“Sevmek sevildiğini bile fark etmeden
yaklaştıkça ölüm soğuk bir yağmur gibi
sevmek zehir zemberek ve yürekten
gecikerek de olsa vuruşur gibi
sevmek için geç ölmek için erken” (Atilla İlhan)
Yas, psikolojik ve toplumsal yönü bulunan bir olgudur. Acı
durumunda söylenen sözler, acıyı dile getiriş biçimleri psikolojik söyleme
çerçeve olan kültürel yapının bir unsurudur. Kültürel yapının sundukları
bireyin dile getirmeye çalıştığı iç sesinin, ortak acının şekillendirdiği
hafıza temeline dayalı söylemleri, dışavurumları haline gelir.
***
Aslına bakarsanız yaşam zamanla mümkündür; zamanın ta
kendisidir. Ancak bilinç, -öznel zamanın sonu olan- ölümün soğuk gerçekliğinde,
zamanı durduracak ya da geriye döndürecek, yani yaşamı sürdürecek çareler arar.
Öleceğini bilerek yaşamaya -hiç ölmeyecekmiş gibi,
unutmadan/unutmuş gibi yaparak- yaratıcı eylemlerle devam edebilmek, insanı
insan yapan şeydir. Ölümün farkındalığı ve yaşamın devamı arasındaki çizgide
yol alan insan, bu farkındalığın yarattığı bilinçle yaşar. Bu anlamda ölümü hem
kendi bedeninde, hem de başkalarının ölümü ile kendi zihninde yaşayacak ve
yaşatacak bir varlıktır.
***
Sözsüz semboller, ‘yas’ın verdiği sessizlikle birleşerek
adeta bu sessizliğin anlam yüklü sözcüsü durumuna geçer. “Kalp/yürek” bedenin
simgeleştirilen bölümlerindendir. İnsanoğlunun fiziksel bir organı olmasının
yanında, duygusal yönünü de sembolize etmektedir.
İnsan ruhunun ve duygularının simgesi olarak, ölüme rağmen
ölümsüzlüğü temsil eden mezar taşlarında da geçmişten bugüne kullanılmıştır.
Korkunun, hüznün ve acının, aşkın, sevginin, merhametin mekânı hep kalp olarak
düşünülmüştür.
Tasavvufta kalp yaratıcının mekânı kabul edilmiş, imanın
bulunduğu yer sayılmış ve bu doğrultuda hareket edilmiştir. Kalp Sufi gelenekte
insan vücudunun Tanrı’dan alınan kısmı olarak algılanmaktadır.
***
Toplumların üzüntülü, sıkıntılı durumlarda, üzüntülerini
dışa vuracağı sembolleri vardır. Şüphesiz kalbi sembolleyen çizim evrensel bir
boyuta kavuşmuş ve görüldüğü her yerde aşkı ve âşıkları sembollemiştir.
Dünyanın neresine giderseniz gidin kalbi simgeleyen çizim aşkın sembolü
olmuştur.
***
Unutmayınız, semboller bir milletin tarihinde ayak izleri
gibidir. Bu ayak izleri takip edilerek milletler hakkında bir kanaate varmak
mümkün olur.
SON SÖZ
Fotoğrafta gördüğünüz mezar taşındaki “kalp/yürek” motifinin
sevgiliye kavuşma arzusu ile mezar taşına işlendiği tartışmasız bir gerçektir.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz