Vahye dayalı ilahi kaynaklar göre ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’dir. İnanç mevhumu, ilk insandan günümüze kadar, insanlık tarihi boyunca hep var olmuştur. Hiç kimse inançsız değildir. Her insanın bir inancı, bunun yanında bir ideali vardır. İnançlar ise esasında iki türlüdür.
Birincisi vahye dayalı olup Allah’ın peygamberleri (elçileri) vasıtasıyla ve vahiy yoluyla bildirdikleri hükümleri, zaman zaman doğru yoldan sapan ve azgınlığa düşen insanları uyarmaları amacına yönelik olan ilahi inanç sistemidir. İkincisi ise bazı insanların bu sistemi reddederek kendi isteklerinin ve hoşuna giden kuralların, yaşamlarına yönelik olarak geliştirdikleri beşeri inanç sistemidir.
İnsanlık tarihi boyunca bu iki farklı inanç sistemlerini benimseyen gruplar arasında amansız bir mücadele olagelmiş, sonuçta milyonlarca insan hayatını kaybetmiş, tarif edilmesi güç maddi ve manevi kayıplar meydana gelmiştir. Günümüzde de devam eden ve insanlığa korkunç zararlar veren bu ezeli mücadelenin gelecekte de devam edeceği düşünülmektedir.
Kutsal kitaplar, ilk insanlardan beri Allah tarafından, zaman zaman doğru yoldan sapan insanları uyarmak ve onlara doğru yolu göstermek için elçiler (peygamberler) gönderildiğinden bahseder. Söz konusu kaynaklar elçilerin iyi, doğru, güzel, faydalı ve adil olarak bilinen değerlerden saparak azgınlaşan topluluklara, yaptıkları bütün uyarı, ikaz ve tehditlerine rağmen kötülüklerinde ısrar etmeleri sonucu, başlarına gelen çeşitli büyük musibetlerle toptan helak edildiklerini belirtilmektedir.
Kaynaklarda geçen ifadelere göre bu felaketlerin şiddetli bir tufan, deprem, sel, kasırga, kuraklık gibi yerel ve küresel çapta etkili olan olağanüstü olaylar şeklinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu kitaplar, önceki kavimlerden bazılarının ideal değerleri kendilerine benimsetmek için gönderilen peygamberlere iman etmeyip inat, isyan, azgınlık ve taşkınlıklarına devam etmesi sonucu, memleketlerinin viranelere dönüp helak edildiklerini ayrıntılarıyla anlatır.
Bazılarının üzerine gökten ateş ve taş yağdırılıp yerleşmelerinin taş yığını haline geldiğini, bazılarının şiddetli depremle sarsıldıklarını, bazılarının bir sel, kasırga veya tufanla toptan yok edildiklerinden, bazılarının ise iç karışıklıklarla birbirlerini kırıp geçirdiklerinden bahseder.
İlahi kaynaklarda dikkat çekilen örnek kişiliklerin ve zaman zaman meydana gelen olağanüstü olayların anlatımındaki temel amaç, insanlara tevhit inancını anlatan ve onları şirkten uzaklaştırmaya çalışan elçilerin karşılaştıkları zorluklarla mücadeleleri ile bu zorluklara karşı kararlı ve sabırlı tutumlarını, kendilerinden sonra gelecek nesillere örnek ve ibret teşkil edecek şekilde aktarmaktır.
Böylece yaşanmış gerçek olaylardan yola çıkarak insanları azgınlık ve zulümlerinden alıkoyarak onlara doğru yolu göstermek ve sonuçta iki cihan saadetine kavuşturmaktır. Bu yüzden kıssalar insanlara, ideal yaşam değerlerini benimsetip onlara dünya ve ahiret saadetini gösteren yol işaretleridir.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz