Birinci Dünya Savaşı sonunda ülkemizi işgal ederek paylaşma amaçlarını gerçekleştirmek isteyen İtilaf Devletleri, karşılarında milletin bağrından doğan Kuvayımilliye ile karşılaşmışlardı. Amaç, milletin malını, canını, namusunu, vatan toprağını işgal güçlerinden korumaktı. Düzenli bir ordu değildi, elindeki silah ve cephane sınırlıydı.
***
19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa, vatanın kurtuluşunun millî kuvvetlerle ancak mümkün olabileceğini biliyordu. İstanbul Hükûmeti, işgal kuvvetlerinin dayatmasıyla Mustafa Kemal Paşa’nın başlattığı millî direnişin çökertilmesi için baskı kuruyor; netice alabilmek için de Mustafa Kemal Paşa’nın bütün rütbelerini elinden alıyordu. İşgal kuvvetlerine göre Mustafa Kemal Paşa isyancı idi.
Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin Kuvayımilliye ile irtibatı, millî direnişin Anadolu’nun bütün sathına yayılmasını sağlamıştı. Kuvayımilliye, vatan sevgisiyle dolu milletin öz evladı, Mustafa Kemal Paşa vatanseverlerin lideri. Milletin inancı, imanı böyle. Tarih de bu imanı teslim ediyor. İşgalcilere göre ise Kuvayımilliye isyancılar topluluğu, önderi ise asi…
***
Hepimizin hafızasında yer etmiş yakın tarihimizi milletimizin ve batı medeniyetinin nasıl gördüğünü hatırlamak için özetlemek istedim. Algı oluşturmada, kamuoyunu yönlendirmede günümüzün bütün teknolojik araçlarını kullanan batılı emperyalist güçler, yakın tarihimizde Türk Milleti için uygulamaya çalıştıkları stratejist algı operasyonunu bugün maalesef Gazze’de vatanını korumak için canını hiçe sayan kahramanlar için sahneliyor.
***
İsrail-Filistin arasındaki onlarca yıl süren savaşın geldiği noktada batının verdiği destekle Siyonist İsrail’in tüm Filistin’de uyguladığı vahşetin gerekçesi, onlara göre HAMAS denilen terör örgütünün yok edilmesi. Gazze’de bütün dünyanın gözleri önünde uygulanan soykırım, Filistin’in geri kalan topraklarında uygulanan zulüm, çok değil, bundan yüz sene önce Ermenilerin, Yunanlıların, Fransızların, İngilizlerin ve destekçilerinin Türk Milletine uyguladığı zulmü hatırlatıyor: Mustafa Kemal’i asi, Kuvayımilliyeyi isyancı diye adlandıran batılı gözün vahşeti.
***
Dün bizi yok etmek isteyen, ordularıyla vatanımıza saldıranlar, bugün İsrail’e maddi, manevi her türlü desteği vererek Filistin’e saldırıyor. Dün Kuvayımilliye isyancı olarak göstermeye çalışan güçler, bugün HAMAS’ı terör örgütü olarak adlandırıyor. Algı oluşturmada farklı yöntemler kullansalar da ortada olan Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitleri’ne şiirinde dediği gibi “Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk.”
***
İstiklâl Savaşı’mızı, “Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli, Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.” diyerek vatan uğruna, inancımız uğruna yaptık. Haçlı- hilâl mücadelesi. Bugün HAMAS’ı malını, namusunu, vatanını, inancını korumaktan gayrı görmek, batının yanıltıcı, yönlendirici yalan ağzı. HAMAS’ı batı gözüyle gören kör izan içimizde varsa durup vicdanlarının sesine kulak vermelerini salık verelim. Bağımsızlığımızı kazandıktan sonra vatanımızı cumhuriyetle taçlandıran Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, yaptıklarını ve ona omuz veren, inanan bu topraklarda kefensiz yatan şehitlerimizle Gazze’de, Filistin’de vatanları için kefensiz yatanların aynı uğurda şehadete erdiklerini hatırlayalım.
***
SON SÖZ
Batılı emperyalist güçlerin ve destek verdikleri Siyonistlerin gözüyle HAMAS’a bakmanın, insanlığın vicdanını sızlattığının farkına varalım.
“Söz kısa gerek şimdi feraset sahibine,
Uz olsa ne fayda kör siyaset garibine.”
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz