Kalplerden Allah korkusu, Peygamber sevgisi, ecdat muhabbeti kalkınca; kardeşlik duyguları felç olmuş, vicdanlar yastık yapılıp üstüne yatılmış. İstediği parayı vermiyor diye kiracı evden atılmış, evi olmayana vatansız muamelesi yapılmış.
***
İmkânı olmayan insanlar hakkını arayınca ‘Sen kaç paralık adamsın’ diye başkaları tarafından sürekli aşağılanmış. Mağdur olanlar arabaya bile alınmamış, fakir insanlara selam bile verilmemiş. Paranın az mutluluğun çok olduğu günler geride kalmış.
***
Dünyaya dalıp akrabalar ziyaret edilmemiş. Öksüz çocuklar sevilmemiş. Hayvana verilen değer ne yazık ki insandan fazla olmuş. Komşu komşuya sıcak yemek götürmemiş. Cuma günleri hariç alınlar secdeye yatırılmamış.
***
Sevgi, saygı, hoşgörü kelimeleri hayatımızdan çıkmış. Çocuklar birbirlerini döver, bıçaklar olmuş. Adına teknoloji dediğimiz cihazlar sayesinde bazıları okumadan alim, gençler çalışmadan zengin, kimileri de görmeden âşık olmuş.
***
Sözün senet olduğu zamanlar çok gerilerde kalmış, vicdanlara kanunlar yetemez olmuş. Dört bir yanımız kitap olmuş ama biz cep telefonlarının esiri olmuşuz. Okullarımız çoğalmış ama biz çocuklarımıza iyi insan olmayı, vicdanlı olmayı öğretmeyi unutmuşuz.
***
Pandemi dünyayı değiştirdi, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demişiz ama zihinlerimizde değişen bir şey olmamış. Ondan bile ders alamamış, özümüze dönmemiz gerektiğini çok çabuk unutmuşuz.
***
Yabancılar ülkemizi bu hale getirdi demişiz ama annemizin evine yerleşip kendi evimizi dolarla kiraya vermişiz. Deprem olup komşularımız evsiz kalınca kira fiyatlarını iki katına çıkarmışız. Suçluyu hep dışarıda aramışız.
***
Hatayı başkalarında aramışız ama aynaya bakmayı unutmuşuz. Sorunlardan dert yanmışız ama çözüm üretmeyi unutmuşuz. Paranın sahip olabileceği her şeyi almışız ama ruhumuz aç kalmış. Onu beslemeyi unutmuşuz.
***
Yeni köye eski adetleri getirmedikçe iyileşemeyeceğimizi anlayamamışız. Kralın çıplaklığı kadar âşikar ki ruhumuz çok kirlenmiş ama önce onu temizlemeyi unutmuşuz. Hasta olduğumuzu kabullenip acilen tedaviye başlamamız lazım.
KAPIDA
Çocuğunu öyle karşıla ki; eve geldiği zaman, en güzel yere geldiğini hissetsin. Eşini öyle karşıla ki; yanına geldiği zaman, en doğru insana kavuştuğunu hissetsin. Anneni öyle karşıla ki; doğumundaki ağrıları lezzetle takas etsin.
Babanı öyle karşıla ki; ömür boyu bir başka evlada imrenmesin. Ve mutlaka, ve mutlaka, çocuğunu öyle karşıla ki; eve geldiği zaman, en doğru, en huzurlu, en güvenli yere geldiğini hissetsin. Muammer Erkul
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz