Prof. Dr. Ahmet Bedir, Tufan’ın simgesi olan gemi ile ilgili olarak ta şunları kaydeder: “Kuran’da verilen özelliklere göre, Tufan’dan önce yapılan geminin, kazanla çalışan (Tennur) buharlı bir gemi olduğu çok mantıklı gözükmektedir. Gemiye binenlerin sayısı ihtilaflıdır. Üç, yedi, sekiz, on, on üç, yetmiş iki ve seksen gibi sayılar ileri sürülür. Kuran, Nuh’a çok az sayıda kişini iman ettiğini belirtir.[1] Buna göre gemiye çok az kişi binmişti. Nuh’un Gemisi’ne, oğulları Sam, Ham, Yafes ile hanımları ve bir de 40 erkek ve 40 kadın binmişlerdi.
Kuran’a göre gemi eskiden Cezire-i İbni Ömer olarak adlandırılan, bugünkü Cizre yakınlarındaki Cudi Dağı’nın üzerine oturmuştur. Birçok tarihi kaynak da bunu doğrulamaktadır. M.Ö. 250 yıllarında yaşamış Babil Kenti’nin dini lideri Berasus Keldaniler’le ilgili olan tarihi kaynakta, geminin Cudi Dağı üzerine oturduğunu belirtir, Aristo’nun öğrencisi Abydenus da bu rivayeti teyit etmiştir. Hatta kendi çağındaki birçok Iraklının geminin parçalarına sahip oldukları ve bu parçaları batırdıkları suları da hastalarına şifalı su olarak içirdiklerini yazmıştır. Çoğu tarihçilerin anlattığına göre, Nuh’un Gemisi Şırnak yakınlarında bulunan Cudi Dağı’na yanaşınca, gemide bulunanlar bu muhite indi. Nuh burada vefat edip şu an Şırnak iline bağlı Cizre İlçesinde defnedildi. Bazısı da, Nuh (a.s.) gemide bulunan 80 kadar kişi ile tufandan sonra Şırnak ili çevresindeki Semanin Köyü’nü kurdu.
Semanin Köyü, Şırnak ilinin 4 km. doğusunda, şimdiki adı Yoğurtçular olan ve halk arasında Semanin (Heştan veya Heştiyan olarak bilinen köydür. Gemi Cudi’ye yanaştıktan sonra bir ay kaldı. Nuh’un (a.s.) bu hadiseden sonra, farklı rivayetler de göz önünde bulundurulursa 350 yıl yaşadığı söylenir. Hz. Nuh’un, büyük ihtimalle Irak bölgesinde yaşadığı, Tufan olduktan sonra, kışın Cizre ve yazın da Şırnak’ta kaldığı söylenir. Şırnak’ın ‘Şehr-i Nuh’tan bozulma bir kelime olduğu da ileri sürülmektedir. Hz. Nuh’a ikinci Âdem de denilmektedir. Çünkü Tufandan sonra ona inanan ve gemiye binenlerden başka Hz. Nuh’un oğlu Kenan ve eşi Vahile de dâhil olmak üzere tüm insanlar boğulmuş ve yeni bir hayat başlamıştır.
‘Yeniden başlayan hayatta bütün insanlığın soyu onun Sam, Ham, Yafes (Yafet) adındaki üç oğlundan devam etmiştir.’Türklerin soyunun Yafes’e dayandığı ileri sürülürken, Tufandan sonra inilen yerler arasında Ürdün’ün Kerak şehri de gösterilmektedir. Hz. Nuh ve kızı Hable’nin mezarının da Ürdün-Kerak’ta olduğu belirtilmektedir. Müfessir İbn Kesir bunu teyit eder. Fakat İbn Teymiye, peygamberlerin çürümeyeceğine dair hadisi delil getirip, buranın değişikliğe maruz kalan bir yer olmasından dolayı, bu fikri reddeder.”
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz