İnsanların yeryüzünde yerleşebileceği alanlar “ökümen
sahalar” olarak adlandırılmaktadır. Gün geçtikçe dünya üzerinde insanların
yerleştiği alanlar artmakta, yaşamayı güçleştiren doğal şartların bulunduğu
yerler azalmaktadır.
***
Doğal şartların insan faaliyetlerine engel teşkil etmediği,
bir başka deyimle beşeri ve ekonomik faaliyetlerin uygun olduğu alanlarda
yerleşme alanlarının yoğunluğu artmaktadır.
***
Anadolu, Yerleşme Coğrafyası ve yerleşme tarihi bakımından,
dünya üzerinde yer alan hemen hiçbir bölge ile karşılaştırılamayacak kadar
zengin bir maziye ve o mazinin mirasına sahip bir memlekettir (Kökten, 1995,
73). Anadolu’da yerleşmenin tarihi, en az 11-12 bin yıl önceye dayanır.
***
Paleolitik döneme ait yerleşme izlerine Anadolu’nun birçok
yerinde rastlanmış olup bu dönem insanlarının avcılık ve toplayıcılık
faaliyetleriyle hayatlarını sürdürdükleri belirtilmektedir (Atalay, 2011, 235).
İlk yerleşik toplumlardan günümüze kadar hem kırsal
alanlarda hem de şehirlerde sayısız nüfus hareketleri, sosyal, kültürel ve
ekonomik faaliyetler meydana gelmiştir.
***
Her bir hareketin sununda da beşeri etkileşimlerde,
mekânlarda, sosyal, kültürel ve ekonomik
alanlarda önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Dolayısıyla bu olaylar ve
hareketler yerleşme düzeni üzerinde derin izler bırakmıştır.
***
Oldukça hareketli Anadolu coğrafyasında en çok etkilenen,
değişerek zarar gören unsurlar, yerleşik olarak yaşayan kırsal alan ve
topluluklar olmuştur. Bir türlü son bulmayan terör, isyan, karışıklık, savaş ve
göçler nüfus ve yerleşmeleri derinden sarsmış, bu hareketlerden etkilenen
insanlar can ve mal güvenliklerini sağlamak için sıkça yer değiştirmişlerdir.
***
Böylece uzun bir zamanın tecrübe ve birikimi sonucu oluşmuş
yerleşmeler ya tamamen ortadan kalkmış ya da yer değiştirmişlerdir. Bazı
bölgeler doğal ve kültürel yapıları bakımından önemli değişikliklere uğramasına
rağmen temel özelliklerini koruyup ayakta kalarak günümüze kadar ulaşmış, bazı
bölgeler ise eski canlılığını tamamen kaybederek sönükleşmiş ve tam bir
gerileme dönemi yaşamıştır.
***
Bazen terkedilmiş alanlara yeni topluluklar gelip yerleşmiş,
böylece katlar şeklinden birbirlerinden farklı yerleşme zonları oluşmuştur
(Tunçdilek, 1967, 17).
***
Günümüzde Türkiye’de daimi yerleşme yeri olarak 81’i il
merkezi olan şehir (bunların bir kısmı büyük şehir) ve idari yönden bu illere
bağlı olup il merkezi olmayan birçok irili-ufaklı şehir vardır.
***
Şehirler dışında bucak, köy ve daha önce köyden uzak, ancak
idari yönden köye bağlı olan ve “mahalle” olarak adlandırılan çok sayıda kırsal
yerleşmeler mevcuttur. Son idari düzenlemeyle bu kırsal yerleşmelerin tamamı
“mahalle” olarak adlandırılmıştır.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz