Tarih boyunca çok geniş coğrafyalara yayılarak birçok dinle tanışan eski Türkler, etkileşim ve tanışmalara rağmen kendi kültür ve inançlarının temelinin ilk halini korumuşlardır. Atalarımız, geleneksel dini sistemleri olan Gök Tanrı inancı yanında tabiatta var olduğuna inandıkları koruyucu ruhları da benimsemişler ve bu anlayışın bir sonucu olarak koruyucu ruhlar olarak gördükleri tabiat ruhlarına ayrı bir önem göstermişlerdir.
***
Özellikle Güneş, Ay, yıldızlar, dağ, orman, ağaç, taş, kaya, ateş ve atalar kültü Türkler için önemli kültlerdir. Bu kültlerin kutsallığına inanmış ve kurbanlar sunmuşlardır. Anadolu’da Türkler arasında eski bir inanış olan çocuk dileme de Umay Ana kültünün bir devamı niteliğindedir. Çocuk sahibi olmak isteyen kadın türbe, ağaç ya da bir pınar başında dua ederek temsili bir beşik veya bebek figürünü oraya asarak ya da bırakarak Tanrı’dan çocuk sahibi olmak için yardım ister.
***
Kısaca anlatmak gerekirse Umay Ana Türk topluluklarına yardım eden, kadınları ve çocukları koruyan bir ruh olmasının yanında, bütün insanları koruyan ve kut veren bir tanrıça-ruh olarak kabul edilmiş ve gerek mitolojide gerekse günlük yaşamda varlığını korumuştur.
***
Bugünkü yazımızda sizlere Elmalı Tekkeköy’de yüksek bir tepede bulunan bir ardıç ağacından ve bu ağaç etrafında halen devam etmekte olan çocuk dileme geleneğimizden bahsetmek istiyorum. Yıllar önce bölgeye gittiğimde çevrede birçok anıt ağaç niteliği taşıyan ardıç ağaçları görmüş ve çok etkilenmiştim. Daha da zirvelere çıktığımızda ise dallarına rengarenk mendil ya da bez parçalarının bağlandığı ziyaretçilerin dilekte bulundukları bir mekan haline gelen çok yaşlı bir ardıç ağacı beni çok etkilemişti.
***
Bildiğim kadarıyla geçmişten bugüne gerek yöre halkı gerekse çevreden gelen ziyaretçiler kadim Türk kültüründe bir ruhu olduğuna ve evrenin merkezi olduğuna inanılan ağaca dua ediyor; kutsal sözler aracılığıyla ağacın varlığını selamlıyorlar. Ayrıca çaput bağlayarak, saçı ve kurbanlar sunarak, temsili beşikleri ağacın altına koyarak çocuk diliyor ve yardım istiyorlar. Burada çaput, dileğe ulaşılması için Tanrıya sunulan kansız kurban geleneğini simgeliyor.
***
Nitekim ağacın oluşumu ile kendi hayatının tabii seyri arasında bir benzerlik gören insan, hayatını idame ettirdiği her coğrafyada kutlu mekanlarla, ağaçlar arasında münasebet kurmuştur. Dünyanın çeşitli yerlerindeki örneklerden anlaşılıyor ki Türklerde, grup halindeki ağaçlardan çok, tek ağaçlar kilit konumda olmaktadır. Bunun sebebi her halde, çıplak ve ıssız bir arazide bulunan tek ağaçların görünüş itibariyle daha esrarengiz ve daha etkileyici bir manzara arz etmesi olduğunu düşünüyorum.
***
Hepimizin bildiği gibi Türk kültüründe çocuk, bereketin ve bolluğun simgesidir. Beşik ise bebeğin uyuması için bir yatak olmasının dışında bazı Türk topluluklarında mitolojik bir nesne olarak görülmektedir. Örneğin ardıç ağacından yapılan beşiklerin, hem doğurganlığı arttırdığına hem de yeni doğan bebeği kötü ruhlardan, kötü güçlerden ve hastalıklardan koruduğuna inanılır.
SON SÖZ
İşte bundan dolayıdır ki bana göre ardıç ağacının dilek ağacı olarak seçilmesi tesadüf değildir.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz