Yılardır Osmanlı dönemi öncesi Antalya mezar taşlarını
fotoğraflıyorum. Tarihi mezar taşlarının fark edilmesi, kıymetinin bilinmesi ve
hak ettiği şekilde korunup, gelecek kuşaklara aktarılması için bir vatandaş
olarak her türlü gayreti göstermeye çabalıyorum ve bu çalışmaların sonunda
kısmen de olsa netice alıyorum.
***
Yakın zamanlara kadar şu veya bu sebepten tarihi mezar
taşları ile geniş halk tabakalarının pek irtibatı ve ilgisi yoktu.
Akademisyenlerin çalışmaları ve eserleri halk tabanına, geniş kitlelere
ulaşamıyordu. Bilindiği üzere halk, bilgisinin olmadığı konuda ilgisiz
kalıyordu.
***
Gerçek şu ki, halkın bizzat sahiplenmediği ve önemsemediği
konuda mesafe kat edilemiyor. Geldiğimiz noktada mezar taşları hakkında
bilinçlenen halkın onu koruduğunu ve sahip çıktığını görüyorum. Bu sebeple
akademinin dışında yapılan çalışmaları yok saymak, küçük görmek kabul
edilebilir şeyler değildir.
***
Bunlar birbirini tamamlamalıdır diye düşünüyorum. Bu anlayış
ve bakış açısı sadece mezar taşları için değil, topyekûn tarihi değerlerimiz,
kültür mirasımız için geçerlidir. Bu yolda yapılan her çalışma, atılan her adım
önemlidir ve gerekli ilgi ve desteği görmelidir diye düşünüyorum.
***
Bana göre mezar taşları; dönemin üslup özelliklerinin taşa
işlenmesiyle, bunların üzerinde yer alan her bir motife yüklenen derin
manasıyla, karakteristik ve yerel özellikleriyle oluşan çeşitli formlarıyla
Türk Sanatında önemli bir yere sahiptir.
***
Ayrıca mezar taşları, maddi kültür varlıklarımız içerisinde
son derece önemli bir grubu meydana getirmekte ve şehir tarihine birinci
derecede kaynaklık eden belgelerdendir.
***
Aynı zamanda bu topraklardaki Milli varlığımızı tescilleyen
birer ‘tapu belgesi’ olan mezar taşları ile ilgili yapılan birçok çalışma,
belki de arşiv belgelerinin dahi sağlayamayacağı faydalar sunmakta,
araştırmacılara farklı ufuklar açmaktadır.
***
Ancak hem tarih, hem de sanat tarihi alanı için önemli
veriler ortaya koyan bu eserlerin değeri ne yazık ki çok geç anlaşılmış ve
gerektiği gibi korunamamıştır. Bu nedenle de bir kısmı yok olup gitmiştir.
SON SÖZ
Çok değerli üstat, kültür tarihçisi, Fazıl İsmail Ayanoğlu
şöyle der mezar taşları için: "Mevcut yüksek sanat abidelerimiz 'faraza'
ortada olmasaydı bile, mezarlıklarımızda bulunan nihayetsiz eserler, bu milleti
medeniyet göklerine çıkarmağa kâfi gelirdi."
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz