Hz. Şuayb’in tüm uyarılarına rağmen onu yalanlayan Eyke halkını, sonunda gölgelik gününün azabı yakaladı. Gerçekten o büyük bir günün azabıydı.
Bu azabın ayrıntılarını ne Kuran’da ne de sahih hadislerde bulmak mümkün değildir. Ancak metinden öğrendiğimiz şudur:
“Bu halk gökten bir azap isteğinde bulununca Allah kendilerine bir kubbe gibi üzerlerini örten bir bulut gönderdi ve sürekli yağış azabıyla hepsi helak oluncaya kadar bulut üzerlerinde kaldı.”
Medyenlilere gönderilen azabın mahiyetinin, Eykelilere gönderilenden farklı olduğunu Kur’an açıkça belirtmektedir. Eykeliler gölge azabıyla helak edilirken Medyenlilere gelen azap korkunç bir deprem şeklinde idi.
Helak olan kavimlerin ibret dolu kıssalarının peş peşe sıralandığı Araf Suresi’nde Medyenlerden şöyle bahsedilmektedir:
“Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Dedi ki: ‘Ey kavmim! Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka Tanrınız yoktur. Size Rabbiniz den açık bir delil gelmiştir; artık ölçüyü, tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik vermeyin.
Düzeltilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlar iseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır. Tehdit ederek, inananları Allah yolunda alıkoyarak ve o yolu eğip bükmek isteyerek öyle her yolun başında oturmayın. Düşünün ki siz az idiniz de O sizi çoğalttı.
Bakın ki, bozguncuların sonu nasıl olmuştur. Eğer içinizden bir grup benimle gönderilene inanır, bir grup da inanmazsa, Allah aramızda hükmedinceye kadar bekleyin. O hâkimlerin en iyisidir.”
Kavminin ileri gelen kibirliler dediler ki: ‘Ey Şuayb! Seni ve seninle beraber inananları memleketimizden kesinlikle çıkaracağız veya dinimize döneceksiniz.’ (Şuayb): ‘İstemesek de mi?’ dedi.
“Doğrusu Allah bizi ondan kurtardıktan sonra tekrar sizin dininize dönersek Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz Allah dilemiş başka, yoksa ona geri dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz sadece Allah’a dayanırız. Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında adaletle hükmet. Sen hükmedenlerin en hayırlısısın”
Bu ayetle Şuayb (a.s.) kavminin dinlerine dönme teklifini reddetmekte, fakat bu işte Allah’ın dilemesini istisna etmektedir. O’nun bu tutumu, Allah’ın iradesine teslim olmasının bir ifadesidir.
Çünkü Peygamber ve veliler devamlı olarak Allah’ı azabından ve durumlarının değişmesinden korkarlar.
HER ŞEY ALLAH'IN ELİNDEDİR
Bu sebeple Şuayb (a.s.) diyor ki: Allah’ın dinini bırakıp ta sizin dininize dönmemiz kabul edilir şey değildir. Ancak Allah bizim helakimizi dilemişse bir şey diyeceğimiz yoktur. Çünkü bütün işlerimiz O’nun elindedir. O, dilediğini itaat sebebiyle mutlu kılar, dilediğini de günahından ötürü cezalandırır”
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz