Sabahtan akşama kadar işteyim, akşam eve gelince de yok
çocuklardı yok ev işleriydi derken kitap okumaya zamanım olmuyor ki… Bu
yaklaşım, kitap okumanın ruhun ve beynin ihtiyacı olduğu gerçeğine sırt dönmek
demek. Kitap okumayı boş zamanı değerlendirme gibi görmek insanı ya yanıltıyor
ya da tembelliğin kollarına atıyor.
***
Çocuklarınızın da sizin gibi kitap dünyasından uzakta
büyümelerini ister misiniz, sorusunu abesle iştigal olacağından soramıyorsunuz.
Zira çocuklarının okuma alışkanlığı kazanması için maddi anlamda hiçbir şeyden
kaçınılmadığı ortada ancak ebeveyn, çocuğun söyleneni değil gördüğünü
kopyaladığının farkında değil. “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.” sözü bu gerçeğe de uygun.
***
Vakit geç değil, diyerek bana ayrılan yer için artık tamam
dediğim bir önceki yazımı dikkate alan ebeveynler doğru adımı attı ya da atmak
üzere. Onlar, artık çocuklarının iyi okur, dolayısıyla algı ve muhakemesi
yerinde, özgüveni yüksek bireyler olarak önlerindeki uzun yaşama katkı
sağlıyor, doğru ebeveyn davranışı sergiliyor olacaklar. Her gün ve en az bir
saat… Telefonumuzla gereksiz vakit harcama yerine kitap okumanın hazzını
duyumsamak ve çocuklarımıza rol model olmak… Doğru olanı bu.
***
“Her gün bir saat
ayırmam zor” diyenleri duyar gibiyim. O kadar iş, günün yorgunluğu ve kendimizi
haklı çıkarmaya çalıştığımız türlü karşı çıkışlar… Zor hatta imkânsız kabul
ettiğimiz alışkanlık ya da davranışların aslında tanımlamalarındaki gibi
olmadıklarını söylemeliyim. Yeter ki kararlı ve istikrarlı olalım, o zor hatta
imkânsız olanı başarmak için ona ayrılması gereken zamanı ve emeği vermesini
bilelim. Zamanla keyifli bir yolculuğun bizimle olduğunun mutluluğuna
varacağımızdan eminim. Hem biz hem geleceğimiz olan, yarınlara hazırlamakla
yükümlü olduğumuz çocuklarımız… Bundan daha keyifli ne olabilir ki…
***
Dikkat edilmesi gereken önemli bir husus da çocuklarımızın
okuyacağı kitapların seçimi. Henüz yaşı gereği kitap seçmede bağımsız karar
veremeyecek yaştaki çocuklarımız için resimli kitapları önermek doğru bir
yaklaşım. Birey olma çabasını aşmış, kendi kararlarını verebilecek çağa gelmiş
olan çocuklarımız için ise kitap seçimini ebeveynin yapması doğru değil. Ancak
özel günlerde örneğin doğum gününde, bayramlarda, bir başarısını ödüllendirmede
daha önce hangi tür kitapların ilgisini çektiğini gözlediğimiz türden kitaplar
alarak hediye etmenin anlamlı olduğu kadar kitap okumasını teşvik edici
olacağını dışarıda tutalım.
***
Kitapların devletimizin üniter yapısına aykırı olmaması,
genel ahlak normlarının içinde kalması koşuluyla çocuklarımızın okuduğu
kitaplara müdahale etmenin yanlış olduğunu göz önünde bulunduralım. Okuma
alışkanlığı kazanan çocuklarda zamanla kitap türü ve içeriği ile ilgili
değişimler olacaktır. Sözgelimi ilkokul ikinci, üçüncü sınıfta masal türünden
kitap okumaya başlayan çocuğun zamanla hikâyelere ve küçük hacimli romanlara
doğru meylettiğini gözlemleyebiliriz.
***
Romanların türünde de değişimler gözlemlemek normaldir.
Örneğin bir zamanlar fantastik macera romanları okuyan bir çocuk zamanla tarihi
ve adım adım edebi romanlarla buluşmaya başlayacaktır. Okuma alışkanlığı kök
saldıkça klasikler, fikir eserleri, mesleki eserler halkaları eklenecektir
hayatına.
SON SÖZ
Ebeveyne düşen, çocuğunun kitap okuma alışkanlığı
kazanmasındaki rol model yaklaşımına devam etmesi; kitap seçiminde pasif ama
tavsiyeci davranış ve uzaktan gözlem.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz