Yazılı mahiyette ve çeşitli sembollerle başlayan edebi bir atışmanın; kimlik ifşası sonrası tansiyonunun yükselmesiyle birlikte, Nihal Atsız’ın Sabahattin Ali tarafından mahkemeye verilmesi sonucu ortaya çıkmış, aslına bakarsanız o günkü mahkeme tarafından tayin edilmiş bir duruşma günüdür 3 Mayıs 1944.
***
Ancak durumun ne o günkü iktidar ne bürokratik ne de akademik çevrelerin beklediği gibi ilerlediğini pek de söyleyemiyoruz. Aslında alelade olarak değerlendirilip, teğet geçirilebilecek bu olayın; bir anda, olağanüstü bir refleksle baş gösterdiği ve memleketin bugünkü siyasi levhasına dahi ciddi şekilde şekil verdiğini rahatlıkla görmekteyiz. İmparatorluk mirası olan veya genç Cumhuriyetin kurduğu bazı üniversitelerde; 3 Mayıs 1944 hadisesiyle birlikte bir anda açığa çıkan gençlik hareketlerinin, doğal şekilde tezahür eden bu şekil verme hareketinin unsurlarından biridir diyebiliriz. Peki, bu durum, bu hadiseyle birlikte gerçekleşen tutuklama ve yargılama zincirlerinin birçok figür ve liderini bu atmosferden çıkarması mümkün müdür? Pek tabii. O sıralar Ankara’da öğrenci olarak bulunan Osman Zeki Yüksel ise tutuklanan öğrencilerden biridir.
***
Antalya’nın Akseki ilçesinde 25 Temmuz 1917 tarihinde doğmuştur. Babası Salim Efendi o dönem Akseki ilçesinde görev alan müftüleri arasındadır. Gençlik yıllarında okumaya meraklı olduğu anlaşıldığı için Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde felsefe okumasına izin verilmiştir. Her ne kadar babası Salim Efendi’nin din eğitimi kapsamında bir eğitim hayatı geçirmesini istese de bu durum Osman Zeki tarafından şiddetle kabul edilmemiş ve hatta yer yer inatlaşma konusuna sebebiyet vermiştir. Osman Zeki’nin; “Serdengeçti” oluşundaki en temel faktörlerden olan inat mevhumunun ilk ortaya çıkış noktası burasıdır diyebiliriz.
***
Doğduğu coğrafyanın özelliklerini üstünde bir gömlek gibi gittiği her yere taşır. Bu yeri gelince TBMM, yeri geldiğinde de cezaevidir. Yaşamak için keskin ve sert olma mecburiyetinin bilincindedir. Ancak bu durum; kendisinden beklenmeyecek ölçüdeki muziplik ve mizah duygusunu doğal şekilde yansıtmasını engellemez
***
İlk cezaevi tecrübesi sonrası eğitimine devam etmek isteyip alınmadığı zaman devrin Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’e ‘Yüksek Vekaletin Alçak Vekiline’ diyebilecek kadar tavizsiz bir üsluba sahiptir. Ağzının sağ yanı ile Kur’an okuyup sol yanıyla kızıl ıslık çalan bakan olarak nitelendirir. Hem dostları hem de ailesinin yalvarışlı tenkitlerine rağmen bu durumdan asla vazgeçmez. Tekrardan hapse gireceği zaman ise “Açılın kapılar Osman geliyor” yazabilecek kadar mutmain ve cesaretlidir.
***
Bu çileli, keskin ve tavizsiz hayatın muzip tarafları yok mudur? Pek tabii. Adalet Partisi’nden Antalya Milletvekilliği yaptığı sırada, Meclis Başkanlığı’ndan ısrarlı şekilde gerçekleştirilen “Osman Bey kıravatınızı takınız” telkinlerini göz ardı etmeyip kıravatı beline takarak konuşma yapması, herhangi bir meclis konuşması esnasında ‘buradakilerin yarısı hayvandır’ deyip yoğun eleştiriler alması sonrası aynı kürsüye çıkıp “Efendiler, dün hiddetle yanlış konuştuğum için düzeltiyorum, buradakilerin yarısı hayvan değil” demesi de örneklerinden biridir. Ofansif üslubu ise sadece dışarıya değil ailesine de yansımıştır. “İki İsmet hayatımı heder etti” deyişi sonrası eşi İsmet Hanım’ın bu duruma fazlasıyla içerlediği ve hatta Osman Zeki Yüksel’in bu deyişle alakalı “pişmanım keşke demeseydim” dediği ise yakın çevresinden bilinmektedir.
***
Türk-İslam anlayışının en önde gelen keskin ve yer yer muzip figürü; ölümüne sebebiyet verecek parkinson hastalığına bile “yahu bu parkinson da neymiş, araba markası gibi” diyerek alaycı bir şekilde yaklaşmıştır. Ancak keder ve çilelerle dolu bu vücut; bu keskin ruhu Kasım 1983’te taşımayı bırakmış ve emaneti teslim etmiştir.
***
Böyle figürler için herhangi bir başlangıç veya sonu tayin etmek mümkün değildir, daima bir köşenizde bekler. Memleketin kalender, kıravatsız ve bağrı yanık Toros Yüzlü Adamına daimi sevgi ve saygılarımla.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz