araştırmanın sonuçları, aynı araştırmanın 2006 yılı sonuçlarıyla
kıyaslandığında, geleceğe iyimser bakan gençlerin oranında büyük bir artış
olduğunu göstermektedir.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz