Hazreti Nuh, kavminden üç şey istiyordu: Putlara tapmayı terk edip Allah’a kulluk etmek, Allah’tan kokup günahlardan uzak durmak ve peygamber olarak kendisine itaat etmek.
Nuh (a.s.) tebliğ yaparken karşısında, hakkı duymak istemeyen kulaklar, irfana kapalı ve kılıflı kalpler, taşlaşmış akıllar, kayadan daha katı ruhlar, demirden daha kavi, öğüt ve nasihat dinlemez dimağlar, korkudan ve azaptan ürpermez simalar buldu. Nasihat ettikçe çıldırıyorlardı. Aralarında peygamber olarak, 950 sene kaldı.
Hz Nuh ile kavmi arasında çok uzun ve aynı zamanda ilginç bir mücadele süreci yaşanmıştır. O, kavmine kendilerine gönderilen Peygamber vasıtasıyla kurtuluşları için tevhit inancından ayrılmamalarını çok zor şartlarda, uzun zaman ve olağanüstü bir sabırla anlatıyordu.
Onlar ise bütün bu ısrarlara rağmen tevhit inancını bırakıp bunun tam zıddı bir şekilde putlara tapıyorlardı. Bununla da yetinmeyip O’nu alaya alıp işkence ediyorlardı. Kavmiyle uzun ve amansız bir mücadele süreci geçiren Hz. Nuh’tan şöyle bahsedilmiştir:
Yaşadığı dönemin krallarından Mahvil’in torunu Azre ile evli olan Hz. Nuh, krala davetini anlatınca hapse atılıp işkenceler görür. Israrla tebliğe devam ederken, kavmi, ‘La İlahe İllallah’ sözünü duyunca parmaklarını kulaklarına tıkayıp, başlarını da elbiselerinin içine sokarlardı.
Peygamberlerine hakaret edip döver ve yüzüstü yere düşür, kan revan içinde kalıp bayılıncaya kadar bırakmazlardı. Yine de tebliğinden vaz geçiremeyince onu etkisizleştirmek için ‘mecnundur, yaptıklarından mesul değildir’ derlerdi. Hatta zamanın Babil kâhinleri O’nun öldürülmesini istiyorlardı.
Hz. Nuh ise ayılınca: ‘Kavmimi hidayet et Allah’ım! Zira onlar bilmiyorlar’ diyordu. 950 yıl boyunca putları bırakıp tek olan Allah’a ibadet etmeleri konusunda uyarılarına devam etti. Kavmi, O’nun bu davetini kabul etmedikleri gibi, tevhit inancından daha da uzaklaştılar. Çok sabırlı ve halim biri olmasına rağmen ona o kadar zulmetmişlerdi ki nihayet: “Ya Rab! Yeryüzünde dolaşan, bir kâfir bile bırakma! Zira bırakırsan onlar senin kullarını senin yolundan saptırırlar ve sadece kendileri gibi kâfir ve ahlaksız çocuklar dünyaya getirip yetiştirirler.” diye beddua etti.
Bundan sonra oluşacak olan doğal afete (tufan) karşı alınacak tedbirler kendisine vahiy edildi. Hz. Nuh, bir marangoz idi. Gemiyi Allah’tan gelen bir vahiy ile O’nun inayet gözü altında yapması emredildi.”
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz