Şu CHP’lilerin, kadınların ve LGBT’lilerin şiddetle savundukları ve sarıldıkları “İstanbul Sözleşmesi”ne biraz dokunalım mı?
Örneğin; “şiddet”i bitirir mi?
Bence şiddetli bir şekilde uygulanırsa hepsini değil ama, “aile içi kadına şiddeti” bitirebilir..
…
Şöyle ki;
Eve vardınız; karınız bir erkekle yatakta veya 14 yaşındaki kızınız kendi yaşıtı bir gençle beraber..
Bu durumda;
- Öldürmek, dövmek, vurmak, dokunmak, bağırmak, küfretmek, hakaret etmek hatta kızgın bir surat ifadesi ile bakınmak şiddettir..
- Tavır koymak, surat asmak, küsmek psikolojik şiddettir..
- Evin nafakasını, harçlığını kesmek ekonomik şiddettir..
“BUNLARI YAPAMAZSINIZ” diyor İstanbul Sözleşmesi..
Çünkü karınızın veya kızınızın cinsel hayatına karışamazsınız..
“Bu durumu namus meselesi yapmak geleneksel, şeref meselesi yapmak örfi, zina saymak dini meselelerdir.. Irzınıza tasallut görüp heriflere dokunmak da geleneksel değerlerle ilgilidir.. Bunların kökünün kazınması gerekir” diyor sözleşme..
…
Eğer karınızın, kızınızın ve partnerlerinin işi bittiyse..
Onlara “çağdaş, medeni bir erkek olarak” kalkıp "yorgunluk kahvesi" yapmanızda hiç bir sakınca yok..
İşleri bitmediyse.. Rahatsız da edemezsiniz..
Başka?
“Allah belanızı versin, ne haliniz varsa görün” deyip çekip gidemezsiniz..
Eşinizin ve kızınızın geçimini temin etmek zorundasınız..
Yani; AİLE kavramını unutmak zorundasınız..
Söyleyin şimdi;
“Aklında ve ruhunda engeli olmayan” kadın veya erkek, bu durumu kabullenir mi?
…
Sonuca gelelim;
“İstanbul Sözleşmesi” ve TV’lerdeki “diziler” Türkiye’nin bekasına yönelmiş en büyük tehdittir..
Batının, “Türkiye'yi savaşmadan yok etme” planıdır..
Ne istediğinize dikkat edin..
……………………….
GONG
İyi Parti’de iddialar bitmek bilmiyor..
Ümit Özdağ’dan sonra, İyi Parti’den istifa ederek Ak Parti’ye geçen Manisa Milletvekili Tamer Akkal’dan da bir suçlama geldi..
Akkal dedi ki;
1- İyi Parti HDP ile gizli ittifak yaptı..
2- İyi Parti’de FETÖ’cü ve masonlar aday gösterildi..
Siz ne diyorsunuz?
…………………………
“AYIPLI” REKLAMLAR..
Reklam ve pazarlama, üreticiler ve satıcıların tüketicilerle iletişimini sağlayan araçlardır..
Üretici firmaların reklam ve diğer pazarlama araçlarıyla “tüketiciyi yanıltarak” pazarladığı mal ve hizmetler, “Tüketici Kanunu” gereğince “AYIP”lıdır..
Yani, “suç”tur ve cezası vardır..
“SUÇ”a iki çarpıcı örnek..
...
1- NBA takımlarından Cleveland Cavaliers forması giyen Türk profesyonel basketbolcu “CEDİ OSMAN”ı bilirsiniz..
Bir “şampuan” reklamında oynuyor..
Reklamda antrenman yapıyor, koşturuyor, çalışıyor, ama bir türlü topu potaya sokamıyor..
Buna da çok canı sıkılıyor..
Ardından..
Duşa giriyor, o şampuanla saçını yıkıyor..
Ve adeta canavar kesiliyor, attığı her topu potaya sokuyor..
Ne anlama geliyor bu?
“Bu şampuanı kullanırsanız çalışmanıza, antrenman yapmanıza gerek kalmaz” anlamına geliyor..
Aynı zamanda yeni yetişen gençleri, “çalışmadan, antrenman yapmadan sporda başarı elde edilemeyeceği” gerçeğinden uzaklaştırmak anlamına geliyor..
Yani, “ayıplı bir reklam” özelliği taşıyor..
…
2- "YÜZ KREMİ" reklamlarını herhalde izliyorsunuz..
Yaşı daha 30'u bulmamış genç kadınlar bu kremi yüzlerine sürüyor ve ciltleri "gepegenç" bir hale geliveriyor..
Reklam, "bu kremi kullanın pürüzsüz bir cildiniz olsun" demeye getiriyor..
Yahu, daha 30'una gelmemiş kadının cildi kırışır mı?
Ciltleri zaten pürüzsüz..
Şu reklamı yaşı 45-50'yi geçmiş kadınlarla yapın da, kremin gerçekten işe yarayıp yaramadığını anlayalım..
Merak ediyorum..
Bu reklama bakıp da, cildinin gençleşeceğine inanan kadın var mıdır acaba?
...
Adı ve kimliği ne olursa olsun..
Hiçkimsenin, hiçbir firmanın sizi aldatmasına izin vermeyin, şikayet edin..
……………………………
TRAFİK
Unutma! Yollarda güvenli bir gelecek, sen kurallara uymadığın sürece gelmeyecek..
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz