Sanırım yazmakta en çok zorlandığım, ara ara duraksayıp duygulandığım ilk yazı olacak. Bugünü o kadar çok beklemiş ve “Bitince ne tepki veririm” diye kafamda o kadar kurgulamışım ki an itibariyle hiçbirini yapamıyor ve sadece izliyorum. 08.12.2024 sabah 08.16, az önce hazırladığım kahveyi içerken Suriyeli muhalifler Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na girdi haberlerini gülümseyerek okuyorum. Büyümüşüz galiba, 19 yaşındaki halim olsaydı böyle olmazdı tabi.
***
Taze bir
üniversite öğrencisiydim, Eskişehir’deydim. Ufak ufak gelen bazı haberlere
dikkat kesiliyor “bir şeyler oluyor ama bu insanlar neden sokaklara inip
gösteri düzenliyor ki ne var bu Esed’te” sorusunu soruyordum. Haliyle tabi
aldığım tüm cevaplar ikilem içeriyor, manasız bir komplodan öteye geçemiyordu.
Neymiş; Hamza el Hatip isminde 13 yaşında bir çocuk duvara yazı yazıyor diye
gözaltına alınmış, işkence edilmiş, her türlü sair organı parçalanıp sokağa atılmış,
bu yüzden uzun zamandır rejime karşı dolu Suriyeliler ayaklandı. Bunları
duyunca da “ne dediğinizin farkında mısınız bu nasıl bir vahşet pornografisi,
siz hangi dünyada yaşıyorsunuz” tepkisi veriyordum haliyle. Ta ki; 21 Ağustos
2013’te Guta’da Sarin gazıyla kundaktaki bebekten, paytak paytak yürüyen
çocuklara kadar binlerce sabinin çırpına çırpına ölüşüne televizyonlarda canlı
canlı şahit olana dek.
***
Sonrası da böyle
işte, büyük bir tufan. Bu tufanda kimleri tanımadım ki? Halepli Abdülkadir
Salih, Abdulbasit Sarut. Peki ya Zahran Alluş… Bu sakallı ve sert duruşlu adamı
Hello Kity’li defterini neden sürekli yanında taşıyor deyince bombalar altında
can veren küçük kızından kalan yadigar tek şey olduğunu öğreniyorsun tabi.
Özgür Suriye’yi görmek onlara nasip olmadı, mekanları cennet olsun.
***
IŞİD belası,
Ebubekir Bağdadi, Adnani, Hasan Nasrallah, Kasım Suleymani, Reyhanlı
katliamının baş müsebbibi Mihraç Ural ve acilcileri, Suheyl Hassan, Direniş Ekseni
denilen Şiiler, bizim gücümüz yetmiyor Rusya ve Lavrovla görüşmeliyiz diyen
İran, 2017 ve Halep’in düşüşü, sıra sende Hatay onu da alacağız diyen Beşar
Esed’in köpekleri, Rus bombardımanları… Hepsi geride kaldı.
***
Ya Beşar Esed’le
anlaşmalıyız, o Suriye’nin meşru gücü diyenler? Girdiniz bir Ortadoğu
bataklığına her şeyi mahvettiniz, Esed’le anlaşın PKK/YPG’yi beraber temizleriz,
son güne kadar Esed’le ortak mutabakat sağlamalısınız tayfası nereye kayboldu? Ya
siyasi varlığını Suriyeli mültecilerin gidişine bağlayan Ümit Özdağ? Hala bir
yerlerde “bu olamaz, mutlaka bir şey olmalı” diye bağırdıklarına eminim, bu
sessizlik onun işareti. Nerede o kabullendiğiniz Şii Hilali beyler?
***
Ya Amerika’ya
güvenip Suriyeli Arapları memleketinden kovan, ne hikmetse Beşar Esed’in mafya
rejiminin boşalttığı yerlere sorgusuz sualsiz savaşsız yerleşen ve Beşar
Esed’in devrilişinin ardından şimdi arkasına bakmadan koşarak Deyrezzor’u ve
birçok yerleşim yerini terk eden YPG? Şimdi neredesiniz?
***
Her şeye ve
herkese rağmen direnen, iktidarının en çok sallandığı dönemde dahi “benden
mazlumları göndermemi istiyorlar, bunu asla yapamam” diyen, küçücük de olsa
İdlib’i korumak için canını dişine takan, İdlib düşerse Hatay gider diyen, 15
Temmuz 2016’dan 45 gün sonra Suriye’ye harekat başlatan, 27 Şubat 2020’de Bahar
Kalkanı Harekatı ile küçücük de olsa umutlar yeşerten, bu sürecin tek hamisi
olan kişiye hakkını teslim etmek gerekiyor: Recep Tayyip Erdoğan
***
17 Mart
2011’den beri Suriye’de namussuz Beşar Esed rejimine karşı direnen, anne ve babasını,
çocuğunu, ailesini, hayatını kaybeden, vatanından göç edip hasretiyle ölen
milyonlarca onurlu Suriyeliye rahmet olsun. Vatanının güvenliği için 27 Şubat
2020’de İdlib’te Rus saldırısında şehit olan ve bilcümle kanını döken onurun ve
şerefin timsali Mehmetçiğimize rahmet olsun.
SON SÖZ
Zaman geldi. Kasiyun
Dağı’nda acı kahve içip nargile fokurdatırken Şam-ı Şerif’i izleyip olanları
hatırlama zamanı. Hey gidi Beşar köpeği, sen ne dişli domuzdun.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz