Türkiye’de sol neden gelişemedi sorusu siyasi sohbetlerin kült sorularından biridir desek pek de yanlış olmaz. Kendisini halka dayandıran ve köyden kente göçün gerçekleştiği sırada parlayan bu hareketin; köylünün, kente alışkanlık ve inançlarını taşıdığını genellikle ironik bir şekilde gözardı ettiği ise malumdur. Varlığını “köylü şehir kültürüne entegre olacak” ezberi üzerine kurduğu için nihayetinde asla tatmin edici bir cevaba ulaşamaz, geçiştirir ve suç başka unsurlara atılır. Odağı entelektüel bir çevreyi kutsamaktan geçip genele sirayet edemediği için sınırlıdır. Özetle; yerli değil ithaldir.
***
Peki, durup zaman çarkını tersine seyrettirelim. Şehre gelen köylünün öyle veya böyle benimsediği İslami kültürle iç içe ilerleyen Türk usulü bir sol hareketi 60’larda yaşansaydı, tarihin seyri ne ölçüde değişirdi? Atıyorum aslen Tokat’ın bir köyünden çıkmış ve Beyazıt kampüsünde genç bir hukuk öğrencisi olan Mahir Çayan’ın ders çıkışında İsmailağa Camiine gidip diz kırarak Elif Ba öğrendiği ve cami cemaatine cami avlusunda takkeyle proletarya ve burjuvazi anlattığını.
***
Bu ihtimali ufak ufak sorgulatan bir habere denk geldim birkaç gün önce. Sosyal medyada kısa kesit videolarıyla ünlenmiş Oğuzhan Alpdoğan’ın eski çalıştığı fabrikada gerçekleşen greve destek amacıyla katıldığını okudum. Grev gibi son derece “sosyalist” bir emare taşıyan, genellikle sıfır nokta sıfır sıfır oy potansiyelli tüzel kişiliklerin hayat memat meselesi olan bir eylemin bu “dümdüz” influencerla ne işi olurdu ki?
***
Dümdüz diyorum, çünkü gerçekten öyle. Günlük hayatta yaşanan basit olayların anlık patlamalı komedi unsurlarını “bakın böyle oluyor” diyerek yalın bir şekilde anlatmanın başka bir açıklaması yok. Cem Yılmaz’ın söylem sivriliği, Feyyaz Yiğitin anlamsız absürtlüğü veya atıyorum Özgür Turhan’ın abartılı tepkileri kesinlikle bulunmuyor. Genel stand-up vari bir bütünlük mü sorusunun cevabı direkt hayır oluyor ancak diğer yandan Nuri Bilge Ceylan veya Zeki Demirkubuz gibi yönetmenlerin uzun metrajlı filmler çekerek damıttığı gerçekliği sadece 1 dakikada yakalaması da hayli enteresan.
***
İslam son derece ciddi bir din. Bayramları ve kutlamaları da genellikle bu minvalde ilerliyor, diğer kitap sahibi dinlere oranla da komikliğe ve laçkalaşmaya pek açık değil. Bu yüzden; İslamın odak noktası olarak geçtiği gülümseten, eğlendiren ve kahkaha attıran birtakım eser ve içeriklere denk gelmeniz olası değil. Denk gelseniz dahi çiğlikten ötürü tadınızın kaçması pek mümkün.
***
Ancak bu durum Oğuzhan Alpdoğan’ın videolarında böyle gerçekleşmiyor. İslam dinine ait bazı ritüelleri (Cuma veya bayram namazı, kurban kesme, oruç tutmak vs.) öylesine yansıtıyor ki “aaa evet” şeklinde gülerek, vaziyeti anlayacağını düşündüğümüz eşimize dostumuza göstermemize sebep olabiliyor. Son derece ciddi bir eylemin içerisindeki anlık komiklikleri saniyelik şekilde odak haline getirebilmek aslında müthiş bir gözlem yeteneğinin göstergesi. Ve durum da bunu takdir etmekten başka çare bırakmıyor.
***
Peki, sadece dini motifler mi, hayır. Ne yaşıyorsak sadece onu görüyoruz. Gece vakti çorba içerken, kuruyemiş almaya geldiğimizde, arabada dinlediğimiz radyocunun gereksiz enerjisinde, hastanede, ekmek kuyruğunda, halk otobüsünde, kahvede ve bunun gibi birçok şey. Her seferinde de aynı tepki, aaa evet derken bir anda gelen gülümseme ve kahkaha ile birlikte. Ezcümle bize bizi göstererek ifade ediyor, bir nevi hikaye anlatıcılığı yani.
***
Herhangi bir mesaj içeriği olmadan, suya sabuna dokunmadan, hedef almadan gerçekleştirilen dümdüz bir anlatıcılık neyi işaret eder ki sorusunun cevabı ise kabullenmekten geçiyor. Hayatın keşmekeşinin, sosyal adaletsizliğin, inanç kültlerinin, sosyal ilişkilerin insan üzerindeki yoruculuğunu anlatarak bariz şekilde isyan etmeksizin çıkan bir vaziyet yani. 1993 doğumlu bu standart bir Türk vatandaşı da kamerasıyla çekip devrimci bir edayla halkı halka anlatma gayesinde bulunmuyor. Bir hedefi veya çıkarımı yok. Buyuz diyor İşte tam da bunun gibi biz de bu kabullenişle beraber onu izliyoruz. Daim olsun.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz