Size İNANILMASI ZOR bir olay aktaracağım..

Ankara’nın CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ilçe belediyelerini tehdit etti..

“Büyükşehir’in sorumlu olduğu alanlara karışmayın, karışırsanız hakkınızda suç duyurusu yaparım” dedi..

Niye mi tehdit etti?

Biliyorsunuz, “BÜTÜNŞEHİR’lerde ilçelerin cadde, yol ve bazı parkları Büyükşehir Belediyesi’ne aittir..

Yani Büyükşehirlerin sorumluluğundadır..

Kar yağıyor, yollar açılmıyor..

Çöpler dağ gibi birikiyor, alınmıyor..

Bunlar da ilçelerde yaşayan vatandaşların günlük hayatını çok zorlaştırıyor..

Haliyle vatandaş bu işlerin yapılmasını istiyor ve belediyeye müracaat ediyor..

Ama, ilçe belediyesi “kendi sorumluluk alanı” olmadığı için ana arterlere, caddelere, yollara ve parklara karışamıyor..

Halk bunu anlar mı, anlamaz..

“Oy isterken geliyorsunuz, hizmete gelince bahane uyduruyorsunuz” diyor..

İlçe belediye başkanı da ne yapsın, “vatandaşlar daha fazla zorluk yaşamasın” diye kendi işleriyle birlikte Büyükşehir’e ait yerlerdeki karları-parkları-buzlanmayı temizliyor..

İlçede toplanan çöpleri alması gereken Büyükşehir almayınca, dağ gibi biriken bu çöpleri yine ilçe belediyesi kendi imkanları ve kendi bütçesiyle gitmesi gereken yere taşıyor..

Parklarda kırık-dökük ne varsa onarıyor..

Bundan daha iyi bir HİZMET ANLAYIŞI olabilir mi?

***

Büyükşehir Başkanı’nın ne yapması lazım?

“Vatandaşa hizmette, benim yetişemediğim yerlerde bana destek olan ilçe belediye başkanı arkadaşlarıma çok teşekkür ederim” demesi lazım, değil mi?

Bırakın teşekkürü, bakın sonuçta ne oluyor?

Mansur Yavaş ilçe belediye başkanlarına, “Büyükşehir’in işlerine karışmayın, hakkınızda kamu malına zarar vermekten dava açarım” diye tehditler savuruyor..

“HEM KEL HEM FODUL” lafı, adeta bu Başkan için söylenmiş galiba..

Hem işini zamanında ve gerektiği gibi yapmıyor..

Hem vatandaşı mağdur ediyor, hayatını zorlaştırıyor..

Hem de hizmet edenleri ve etmek isteyenleri tehdit ediyor..

Olacak şey değil..

***

CHP’li başkanların görev yaptığı bütün Büyükşehir, il ve ilçelerde MANTIK aynı..

“Temel atmama töreni” misali, HİZMET ETMEME amacıyla göreve talip olmuşlar..

İyice izleyin..

Antalya dahil, CHP’li başkanların yönettiği hangi yerde vatandaş adam gibi hizmet alıyor?

Bunları görüp de, “CHP seçmeni şiddetli bir STOKHOLM SENDROMU yaşıyor” demekten kendini alamıyor insan..

Kendisine eziyet edene BU KADAR AŞK, başka bir şey göstermiyor..

Tedavisi zor bir hastalık bu..

Allah bu İLLETTEN Türkiye’yi korusun..

……………………..

GONG

Gittiğiniz-geçtiğiniz bir semtin SOKAK HAYVANLARI sizden kaçmıyorsa..

Bir yol bulun ve mutlaka ORADA YAŞAYIN..

Çünkü, emin olun komşularınız “GÜZEL İNSANLAR”dır..

……………………..

MARKETLER DARBE Mİ YAPIYOR?

Gazeteci Mevlüt Tezel kardeşim, HEPİNİZİ yakından ilgilendiren bir konuya dikkat çekmiş..

“Türkiye'deki gıda fiyatlarında SERT BİR ARTIŞ yaşanıyor” demiş..

Ve ilave etmiş:

“Bazı ürünlerdeki yüzde 100'lük zamları ne kuraklık, ne döviz artışı, ne de enflasyonla açıklayabilirsiniz..

Marketlerde birçok ürün dövizdeki dalgalanmalardan etkilenmiyor, ama sanki etkileniyormuş gibi ekstra zamlı satılıyor..

Çiftçi haklı olarak isyan ediyor; tarlada 1 liraya alınan ürün, marketlerde 7-8 liraya satılıyor..”

***

Bu noktada hükümeti yerden yere vuranların hepsi de çok haklı..

Ama, bu aynı zamanda “KOLAYCILIK”tır..

Hükümet ve belediyeler ETKİN DENETİM yapsın, tamam da..

1- Eğer vatandaş olarak biz gereksiz zam yapılan ürünleri TALEP ETMEYE/ALMAYA devam edersek..

2- Sivil toplum örgütleri SİYASET bulaştırmadan BOYKOT-PROTESTO eylemleri düzenlemezse..

Bu marketler zam üstüne zam yapar, sizde sadece şikayet eder ve sızlanır durursunuz..

Gereksiz zam yapılan ürünü şikayet edin..

Gereksiz zam yapılan ürünü almayın, başka bir yerden onun yerini tutan bir başka ürünü tercih edin..

Yani, siz vatandaş olarak üstünüze düşeni yapın, hükümetler de gerekeni yapsın..

Özetle, şu İĞNEYİ ÖNCE KENDİNİZE bi batırın..

Sonra çuvaldızı hükümete sokabildiğiniz kadar sokarsınız..

…………………..

TRAFİK

Hızınızla değil, dikkatinizle fark edilin..